Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu Kriz yönetimi

Kriz yönetimi

Ülke tarihinin sayılı depremlerinden biriyle karşı karşıyayız. Hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.

Coğrafi olarak da şiddet olarak da etkisi çok fazla oldu depremin maalesef.

Afetten etkilenenlere destek vermekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

İlk iki günde toplumda oluşan birlik ve dayanışma havasını bozan girişimler hiç hoş değil.

Kimi sosyal medya soytarıları yalan, yanlış haberlerle iyi niyetle yürütülen girişimlere zarar veriyorlar.

Korkuyu ve şiddeti arttırmanın kimseye faydası yok.

Şu anda lafın bittiği, cümlelerin kifayetsiz kaldığı bir noktadayız. Allah hiçbir insan evladına böyle bir felaket göstermesin.

Bugün bizler suçlu arama noktasında değiliz.

Yetkililer işlerini yapmaya çalışıyorlar.

Yargı, ihmal ve kusuru olanları soruşturmak üzere harekete geçti bile.

Ancak, kriz yönetimine dair birkaç noktayı hatırlatmakta yarar var. Zira yapılan açıklama, bilgilendirme ve faaliyetlerin her birinin bir anlamı bulunuyor.

Kriz iletişimi mesela, en önemli mevzuların başında geliyor. Yeterli bilgilendirme yapılmaması güveni ortadan kaldırır. İhtiyaç olmayan, çok fazla bilgi ise insanları gerer. Çözemeyecekleri sorunların altında kalabilirler.

Ayrıca en kötü karar kararsızlıktan iyidir, diye düşünülür.

Mesela, alınan bir kararla yükseköğretim kurumlarında uzaktan eğitime geçildi. Depremden etkilenen öğrencilere bir kolaylık sağlama ve yurtlara depremde evini, barkını kaybedenleri yerleştirme niyetiyle hareket edildi.

Bunun eleştirilecek, eğitim – öğretim bitti diyerek hemen bir çatışma unsuru haline getirilecek bir durumu yok.

Eleştirenler ya olayın gerçek boyutunun farkında değiller ya da iyi niyetli.

Devlet hayatı normalleştirmeye çalışmak zorundadır. Bir an önce, uzaktan da olsa üniversiteleri ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulları açmak gerekiyor.

Yarın şartları oluşursa tekrar yüz yüze eğitim geçilebilir.

Toplumumuzun ne kadar duyarlı, ne kadar hamiyetperver olduğunu bir kez daha gördük. Herkes yardım çalışmalarına kendince katkı vermeye çalıştı.

Kimileri daha fazla kimileriyse daha az destek sağladı.

Üzülmeyen, hüzünlenmeyen ve acı çekmeyen bir insan olduğunu düşünmüyorum. Zira felaket kimseyi ayırmadı, acı insan seçmedi.

Bundan sonra yaraları sarmak üzere acilen ve daha fazla gayret sarf etmek gerekiyor.

Küçük hesaplarla ve meşhur olma niyetiyle ortalıkta dolananlara yazıklar olsun diyoruz. Şarlatanlar hak ettiklerini bulacaklardır inşallah.

Konya özelinde resmi, yarı resmi ve sivil herkes seferber oldu. İnsanlar karakterlerinin gereğini yerine getiriyorlar.

Bazılarıysa güya vakıf, güya sivil toplum. Ama işi-gücü nüfuz tacirliği. Bu soytarılardan hiç ses çıkmıyor. Sivil toplum deyince öne çıkan bu tipler sindiler.

Ama yarın yine ortaya çıkacaklar…

Fakat silinmek zorundalar...

Kötüleri temizleme görevi bizlere, yani tüm topluma düşüyor.

Toplum çok şükür dimdik ayakta. Çok güzel hizmetler sunan vakıf ve dernekleri takip ediyoruz…

Konya özelinde RİBAT, AYDER, ELBİR, İHH ve Dost Eli gibi kuruluşlarımız mükemmel işler yapıyorlar. AFAD’ın yanında bu kuruluşlarımıza da destek vermeye devam etmek gerekiyor.

Kimileri seçimi diline doladılar, kimileri ise resmi evrakın yok edildiğini ya da delillerin karartıldığını söyleyerek toplumda infial oluşturmaya çalışmaya çalışmaları kabul edilebilir olmadığı gibi sürdürülebilir de değil.

OHAL ilanını bile seçimi erteleme teşebbüsü ile ilişkilendirmeyi çalışıyorlar.

Kriz yönetimi bir uzmanlık dalı. Bu alanı ihmal ederek, yapılanları küçük beyinleriyle yorumlamaya çalışanlara fırsat vermemek gerekiyor.

Kriz iletişimi noktasında çok dikkatli olunmalıdır. Topluma yeterli bilgi verilmeli, yanlış yapanların da üzerlerine gidilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi