Rasim Özdenören’in ardından
Ölüm idam değil, hiçlik değil, bitiş değil, çöküş değil, sönmek değil, yokluk değil, tesadüf değil, belki insanın öz yurduna terhisidir.
Rasim Özdenören
27 Mart 2017’de Konya İl Halk Kütüphanesi fuaye alanında kitaplarını imzalıyordu Rasim Özdenören. Ben de Gül Yetiştiren Adam romanı elimde, masasının önüne vardım, yanında sevgili eşi Ayşe hanım vardı. İmza için adımı söyleyince “ Bir de Uhde var değil mi?” dedi. O güne kadar soyadımı kime söylesem kodlamak zorunda kalıyordum, hala da öyledir. “ Kelimeler insanı olmak başka bir şey tabii “ dedim. O sükûnetli gülümsemesiyle, Ukde hakkında birkaç söz daha etmişti ve güzel duygularla oradan ayrılmıştım yanlarından.
23 Temmuz Cumartesi günü vefat haberini alınca üzüldüm ve yukarıda anlattığım sahne aklıma geldi. Yedi güzel adamın son halkası da şu dünyaya veda edip gidiyordu. Gül yetiştiren adam, yetiştirdiği gülleri ardında mahzun bırakarak Rabbinin huzuruna doğru yol alıyordu. Biz ondan razıydık, Allah da razı olsun inşallah.
Hayat böyledir, ne kadar yazsan çizsen, okusan bilsen de ölüm hemen peşimizdedir ve bir gün önümüze geçer, emaneti teslim ederiz. Mühim olan yaşamak değil, hayatın içinden nasıl geçtiğimizdir aslında. Dürüst olmak, güvenilir olmak, emanete riayet etmek, etrafını güzelleştirmek, iyi düşünmek ve Hakkı tavsiye etmek. Konuşurken, yazarken hep bunları yaptı hayatı boyunca Rasim Özdenören. Geleceğin daha iyi olması için düşünceler geliştirdi, gençliğin kulağına, kalbine, gönlüne hitap ederek, onların vatana, millete, ümmete faydalı olmaları için yazdı, söyledi ve öyle de yaşadı.
“ İslami edebiyat nedir? “sorusuna:” İslami duyarlıkla yazılan eserler.” cevabını veren Özdenören yazdığı bütün eserlerde de bu duyarlığı gözetti. Dünyayı imar edecek düşüncenin İslami düşünce olduğunu her metninde dolaylı ya da dolaysız yazdı. Gül Yetiştiren Adam romanında: Anadolu’nun bir taşra kentinden Yeni Dünya’nın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımız… Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanlar… Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle ya da çevreleriyle çatışmalarından doğan dram… Eksik kalmış aşklar… Eksik bırakılmış eylemler… Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini, etkili ve kendine has üslubuyla anlatır. Sadece bu romanını bile okumuş olsak Rasim Özdenören’in düşüncesinden ve gönül dünyasından taşan kaynağın nereden beslendiğini görebiliriz. O her zaman yerli kaldı ve bu milletin bağlı bulunduğu inanca sahip çıktı, savundu ve o inancın bir neferi olmayı büyük bir imanla sahiplendi. Ona sadece düşünce adamı olarak bakmak da çok doğru olmaz, zira o yazdığı alanlarda verdiği eserlerde yüksek bir edebiyatçı olduğunu göstermiştir. Kelimelere olan ilgisi, cümle yapısı ve derin bir okumanın süzgecinden geçen metinler ortaya koydu ve bu yönden de güçlü bir yazar olduğunu bütün edebiyat dünyasına kabul ettirdi.
Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Erdem Bayazıt, ve Cahit Zarifoğlu… Bu yedi güzel adamın hiçbiri yaşamıyor artık. Ama şiirleri, hikâyeleri, romanları, denemeleri ve birçok eserleriyle kültür dünyamızın güzellikleri arasındaki yerleri hep ışıl ışıl parlayacaktır. Hepsine Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun.
O yazarak görevini tamamladı, şimdi bizler onun yazdıklarını okuyarak görevimizi yapalım ki iyilik, güzellik ve dürüstlük içimize işlesin.
Ardında hatırı sayılır bir külliyat bıraktı. Hikâyeleri: Hastalar ve Işıklar 1967, Çözülme 1973, Çok Sesli Bir Ölüm 1974, Çarpılmışlar 1977, Denize Açılan Adam 1983, Kuyu 1999, Hışırtı 2000, Ansızın Yola Çıkmak 2000, Toz 2002. Tek romanı: Gül Yetiştiren Adam. Denemeleri: İki Dünya 1977, Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler 1985, Yaşadığımız Günler 1985, Ruhun Malzemeleri 1986, Kafa Karıştıran Kelimeler 1987, Çapraz İlişkiler 1987, Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı? 1987, Müslümanca Yaşamak 1988, Red Yazıları 1988, Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti 1996, Ben ve Hayat ve Ölüm 1997, İpin Ucu 1997, Acemi Yolcu 1997, Kent İLİŞKİLERİ 1998, Yüzler 1999, Köpekçe Düşünceler 1999, Eşikte Duran İnsan 2000, Yazı İmge ve Gerçeklik 2002, Aşkın Diyalektiği 2003, Düşünsel Duruş 2004, Siyasal İstiareler 2009, Açık Mektuplar 2014, Edebiyat ve Hayat 2012, Hadislerin Işığında Hz. Muhammed 2018.