Dr. Ramazan Tuzla
Dr. Ramazan Tuzla Kalbe dokunan cezalar

Kalbe dokunan cezalar

Caydırıcılık kavramını tamamlayan ve ilk akla gelen kavram ‘ceza’ olsa gerektir. Cezanın yumuşak tabiri müeyyidedir.

Tecrübe ile sabittir. Muhatabınıza ‘bu işlemin cezası vardır’ demek ile ‘bu işlemin müeyyidesi vardır’ demek, sinir katsayısında farklı etkiler oluşturur.

Amma biz biliyoruz ki cezanın da müeyyidenin sokağı aynıdır. Bunlar, aynı sokağın sevilmeyen çocuklarıdır.

Bu alanda söz söyleme hakkımızın varlığından hareketle, sosyal güvenlik mevzuatının sevilmeyen çocuklarından bahsedelim biraz.

Sosyal güvenlik mevzuatında cezaya muhatap tarafın adı işverendir. Aynı mevzuatta çalışanın adı sigortalıdır. Kendi adına da çalışsa, birinin yanında da çalışsa adı sigortalıdır. Sigortalıya, namı diğer işçiye idari para cezasının uygulanacağı bir ceza yoktur. Tabi ki bazı zorlama çıkarım ve yorumları hesaba katmadan bu hükmü veriyoruz.

Peki, çok sevdiğimiz işverenlerimize sosyal güvenlik mevzuatı hangi cezaları uygun görmektedir?

Cezalar, işyerinin açılışından kapanışına kadar hüküm sürmektedir.

İşyerini, en geç işçi çalıştırmaya başladığı gün tescil ettirmeyen işverenimize asgari ücretin üç katına kadar ceza uyguluyoruz.

İşçisini, bazı özel durumlar hariç, çalıştırmaya başlamadan en az bir gün önce bildirmeyen işverenimize asgari ücretin dörtte birinden iki katına kadar ceza uyguluyoruz.

İşçinin çalıştığı günleri ve elde ettiği kazancını süresinde ve tam olarak bildirmeyen işverenimize, sigortalı başına ve her ay için asgari ücretin beşte birinden iki katına kadar ceza uyguluyoruz.

Kurumun denetim elemanları tarafından tebligat ile istenen defter ve belgeleri, tebligatı aldıktan sonra 15 gün içinde denetim elemanına teslim etmeyen işverenimize, asgari ücretin üç katından on iki katına kadar ceza uyguluyoruz.

İşveren tarafından sunulan kayıt ve belgelerden olan defter ve ücret tediye bordrolarındaki her bir eksiklik için işverenimize, her ay için asgari ücretin yarısından on iki katına kadar ceza uyguluyoruz.

Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri sunmayan işverenlerimize ve muhataplarımıza beş asgari ücret ceza uyguluyoruz.

İşyerlerinde Kurumun denetim elemanı tarafından yapılan denetimlerde, denetim yapılmasını engelleyen işverenimize beş asgari ücret ceza uyguluyoruz. Meseleyi cebir ve şiddet boyutuna taşıyan işverenimize ise on asgari ücret ceza uyguluyoruz ve Ceza Kanununun hükümleri de devreye giriyor.

İşyerini kapatan ve işçilerini çıkaran işverenimize, şayet işçilerin işten ayrılış bildirgesi süresinde verilmezse, her işçi için ayrı ayrı ceza uyguluyoruz.

Hülasa, işverenimiz sağa dönse de ceza ile muhatap, sola dönse de. Başını eğse de cezaya müstahak, başını kaldırıp diklense de.

Bu yazının kalbe dokunan cümlesi şu olsun:

İdari para cezalarını yazan kişiler, galiba kalpsiz olanlardan seçiliyor.

Neden derseniz; denetimin yapılmasını engelleyen, zorluk çıkaran işverene uygulanacak ceza hükmümüz ortada iken, denetim anında muhatabın sergilediği nezaketli tavrın, denetimin yapılmasına gösterdiği kolaylığın, uygulanacak idari para cezasına etki etmesini emreden hiçbir hükmümüz yok.

Başka mevzuatlarda, bu bakış açısı ile oluşturulmuş hükümler var mıdır, bilemiyorum fakat bir fiilin iki yönünün de idari para cezalarında menfi ve de müspet etki yapması gerektiğine inananlardanım.

Zorluk çıkarmaya ceza uygulanıyorsa, kolaylık gösterme de cezada indirim olarak işveren penceresinden seyredilebilmelidir. Denetim elemanına gösterilen saygı, kişinin devlete olan saygısı ile eşdeğer olsa gerektir.

Bu bakış açısı sadece işverenin işine yaramaz. Aynı zamanda denetim elemanının da elini rahatlatır ve tespitlerini daha kolay yapar.

Denetim elemanı tarafından, denetimin yapılmasına gösterilen kolaylık için tutanağa konacak küçük bir işaretin, kendisi için nasıl bir el rahatlığına dönüştüğünü, yalnızca denetim elemanı bilebilir. Denetim elemanı bilir ki, işverenin nezaketi işverene iyilik olarak dönecektir.

Nasıl bir iyilik?

İşyerinde tescilsiz çalıştırıldığı tespit edilen işçiden dolayı uygulanacak iki asgari ücret cezanın, denetimin yapılmasına kolaylık gösteren işverene asgari ücretin beşte biri kadar uygulanacağını emreden bir iyilik…

Zor mu?

Devletime hiçbir şey zor değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi