Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu KONYA’DA MÜSLÜMAN OLMAK KOLAY

KONYA’DA MÜSLÜMAN OLMAK KOLAY

Birkaç gündür şehrin bir misafiri var: Kuzey Kıbrıs Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay. Kendisi şehrin yabancısı değil; Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlamış. 17-30 yaşları arasında şehirde bulunması nedeniyle has bir Konya’lı.

Kıbrıs’a ve Kıbrıs’ta neler yapılabileceği hususunda istişareler yürütüyor. Destek istiyor. Çalışmalarını paylaşıyor. Sivil toplum, üniversiteler, kanaat önderleri ve resmi aktörleri ziyaret ediyor. Medyayı bilgilendiriyor. Konya onu tanıyor; o Konya’yı yeniden keşfediyor.

Kıbrıs’ta Konya’lı sayısı tahminlerin çok üzerinde. Sadece Kuzey Kıbrıs Türk tarafında değil, Güney kısmında Rum kesiminde de kayda değer sayıda Konya’lı var. Bu nedenle Konya’nın bu sıkışmış kalmış toprakta yapacağı çok şey bulunuyor.

Adada 1960’tan itibaren İslam’ın ve Müslümanların güç kaybettiği, insanımızın dinine ve milletine yabancılaştığını öğreniyoruz. Bunda anakaranın payının fazla olduğunu da gene üzüntüyle öğreniyoruz.

Türkiye’de 2002 sonrası ortaya çıkan irade, türlü badireleri atlatarak memleketi bugünlere getiren kadroların Kıbrıs için duyarsız olduklarını söylemek haksızlık olur. Ancak, nasıl buralarda işler çok zor ve sıkıntılı bir biçimde yürütüldüyse, oradaki sıkıntılar ve engeller de aynı oranda fazla.

Burada kendi içimizdeki beyinsizlerle uğraşırken, Kıbrıs’ta bir de dışarıdan gelen baskı ve eleştirilerle yüzleşmek gerekiyor.

Ama Kıbrıs düzelmeden, Türkiye’nin rahat edemeyeceğini de biliyoruz. Nüfus 300 binin altında. Çözülemeyecek hiçbir problemi yok. Altyapı, üstyapı sorunları kısa zamanda çözüme kavuşturulabilir.

Bizim asıl üzerinde durmamız gereken nokta, uzun yıllar cuntacı ve milletine düşman kesimlerin yuvası haline getirilmiş adanın kendi hüviyetine kavuşması; öz benliğine dönmesi.

Bu hususta kaybedilen yılların telafisinin kısa sürede olmasını beklememek lazım. Bir dönemde adada oluşturulan anti-demokratik proje uygulamaları adayı farklı bir kalıba soktu. Dinine ve diyanetine bağlı, milli değerlerini sonuna kadar savunan nüfus bir dönem sonra Din İşleri Başkanlığını ‘bizi Müslümanlaştırmaya çalışıyor’ türü eleştirilerle hedefe oturtabiliyor.

Olacak iş değil. 100 yıllık İngiliz idaresi döneminde medresesinden, dini kurumlarından ve hassasiyetlerinden vazgeçmeyen Kıbrıs halkı 60 sonrası dönemde dinine ve ırkına yabancılaşmış durumda.

Şapkamızı önümüze koyup, düşünme zamanı. Nerede hata yaptık? Neden böyle oldu?

28 Şubat döneminde ve Ergenekon’cuların Sarıkız, Ayışığı darbe planlarını ürettiği vakitlerde Kıbrıs darbecilerin sığınma kapısı olmuştu. Oralarda kurulan kamplarda, üretilen darbe senaryolarında ada aslan payına sahip.

Prof. Atalay Konya’ya sorumluluklarını hatırlatıyor. Konya’lıların bu davete duyarsız kalmayacağını tahmin ediyorum. Katıldığım görüşmelerde ortaya çıkan tablo son derece umut verici. Ama Kıbrıs konusunda gündeme gelen tartışma ve atılacak adımları sadece Konya sınırları içinde tutmamamız, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza da iletmemiz isteniyor.

Kıbrıslının daha fazla kumarhanelerle ve kara para aklama mekanizmalarıyla beraber anılmasından rahatsızlar.

Önümüzdeki günlerde Konya’lı sivil topluk kuruluşları konuya eğilecekler. Üniversitelerimiz projeler yürütülecekler. Kamuoyunu desteği olduğu müddetçe her türlü engelin aşılabileceğini öngörebiliriz. Suriye’ye, Bayırbucak’a ve Balkanlara yardım elini uzatan şehir Kıbrıs’ta haydi haydi müdahil olur. Yeterki bilgilendirilsin.

Konya dini kaygıları olan ve o minval üzere yaşamak isteyen insanlara kol kanat geren bir şehir. O nedenle Konya’da Müslümanlık kolay. Ama aynı zamanda zor. Zira Konya’lının sorumlulukları Konya dışında da fazla. Sadece 40 bin kilometre karelik alanda değil, tüm dost ülkelerde faaliyet yürütmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi