Taksim’de terörü kim ister?
İstanbul’un en yoğun yerinde, haftanın en yoğun gününün en yoğun saatinde patlatılan bomba şok tesiri yaptı. Birileri ülkemize bir mesaj vermek istediler.
Bunu da alçakça yaptılar.
Cumhurbaşkanı’nın Türk Devletleri Teşkilatı toplantısını tamamladığı, çok kritik kararların alındığı bir dönem denk geldi.
Suriye üzerinden masum insanları hedef alarak mesajın ulaşmasını istedikleri adresi açık ettiler.
Malum son dönemlerde Ukrayna’da sıkışan Rusya, Türkiye ile iyi geçinme stratejisi izliyor.
Türk Devletleri Teşkilatına ses çıkarmayarak destek verdiği izlenimi oluşturan, Suriye rejimine çeki-düzen vermeye çalışan, tahıl ve enerji koridoru tesisinde Türkiye’yi doğrudan muhatap alan bir Rusya var bugün.
Hiçbir zaman Rusya’ya tamamen teslim olalım demedim, demem. Ama karşılıklı menfaat ilişkileri açısından bize muhtaç olduğunu açıkça gördüğümüz Rusya ile durup, dururken kavga etmenin bir anlamı da yok.
Aksine, işimize geldiği zaman işimize geldiği şekilde ilişkileri geliştirmek gerektiğini düşünürüm.
Aklı evvel, güya zamanında Cumhurbaşkanının en yakınında yer almış biri çıkıyor ve İçişleri Bakanının ABD mesajını ti’ye alıyor aklınca.
Suriye’nin kuzeyi bugün Rusya kontrolünde, niye ABD adres gösteriliyor diyor.
Olayı planlayanlar tam da bunu istiyor zaten: Rusya ile kavga edelim ve Suriye’de sıkıntı yaşayalım.
Evet, Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin çekilmesiyle kontrol Rusya’ya geçti.
Bu alçak terörist de YPG’li ve Rusya’nın kontrolündeki bölgeden gelmiş.
Fakat birileri açıklaması lazım: CIA direktörü Türkiye’de iken, Yunanistan tamamen Amerikan işgali altındayken ve tüm büyük kulaklar açıkken ABD ve İsrail ilgi ve bilgisi olmadan bu kadar ses getirecek bir eylem yapılabilir mi?
Benim cevabım olumsuz.
Mesaj çok açık biçimde verildi.
Cumhurbaşkanının G-20 zirvesinde Biden ile görüşeceği bilinirken masaya bir dosya daha eklendi. Yani, bu mesaj Amerika adına hareket eden birileri tarafından ama muhtemelen Yönetimin bilgisi ve onayı olmadan da verilmiş olabilir.
ABD bir muammadan ibarettir: Farklı güç odakları mevcut.
Tam da Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde elde ettiği üstün konumun gölgesinde, tahıl ve enerji koridoru başarıları arasında ve F-16 mevzusunun konuşulacağı bir görüşme öncesinde İçişleri Bakanı doğrudan ABD’yi işaret ediyor.
Kirli bir kumpas...
ABD yönetimi ve Türkiye’nin arasını bozma girişiminin yanında, tüm dünyaya güvensiz ülke mesajı da verilmek istendi.
Allah’tan olayın faili terörist 10 saat gibi kısa bir sürede derdest edildi. Arkasından onlarca gözaltı da yapıldı.
Güvenlik kuvvetlerimize çorap söküğü gibi bilgilerin akacağını ve bu terör saldırıyla sindirilmek istenen ülkemizin aksine bir takım kazanımlar elde edilebileceğini düşünüyorum.
Altı masum insan hayatını kaybetti. Ciddi bir şok yaşadık.
Ama inşallah yapılanı misliyle yapanlara ödetecek birtakım bilgilere ulaşılmıştır diye düşünüyorum.
Bundan sonrasında terörle arasına mesafe koyamayanlar, milli meselelerde bile bir araya gelemeyenler ve hedef şaşırtarak topu hükümetin üzerine atmaya çalışanlar düşünsün.
Bumerang dönüp, dolaşıp atanları ve alkışlayanları bulacaktır.
