Elveda Ya Şehr-i Ramazan, Elveda…
Memleketimiz camilerinde Ramazan ayının son on gününün girişiyle birlikte kılınan teravih namazları aralarında; “elvedâ ya şehr-i ramazan, elveda ya şehr-i sıyam, elveda ya şehr-i Kur’an, elveda ya şehr-i gufran” gibi tabirlerin geçtiği hüzün dolu ilahiler söylenir. Sanki Ramazan ayı müşahhas bir şahıs gibi algılanır. Nasıl ki mübarek ramazan ayı, sevinç çığlıklarıyla merhaba denilerek karşılanmışsa, o ayrılırken hüzünlü bir şekilde elveda diyerek uğurlanır.
İslam âlemi olarak Kur’an, sıyam, gufran, tövbe ayı olan on bir ayın sultanını uğurlamaya şurada bir-kaç gün kaldı. İslam âlemi olarak hep birlikte bayrama erişeceğiz. İyi ve akıllı bir tüccar her sene ticaretinde kar ve zararının muhasebesini yaptığı gibi, bizler de ramazan ayını uğurlamaya hazırlanırken bir muhasebe yapmak zorundayız. Ramazan ayı, yaşadığımız topraklara huzur iklimini taşıdı, fakire-fukaraya rahmet oldu, şehirlerimize barış getirdi, insani ilişkilerimize sevgi tohumları ekti. Bir ay boyunca Ramazan mektebinin asli öğrencileri olan mü’minler bu mektepten alınlarının akıyla mezun olmanın sevincini ve coşkusunu yaşamaya hazırlanıyorlar. Bayram sabahı şahadetnamelerini rahmet meleklerinin elinden alacaklar, inşallah.
Her Müslüman Ramazan mektebinden birçok güzellikler öğrendi. Biz de bu makalemizde bu güzelliklerden bir demet yapalım, dedik.. Farkında olmayan kardeşlerimiz, neler öğrendiklerinin farkına varırlar, belki.. Böylece, bir ay boyunca edindikleri bu güzel yaşantı örnekliklerini senenin diğer aylarında da sürdürmeye devam ederler. Zaten Ramazan ayında yaşanan bu güzelliklerin asıl amacı da budur. Her mü’min bu fırsatı iyi değerlendirerek kendi kabınca bu güzellikleri edindi ve değerler üretmek suretiyle heybesini tıklım tıklım doldurdu.
Ramazan ayının asıl amacı ahlâki hayatımızı güzelleştirmektir. Bir ay boyunca elimize, dilimize ve belimize sahip olmak oruç sayesinde oldu. Oruç bizi, günah işlemekten tuttu, engelledi. Onun için bizler oruç tutarız, oruç bizi tutsun diye tutarız. “Kim iman ederek ve karşılığını Yüce Allah’tan bekleyerek oruç tutarsa Yüce Allah onun geçmiş bütün günahlarını bağışlar.” Bu nebevi kavil gereği her Müslüman bu inançla oruç tuttu. Sokaklarımıza, çarşılarımıza, evlerimize, işyerlerimize ve pazarlarımıza ramazan ayının hoş kokulu nefesi yayıldı. Cennet kapılarının açılması, cehennem kapılarının kapanması ve şeytanların zincire vurulmasıyla birlikte suç işleme oranları olabildiğince düştü. Bu ayda manevi anlamda aklandık ve paklandık.. Sanki yeniden tertemiz annemizden doğduğumuz gün gibi olduk. Çünkü bu ay, günahlardan bağışlanma ayıdır.
Ramazan ayı, bizim için yardımlaşma ve dayanışmanın zirve yaptığı bir aydır. Açlık bize yoksullarla duygudaşlık yapma ahlakını öğretti. Zekâtımızı, fitremizi depremzedelerle, fakir ve fukara Müslümanlarla paylaştık. Böylece ihtiyaç sahipleriyle varlıklı Müslümanlar arasında barış ve kardeşlik köprüleri kuruldu. Hiç şüphesiz bu yardımlaşma ve paylaşma ahlakı yine toplumsal ahlaka hizmet etti. Sofralarımız ihtiyaç sahiplerine açıldı. İnsanımızın karnı tok, sırtı pek hale geldi. Çünkü açlık ve yoksulluk insana her türlü kötülüğü yaptırabilir. Zaten Müslümanın varlığı da kötülüklere engel olmaktır.
Ramazan, aynı zamanda şehr-i Kur’an’dır. Kur’an’ın doğum ayıdır, ramazan. Her evden, her camiden ve her iş yerinden gürül gürül okunan ilahi kelamın sesleri yükseldi. Müslümanlar Resul-i Ekrem (a.s) ile Cebrail (a.s)’ın karşılıklı okudukları mukabele sünnetini ihya ettiler. Cami derslerinde de sadece Kur’anı lafız olarak okumanın yanında her Müslümanın anlama ve anladıklarını hayata taşıma gibi bir sorumluluklarının bulunduğu hatırlatıldı. Kur’an zikriyle gönülleri yumuşayan mü’minlerin merhamet ve vicdan hareketleri daha bir gelişti.
Netice olarak, ramazan ayı bir muallim olarak bize birçok ahlaki hasleti öğreterek aramızdan ayrılıyor. Öyle ki, ibadet hayatımızı disipline etti. Bizlere vaktin değerini ve kıymetini öğretti. Cemaat ruhunu kazandırdı. İktisadi hayata canlılık getirdi. Yoksullara yardım elini uzatmanın erdemli bir iş olduğunu kavrattı. Toplumsal barışı yeniden kurguladı. Kardeşliğimizi pekiştirdi. Şimdi şehr-i sıyam, daha nice güzelliklere ve ahlak-ı hamîdeye kapı aralayarak veda ediyor. İşte asıl ramazan, ramazan ayı bitince başlayacaktır. Ramazan ayı düzgün geçenin, diğer ayları da düzgün geçecektir. Dünyası ramazan olanın elbette ahireti de bayram olacaktır.
Elveda ya şehr-i ramazan, elveda…..