Esra Akyol
Esra Akyol Dünyaya insanlığı hatırlatmak

Dünyaya insanlığı hatırlatmak

UNICEF geçen hafta bir rapor yayınladı. Rapora göre savaş bölgelerinde 3-18 yaşları arasında 462 milyon çocuk yaşıyor. Bunlardan 75 milyonu eğitim hakkından yararlanamıyor. Savaş bölgelerindeki okulların gördüğü hasarları, okul olsa bile güvenlik sorunları veya ekonomik sıkıntılar nedeniyle okula gidemeyen çocukları düşünürsek bu rakamlara çok şaşırmamak gerek.

23-24 Mayıs’ta İstanbul’da Dünya İnsani Zirvesi yapılacak. Raporun bu zirveden önce yayınlanması tesadüf değil. Konuyu zirvede görüşmek, tartışmak ve savaşın çocukları için bir şeyler yapabilmek amaç.

Zirvede bir de “Eğitim Bekleyemez” adlı bir acil yardım fonu kurulacak. Fon gelecek 5 yıl içinde 4 milyar dolara yakın yardım toplamayı hedefliyor. Bu yardımlar acil eğitim ihtiyacı olan 13 milyon çocuk için kullanılacak. İnşallah bu projeler hayata geçirilir ve hedefine ulaşır.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un girişimiyle ilk defa düzenlenecek olan zirveye aday şehirler arasından İstanbul seçildi. Bu çok sevindirici ve gurur verici. Aday olan şehirler arasında New York ve Cenevre de var. İstanbul’un tarihten bu güne birçok medeniyetin beşiği olan bir şehir olduğunu ve gelişen Türkiye’nin en önemli yüzü olduğunu düşünürsek bu zirve için seçilmesi hiç de sürpriz değil.

Konuyu araştırırken zirvenin düzenlenmesini sağlayan Güney Koreli Ban Ki-moon’un hayatı gözüme çarptı. Dar gelirli bir aileden gelen Ban Ki-moon-un başarılı bir diplomat olacağı daha ortaokulda belliymiş. O yıllarda bir kompozisyon yarışmasında birinci olmuş. Gazetecilerin büyüyünce ne olmak istiyorsun sorusuna “diplomat olmak istiyorum” yanıtını vermiş. Öyle de olmuş. Çocukluğunda Kore Savaşı’nı yaşamış bir çocuk olarak, bugün savaşın çocuklarının neler yaşadığını anlayabiliyor ve onlar için bir şeyler yapmak istiyor. 3 çocuk sahibi olan Ban Ki-moon’un çocukları da insani yardım için çalışıyorlar. Bir kızı Kore Vakfı için çalışıyor, bir kızı da Unicef’te görevli. Ailece kendilerini insani yardıma adamışlar. Dünyaya böyle diplomatlar lazım.

Zirveye dönecek olursak…Dünyada ilk defa yapılmasıyla dikkat çekiyor. Düşünün, dünya insanlık bakımından o kadar kötü durumdaki insanlara insanlığını hatırlatmak için zirve düzenleniyor.

3 milyona yakın sığınmacıya kapılarını açmış Türkiye de zirveye ev sahipliği yapıyor. Komşusu açken tok yatmamayı ilke edinen, nerede ihtiyaç sahibi varsa yardım elini uzatan Türkiye Birleşmiş Milletler verilerine göre şu anda dünyada en çok mülteci barındıran ülke durumunda. Hal böyle olunca Zirve için Türkiye’nin seçilmesi dünyanın teşekkürünün bir parçası oluyor galiba.

Zirve, ilk kez dünya liderleriyle savaştan etkilenen ülkelerin liderlerini buluşturacak. Yani savaşları çıkaran güçlü ülkelerle;  yıllardır savaştan kurtulamamış, bombalarla yaşayan ülkeler yan yana gelecek. O güçlü ülkelerin liderlerinin biraz olsun içi sızlar mı acaba harab ettiği ülkelerin liderleriyle göz göze gelince. Biz bu insanlara ne yaptık da bu hale geldiler, bütün dünya onlara yardım toplamak için bir araya nasıl geldi diye sorarlar mı acaba?

İnşallah bu sorular akıllarına gelir, biraz olsun vicdanları sızlar. Sızlar da dünyadaki mazlumlar; Orta Doğu, Irak, Suriye ve zulüm altındaki bütün insanlar çektikleri azaplardan kurtulur. Zulüm altındaki ülkelerde açlık ve yoksulluk içinde yaşayan biraz olsun karınları doyar, biraz olsun yüzleri güler. Anneleri de çocuklarının mutlu olduğunu görünce yaşadıklarını hissederler. Geride bıraktığımız anneler gününün onlar için de bir anlamı olur. İşte o zaman Dünya İnsani Zirvesi, insanlığı unutanlara yeniden insanlığı hatırlatmış olur. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Akyol Arşivi