TÜRK yurdunda TÜRK kavramını tartışmak
Darbe anayasası olarak bilinen 177 maddelik 82 Anayasası’nın bugüne kadar 134 maddesinde değişiklik yapılmış. Bu değişikliklerin birçoğu da mevcut iktidar zamanında gerçekleşmiş.
Değişikliklerin bazıları referandum sonrasında uygulanma imkanı bulmuş. Ve gelmişiz bu günlere…
Şu günlerde toplumun önünde olan şahısların gündeminde olan mevzulardan biri yeni bir anayasanın hazırlanması.
Böyle bir gündeme sözümüz olamaz fakat yeni bir anayasa yapma tartışmasının, Türk yurdunda Türk kavramı üzerinden başlatılmasına söz etmezsek kanımız kurur ve bu topraklarda yaşayacak Türk evlatlarının yüzüne bakamayız.
Bu satırlar, böyle bir mesuliyetin gereği olarak kaleme alınmıştır.
Gönül isterdi ki; Türk Devletinin işleyişine şekil veren anayasalarımız, Türk Milleti tarafından seçilip meclise gönderilen evlatları tarafından kaleme alınıp kabul edilmiş olsun.
Maalesef hiçbir anayasamız böyle hazırlanmamış. Hep darbelerin meyvesi olarak vücut bulan anayasalarımız, ‘sivil’ kavramına hasretlik ile uygulanagelmiştir.
Şu talihsizliğe bakın ki; ‘sivil’ kavramına hasretliği bitirecek yeni bir anayasa, Türk Milletinin evlatlarını ‘Türk’ kavramına hasret bırakacak bir tartışmayı beraberinde getirmiştir.
Türk Milletinin seçip meclise gönderdiği evlatları tarafından hazırlanacak yeni anayasada ‘Türk’ kavramının olup olmayacağı tartışılıyormuş. Bu konuda ikili görüşmeler bile yapılmış ve bir orta yol bulunacağına yönelik söylentiler dolaşmakta ortalıkta.
Önce şu cümleyi kurayım ki; Türk Milletinin hiçbir evladı, böyle bir tartışmanın değil içinde, yakınında bile bulunamaz.
Türk Milletinin hiçbir evladı, böyle bir ruhsuzlaştırmaya kendini ve meclisini alet edemez.
Türk yurdunun hiçbir neferi, böyle bir kimliksizleştirmeye terini ve nefesini veremez.
Türk vatanının hiçbir balası, al sancağının ismini elinden ve dilinden alacak böyle bir köleleştirmeye boyun eğemez.
Yeni anayasada Türk Milleti Türk’süz olacak, Türk Bayrağı Türk’süz olacak, Türk vatanı Türk’süz olacak, Türk Devleti, Türk’süz olacak, Türk vatandaşı Türk’süz olacak, Türk askeri Türk’süz olacak ve Türk İstiklal Marşı Türk’süz olacak…
Bu değerlerin hepsi Türk’süz olacaksa, bu anayasa kimin anayasası olacak?
Bir Türk evladı olarak, bu anayasanın benim anayasam olmayacağı kesin.
Türk Vatanı ve Türk Milleti lafzı ile başlayan mevcut anayasayı darbeciler yaptı diye değiştireceğiz; Türk kavramı çıkarılmış anayasayı siviller yaptı diye alkışlayacağız, öyle mi?
Bu bir akıl tutulması değildir, bu bir fikir tutulması değildir. Bu düpedüz, Türk Vatanını Türk evladının elinden alma girişimidir. Buna sessiz kalmak ise kan uykusuyla eşdeğerdir.
Bu Türk’süzlük girdabına şâyet Türk evladı bilerek çekiliyorsa, kılıç kınından çıkmak zorunda kalır. Çünkü, öyle bir noktaya gelinirse vatan müdafaası şart olmuş demektir.
O zaman, anayasa yapalım derken, anaların yas tuttuğu zamanlar takvime eklenmek zorunda kalır.
Bu toprakları, kimsenin ödeyemeyeceği bir bedeli gözünü kırpmadan ödeyerek vatan yapan atamın kemiklerinin sızlamaması, Türk evladı olarak benim de bu bedele aşık olmamla mümkündür.
Bu satırları, kof bir hamaset ve de ırkçılık olarak görecekler çıkabilir mi, çıkar.
Onlara diyeceğimiz şudur: Türk, bir ırkın adı değil, bir medeniyet tasavvurunun ete kemiğe bürünmüş halidir.
Türk’ün tanıma ihtiyacı yoktur.
Türk; Edirne’nin ötesinde Müslümana verilen isim, Fars sınırında ise Yavuz Sultan Selim Han önderliğinde ben İslam kalacağım diyen Çaldıran’daki sayhadır. Türk, İslam’a kadar bozulmayan ve İslam’dan sonra da İslam’ı bozdurmamak için verilen mücadelenin adıdır.
Türk, tartışmaya açılabilecek bir kavram değildir. Bu toprakların bir anayasası olmayabilir fakat Türk’süz bir anayasa düşünenlerin vatanı, bu topraklar olamaz.
Ümmet kavramının içi boşalalı hayli zaman oldu. Kimse kimseyi kandırmasın. Türk kavramının şemsiye telleri böyle tartışmalarla bir bir kırılarak yola devam edilecek olursa, bu topraklarda afet kaçınılmaz olur.
Sel olur, boran olur, bütün ülküler yalan olur, baharlar kara kışa döner, Türk evladı köksüz ve öksüz kalır.
Böyle bir köksüzleştirmeye niyeti olana şimdilik nezaketimizi de koruyarak diyoruz ki:
Çek arabanı!