İlk 500 veya son 400 farketmez
27 Temmuz 2018’de KONYA’YA BİR CEO LAZIM! Başlıklı yazımda “2018 İSO (İstanbul Sanayi Odası) Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşunu açıkladı. Listeye göre Konya’dan 5 firma, ilk 500 arasına girmeyi başardı. Konya’da ilk 500’ e girebilen firma sayısında düşüş net. 2015 yılında 8 firma varken, 2016 yılında 9, 2017 yılında ise sayı 5’e düştü. Konyalı firmaların üretim hacmi ve gelirleri azaldı. “ Konya ve ülke durumumuzu belirtmişim.
Hızın giderek önemli olduğunu, “Bugünün dünyasında artık küçük balıkları yiyecek büyük balık değil, yavaş balıkları yiyecek olan hızlı balıklardır.” Diyerek bahsetmişim.
Bu yıl ise listeye Konya’dan ise toplam 6 firma girdi. Sadece Aydınlar Yedek Parça San. Ve Tic. A.Ş. sıralamada yükselişte… Listede bu yıl ilk 5’te 4 otomotiv firması var. 56 firma ilk kez girdi listeye.
Bu 4 otomotiv firmasında Toyota %100 yabancı, Ford %41 yabancı, OYAK-Renault %51 yabancı, Tofaş %38 yabancı. Kendi otomobilimizi yapacakken, gelecek yıl Japonya uçan taksileri hizmete sunacak. Otoyol ve otobanlar dünya genelinde daha az kullanılacak. Hızlı olamaz isek geri kalmayız, çok yüksek hızla son sıralara gerileriz.
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketinin sanayi üretimi içindeki payı % 25,5, imalat sanayi üretimi içindeki payı ise % 28 civarında.
Teknoloji yoğunluğuna göre katma değer dağılımına göre yıllara göre artış gözlenmekte fakat toplamda %5 bizi bir yere götürmez.
Kamu sanayide neredeyse hiç haline geldi. Kamu ve özel sektör açısından 500 büyük firmayı incelerken kamuya ait olan kuruluşların bugünkü konumu bu acı durumu çok daha açık bir şekilde önümüze seriyor.
Yabancı sermayeli şirketlerin ilk 500 içinde sektörlere göre dağılımı incelendiğinde girdi çıktı açısından da bağımlılığın yüksek olduğu otomotiv, kimya, petrol ürünleri, lastik ve plastik sanayi ile metal eşya, makine, teçhizat ve mesleki aletler sanayinde yabancı sermayeye bağımlılığın yüksek olduğu görülebilir.
Kurtuluş Yüksek Teknoloji Üretiminde Olmalı
Teknoloji milyarderlerinin neredeyse yarısının yaşadığı Silikon Vadisi’nde kişi başına gelir 128 bin dolardan fazla. Yıllık üretimi 275 milyar dolar olan bölge, eğer bir ülke olsaydı dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alırdı. Büyük teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapan Silikon Vadisi San Francisco vadisinin bir parçası olan San Jose vadisine verilen isim. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Silikon Vadisi yüksek teknoloji ile ilgili sektörleri ifade etmek için kullanılıyor. Çünkü Intel, Cisco, Google, HP, Apple, Microsoft, Oracle, AMD, Facebook, Twitter gibi pek çok teknoloji firmasını merkezi veya çıkış yeri burası.
Burası milyarlarca dolarlık üretimin merkezi. Silikon Vadisi eğer bir ülke olsaydı dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olurdu. Dünyadaki teknoloji milyarderlerinin neredeyse yarısı Silikon Vadisi’nde yaşıyor, geri kalanın önemli bir bölümü de San Francisco Körfezi’nin yakınlarında yaşıyor. ‘Silikon Vadi Sultanlığı’ olarak da adlandırılabilecek bölge dünyanın birçok ekonomisinden daha fazla büyüklüğe sahip.
2 milyon kişiye ev sahipliği yapan Kaliforniya’nın teknoloji kuşağında kişi başına gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYH) 128 bin 308 dolarla neredeyse dünyadaki tüm ülkelerden yüksek. ABD’de Ekonomik Analiz Bürosu verilerine göre bölgedeki yıllık üretim 275 milyar dolar. Finlandiya ve Portekiz’den daha büyük bir ekonomi. Bu rakam Finlandiya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Kuveyt gibi birçok ülkeden daha büyük bir ekonomik büyüklüğe işaret ediyor.
Sonuç Olarak;
Önceliklerimiz istatistik bilgi ya da grafiklere bakarak durumumuzu net olarak belirlemeliyiz. Geçen 1 yılda diğer ülke ve şehirlerin aldığı yol ile bizim aldığımız yol farkı artıyor. Yurtdışından aldığımız hammadde veya ürünleri azaltmalı, sürekli değişiklik yapmayarak veri toplamalıyız. Kötü bile olsa bir tarzımız olmalı. Süreç uzun ve zorlu.
Teknoloji Üretimi, Araştırma ve Geliştirme konusunda üniversiteler sanayi ile ticaret ile iç içe değildirler. Örnek olarak, tıp fakültelerinde hasta, doktor, tesis ve teçhizat (hastane, cihazlar, ilaçlar vs.) bir arada. Bunlar bir arada dengeli olunca, tıp fakültelerimizde araştırma için gerekli ortamın fiziki yapısı oluşmaktadır. Böylece sağlık konusunda en azından problemler bilinmekte, hedefler, çözümler belirlenebilmektedir. Aynı şekilde startup projeler desteklenmelidir.