TÜRKİYE’YE İHALE EDİLEN SORUNLAR
Trump’ın DAEŞ liderinin öldürüldüğünü açıklamasından bu yana, farklı görüşler ve açıklamaların gelmeye devam etmesi bilgi kirliliğine neden olsa da, tüm dünya gerçeği kabul etti. Önceki ABD lideri Obama’nın kurduğunu ve kendisinin bitirdiğini açıkladığı işlevini yitirmiş DAEŞ’in lideri olan Bağdadi’nin öldürüldüğünü, Trump’ın dünyaya canlı yayında uzun uzun anlatması, kafalarda geleceğe yönelik ciddi düzeyde soru işaretleri ve kuşkulara yol açtı. Trump’ın buradaki amacının 2020 Kasım ayında yapılacak seçimlerde ABD kamuoyunu etkilemek olduğu net bir şekilde görülmektedir. Dünya eko-politiğinin geleceği bakımından asıl sorun Trump’ın, seçimde avantaj sağlama adına kendi ifadesiyle bitirdiğini ve öldürüldüğünü açıkladığı bir terör örgütü lideri üzerinden, şimdiden bu kadar yaygara kopardığı göz önüne alındığında, seçimleri kazanarak ikinci defa başkan olmayı ne kadar istediğini göstermektedir. Üçüncü defa seçilmesi yasa gereği olanaksız olan ve daha radikal kararları rahatça alacak bir konumdaki Trump’ın ekonomik ve siyasi kararlarının ne yöne evrileceği, dünyanın da kaderini belirleyecektir. İlk başkanlık döneminde ve bir daha seçilememe ihtimalinde bile bu kadar dengesiz, ABD’nin diğer kurumlarının açıklamaları ile ters düşen Trump’ın varsayalım başkan seçildiğinde, alacağı ve uygulamaya koyduğu politikalar bile denilmeyecek adeta ayak üstü kararlarının, dünyanın ekonomik ve sosyal açıdan refahına zarar verecek sonuçlar doğuracağı sürpriz olmayacaktır.
ABD tarafından teröristlerin kendilerine verilen sürede belirlenen yerleri terk ettiklerine dair ülkemize yazılı beyanda bulunulmasına rağmen, o bölgelerde sivillerin öldürülmesine ve bir teröristi ülkesinde ağırlayacağını açıklaması sürecinde sanki hiçbir şey olmamış gibi batının sessiz kalmasını görünce, Türkiye’nin siyasi ve askeri alandaki mücadelesinin daha bitmediğini, bu iki unsurdan ilk etkilenecek olan ekonomi alanında da bir çok sürprizlerle karşılaşılacağını göstermektedir. ABD’nin ve kuyruğuna takılan batılıların, ülke ayırt etmeksizin Orta Doğu’nun emtialarını ele geçirmek amacıyla, bölgedeki ülkelerde çeşitli sorunlar çıkartıp enerjilerini buralarda harcatarak güçten düşürme yönünde politikalara girişmeleri, artık herkesin malumudur. Yaklaşık son elli yıla bu çerçeveden bakıldığında, Orta Doğu’da savaş, çatışma, kaosun bir an bile kesilmediği görülecektir. Irak, Libya, Suriye, İran’a doğrudan müdahale edilerek emellerine ulaşmaya çalışan ABD ve güdümündeki batı, farklı nedenlerden dolayı Türkiye ve Rusya’yı şimdilik kaydıyla, dolaylı yollardan kontrol etmeye çalışacak uygulamalara gitmektedirler. Örneğin kendilerinin ortaya çıkarıp palazlandırdıkları teröristleri, vatandaşlıktan çıkardıktan sonra posalarını başka ülkelerin üzerine bırakmak istemeleri gibi.
ABD ve batılı ülkelerin, siyasi odaklı askeri konularda verdikleri yazılı beyanlarına rağmen, aksine gelişmelerde dahi sanki hiçbir şey olmamış gibi takındıkları benzeri tavırlarla, Türkiye olarak ekonomik ilişkilerde de karşılaşmamız sürpriz olmamalıdır. Zaten yüksek enflasyon (2019 hedefi bile %12, dünya ortalamasının üç ve gelişmekte olan ülkeler için sınır kabul edilen %6’nın iki katı) ve işsizlik (%14.1) gibi yapısal iktisadi sorunlar içindeki Türkiye’nin, bir de kendi dışında alınan siyasi kararların doğuracağı kararlarla ilintili ilave ekonomik ve siyasi sorunlarla uğraşması, kendi açımızdan en istenmeyen gelişmedir. Kaçınamayacağımız gelişmeler karşısında iktisadi, siyasi ve askeri ilişkilerde daha zor durumlara düşmemek için parasal ve maliye politikası araçları, birlikte ve uyumlu olarak uygulamaya konulmalı, Berexit, petrol fiyatları, olası yaptırım konularında tüm ülke olarak, topyekûn bir mücadele ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde ayırt edilmeksizin seksen üç milyon tümden, batılıların şamar oğlanı ve oyuncağı olmaktan kurtulamayız.
Soru: Ortalama yaşam süresinin uzaması ekonomiyi olumlu etkiler mi? Neden?
Sözün Gözü: Selam vermeyene ve selam almayana, selam verilmez.