Dr. Ramazan Tuzla
Dr. Ramazan Tuzla Görevde yükselme sınavları

Görevde yükselme sınavları

Söze başlamadan şunu ifade edeyim ki; bu yazı sınav anlatan bir yazı değil, gayrete değer verilmesi gerektiğini haykıran bir yazıdır.

Kurumsal yapılar belli bir hiyerarşi sistemine sahip olarak doğarlar ve kendilerine mevzuat dahilinde çizilen görev sahası içinde hareket ederek fonksiyonlarını yerine getirirler.

Hiyerarşinin temel faktörü mevzuat, istikbalde bir ikbal beklentisi olan aktörü de insandır.

Kurumsal yapının varlığının bir parçası olan insanın o kurumdaki varlık sebebi, kendisine bir görevin verilmiş olması, o kurumdaki devamlılığının sağlayıcısı da bir emelinin olmasıdır.

Her şeyi değiştiren zaman, insanın görevini de değiştirmeye muktedir olarak akışını devam ettirmektedir.

Zamanın akışına söz geçiremeyen kurumsal yapılar, insana verilen görevin değişiminde söz sahibi olabilmek için türlü yollara başvurmaktadırlar.

Görev değişiminde en âdil ve legal yollardan biri olarak görülen sistem, şüphesiz ki görevde yükselme sınavlarıdır.

Bu sınavlara irfâni bir isim verecek olursak, gayreti yüceltme sevdası diyebiliriz. Bu isimden hareket ederek şu tespiti yapmak mümkün olsa gerektir:

Bir toplumda gayrete hak ettiği kıymetin verilmediğine dair inanış, geniş kitlelerin sahip olduğu bir inanışa dönüşmüşse, o toplumun bitişi yakın demektir.

Mensubu olduğum Türk Milletine, Allah hiçbir zaman böyle bir son yaşatmasın.

Görevde yükselme sınavları, nasıl olur da gayreti yüceltme sevdası olarak isimlendirilir, diyecek dostlar için mevzuyu biraz açalım.

Görevde yükselme sınavları, insanın kendi önüne koyduğu ikbale gidişin en yasal yoludur. Bu yoldaki en tatlı azığı da gayretidir. Gayreti oranında yol alır, yolculuk yıllarını alsa da.

Gayret sahiplerinin yarıştığı kulvarın sahibi olan kurumlar, yetki vereceği insanları bu sınavlar vasıtasıyla tespit ederler.

Şeffaf bir şekilde yapılmış sınavlar, adaylara yeni ikballer kazandırdığı kadar kurumlara da öngörülebilir bir istikbal kazandırırlar.

Fetönün piçlerinin, soru çalarak sınavların şerefini lekelediğini elbette biliyoruz ama şu an için gayretin tespitindeki en temel kriterin sınav olduğunu da kabul etmek durumundayız.

Günümüz şartlarında cevap aranması gereken soru, görevde yükselme sınavları hangi kadrolar için yapılmalıdır, sorusudur.

Bu soruya, gayreti önceleyerek cevap verecek olursak, bir kurumun en üst amirinin kadrosunun bile görevde yükselme sınavına tabi bir kadro olması gerekir, cevabını vermek en âdil olandır.

Bir kurumun başkanı ya da genel müdürü dahil bütün alt yetki kadroları görevde yükselme sınavı ile belirlenmeli ve gayret takdir edilmelidir.

Genel müdür, daire başkanı, koordinatör, bölge müdürü, il müdürü, il müdür yardımcısı, şube müdürü, okul müdürü, merkez müdürü ve şef gibi akla gelen bütün yetki makamları görevde yükselme sınavı ile belirlenmelidir.

Bu kadroların hiçbirine siyasetin gölgesi düşmemeli ve bu kadrolarda görev yapan insanlar yüzünden siyaset suçlanmamalıdır.

Kurumun bankosunda çalışmaya başlayan bir insanın, şayet gayret gösterirse genel müdürlüğe kadar yolunun açık olduğunu bilerek işine sarılması, bir kurumun ödenmiş en büyük sermayesi olsa gerektir.

Ütopik şeyler söylediğim sanılmasın. Devletin devamlılığı ve siyasetin itibar kazanması, bürokraside gayretin öncelenmesiyle mümkündür.

Görevde yükselme sınavı ile belirlenen yetki makamlarının sahiplerinin beceriksizlikleri, siyasetçiye kara çalmanın mezesi olmamalıdır.

Günümüzün ahvâlini de paylaşalım:

Maalesef, günümüzde gayret değil de kurbiyet öncelenmektedir. Şef gibi, şube müdürlüğü gibi göstermelik birkaç kadro dışındaki hemen hemen bütün kadrolar atama ile doldurulmaktadır.

Bu atamalardaki en temel esasın gayret değil kurbiyet olduğunu, ikili ilişkiler, yüksek yerlerdeki tanıdıklar olduğunu kundaktaki bebek bile bilmektedir.

Maalesef ki, bu hastalığı teşhise yeltenen siyaset anlayışına muhtaçlığımız, ortadadır.

Vekilimiz yanına danışman alır; kaş ile göz arasında o danışman daire başkanı olur. Vekilimiz yanına danışman alır; bir de bakarız ki o danışman il müdürü olur.

Danışmandan bürokrat üreten bir sistemin bir millete en büyük düşmanlığı, gayret sahibi insanları devletine küstürmesidir.

Bilinmesi gereken şudur:

Gayretin önünü açan görevde yükselme sınavları siyasetin de gözünü açacak, önünü görmesine imkân verecek bir güzel etkendir.

Böylelikle, hep siyasetin suçlandığı adam kayırma hastalığı, tedaviye ihtiyaç duymadan tasfiye edilmiş olacaktır.

Beceriksiz bürokrat yüzünden günümüzün devlet adamlarını Milletimizin tasfiye etmesi, en son isteğimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi