Merhametten maraz doğar mı?
Başlığımızda soru formunda yer verdiğimiz söz ‘merhametten maraz doğar’ şeklinde, toplumda dolaşıma devam etmektedir. Müslüman bir toplumun en güzel hasletlerinden olan merhamet kavramının içini boşaltma maksadına mâtuf bu sözü duymayanımız yoktur, diye düşünüyorum.
Her kulağımıza geleni kabul edecek durumumuz yok ama bu söze ilişkin, nedense, toplumda garip bir sahipleniş mevcut.
Bu sözü destekleyen bir de özdeyişimiz var:
“İnsanoğlu hilebazdır, kimse bilmez fendini.
Her kime iyilik edersen, sakın ondan kendini.”
Sahipsiz bu sözün sahiplenilmesinden dolayı mı ‘merhametten maraz doğar’ sözünü sahipleniyoruz, acaba?
Neyse…
Bizim bu satırları kaleme almamızın maksadı, ‘merhametten maraz doğar’ sözünü desteklemek değildir, kesinlikle. Maksadımız, bu sözün, çalışma hayatında neye karşılık geldiğini ortaya koymak ve merhametten değil mevzuata aykırı merhametten maraz doğabileceğini, bir örnek ile göstermektir.
Hasbihal ettiğimiz işverenlerimizin genel yakınmalarından olan ‘merhametten maraz doğar’ sözüne yol verildiği bütün zamanlarda, işverenlere tavsiyemiz şu oluyor: ‘Merhameti elden bırakmayın ama kesinlikle mevzuata aykırı merhamet sergilemeyin.’
Merhametin mevzuatı da olur mu, demeyin. Olur.
Üstelik, merhamet sergilerken dikkate alınmayan mevzuat, merhamet sahibini mağdur eder, üzer.
Üzüntünün sonunda kurulan cümle, yazımızın başlığına ‘evet’ sözü ile cevap vermek olur.
Bir insanın katlanabileceği en zor tavırlardan biri, şüphesiz ki, iyilik gören insanın nankörlüğüdür.
Mâlumunuz olduğu üzere ‘nan’ ekmek demektir. Nankör ise, ekmeğinin kaynağından ve kıymetinden haberi olmayan, ekmeğine kör bakandır.
Nankörlüğe sebep mevzuata aykırı merhamete örnek verelim ki, merâmımız açıklığa kavuşsun.
-Bir işletmenin muhasebe bölümünde işe başlayan Çetin sekiz ay sonra evlenecektir. İşveren Sedat Bey’den talepte bulunur ve evleninceye kadar sigortasının yapılmamasını ama Kuruma ödenecek primin kendisine ödenmesini ister.
Böyle bir iş ilişkisinde mevzuatın hükmü, işçinin sigortasının, işe başlamadan en geç bir gün önce yapılması gerektiği, yönündedir. Sigorta priminin işçiye ödenmesi gibi bir durum yoktur ve bu işlem mevzuata aykırıdır.
Merhametli Sedat Bey, işçisi Çetin’in mevzuata aykırı talebini anlayışla karşılar ve sekiz ay boyunca Çetin’i sigortasız çalıştırır ama Kuruma ödeyeceği primi kuruşu kuruşuna Çetin’e öder.
İşveren Sedat Bey’in bu işlemden hiçbir kazancı yoktur.
Sedat Bey, Çetin’in hakkının geçmemesi için bütün özeni gösterir ve talebini anlayışla karşıladığına, içten içe sevinir. Çetin, düğün masraflarının bir kısmını bu merhamet sayesinde karşılar.
Düğün olur, Çetin evlenir, herif olmuştur artık ve işinde bazı problemler çıkar. İşveren Sedat Bey ile ters düşer. Çetin için netice, işyeri ile ipleri koparmak olur.
Çetin, çetin cevizdir ve ceketini alıp işyerinden çıkmayacaktır. İpleri kopardığı işyerinden büyük bir parça koparmadan ayrılmayacaktır. İşveren Sedat Bey’in, işe başlarken sergilediği mevzuata aykırı merhameti suiistimal etmeyi en başından aklına koymuştur.
İşinden ayrılırken, Sedat Bey’e tehdit ile karışık teklifini yapar ve sigortasız çalıştırıldığı sekiz ay için yüklü miktarda para ister. Talebi karşılanmazsa Sosyal Güvenlik Kurumuna şikâyet etmekle tehdit eder. Çetin, sigortasız çalıştığı dönemde teslim aldığı ve isim ve imzasının yer aldığı faturaların birkaç tanesinin de fotokopisini çoktan yanına almıştır.
Çetin, bu faturaların, sigortasız çalıştırıldığının Kurum tarafından tespitinde en önemli delil olacağını da bilmektedir. Mevzuata aykırı merhamet sergileyen merhametli Sedat Bey, bu tehdit karşısında boynunu büker ve Çetin’in istediği parayı vermek zorunda kalır.
Netice: Mevzuata aykırı merhametten maraz doğmuştur.
Sedat Bey büyük bir ders almıştır ama henüz dersi bitmemiştir. Mevzunun kapandığını zanneden Sedat Bey, Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen tebligat ile bir şok daha yaşar.
Merhamet gören Çetin, aldığı para ile yetinmemiştir ve sigortasız çalıştırıldığı sekiz ay için elindeki faturalarla beraber Kuruma şikâyet etmiştir. Kayıtlarda yapılan inceleme neticesinde Sedat Bey, Kurumdan gelen 26 asgari ücret idari para cezası ve sekiz aylık prim ücreti talepli son tebligat ile bir şok daha yaşar.
Bu ruh hâli ile Sedat Bey’in kurduğu cümle kulaklarımıza çok yakındır ama kalbimize uzaktır: ‘Merhametten maraz doğar!’
Yaşanmış ya da yaşanma ihtimali çok yüksek olan bu örnek, umarım merâmımızı aktarmaya yetmiştir.
Yazımızı, başlığımıza cevap vererek bitirelim. Merhametten maraz doğmaz ama mevzuata aykırı merhametten maraz doğma ihtimali çok yüksektir. Lütfen, mevzuata aykırı merhamet sergilemeyelim.