Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu ÇÖZÜLMEMİŞ PROBLEMLERİMİZ

ÇÖZÜLMEMİŞ PROBLEMLERİMİZ

Toplum olarak çözülmemiş o kadar çok meselemiz var ki, ne kadar çalışsak azdır. Osmanlı’nın son dönemi milletimiz açısından bir restorasyon dönemi olamadı. Tüm iyi niyetli çabalara rağmen o zamana kadarki problemlerimiz daha da karışık ve karmaşık hale geldi.

Cumhuriyet, var olan meselelerimize yenilerini ekledi. Etnik köken, dini kaygılar ve milletin birliği konularında kafalar daha da karıştı. Toplum yönünü tayinde bir kat daha zorlandı.

Çözülemeyen meselelerimizin başında dinin toplumdaki yeri ve devletin dine ve dinin gereklerine karşı bakış açısı gelmektedir. Mesela başörtüsü üzerinden yürütülen ve ‘devlet-millet’ meselesi haline getirilen tartışmaları toplumu çok germişti.

Miras, ticaret ve ekonomik faaliyetler gibi temel konulara eğilmek hiç mümkün olmadı. Faiz, zekat, kredi kartı, alışveriş, kar, ortaklık gibi konularda herkesin kafası karışık. Sanayinin ve ticaret erbabının belki yönelmekten korktuğu, belki de çözülmesi için konunun ehline müracaat ettiğini biliyoruz.

İşte bütün ve konularda İslamiyet’in ne dediğini, İslam hukukçularının ne söylediğini öğrenmek üzere tertiplenen İslam Ticaret Hukuku Kongresi başarıyla gerçekleştirildi. Necmettin Erbakan Üniversitesi bu çalışmanın bilimsel boyutunu üstlendi. Konya Ticaret Odası ve Üniversitesi’nin paydaş olarak katıldığı çalışmalar sadece Konya’nın veya Türkiye’nin kafa karışıklığını gidermek için değil, tüm ümmetin meselelerine çözüm üretmek için mesai harcandı.

Takip edebildiğim oturumlar çok hareketli, çok bilgilendirici ve sonuca dönük geçti. Dini hassasiyetleri olan insanlar bu toplumun bir parçası. Ticari faaliyetlerini dini referansları doğrultusunda yürütmek istiyorlar. Dini ve geçim kaynağı arasında tercih yapmak durumunda kalmak istemiyorlar.

Türkiye’den ve dünyanın farklı coğrafyalarından gelen işinin ehli bilim adamları, alimler, fakihler çok değerli bilgilerini bizlerle paylaştılar.

İlki 19 yıl önce düzenlenen toplantılar bugün çok farklı meselelere kafa yormak üzere kurgulandı. Aradan geçen bu kadar zaman dilimi aslında Türkiye’de bu süre zarfında kaybedilen ve kazanılan zamanını ortaya koyuyor.

28 Şubat süreci bu hassasiyeti uzunca süre gündemimizden kaldırmıştı. Sermayeye renk yakıştıranlar, dini hassasiyetleri olan kişileri ve firmaları hedefe oturtanlar ve gizli ajandalarını millet üzerinden uygulama gayretine girenler hamdolsun bugün etkili değiller.

Aradan geçen zaman zarfında dini hassasiyeti olan insanların sayıları ve kaygıları arttı. Temel İslami konuları gündeme getirmek üzere çaba sarf ettiler.

Katılımcıların profili çok yüksekti. İlgi olağanüstü denebilecek düzeydeydi. Ama Kongre her şeyi çözmedi. Sadece çözülmesi için bir ortam oluşturuldu. Gündemimize oturdu. Bilim adamlarını motive etti.

Burada devletin, fakihlerin, bireylerin ve toplumun yapması gereken şeyler farklı farklı. Her biri kendi üzerine düşeni yapacaklar. Sözgelimi devlet dini kaygıları olan insanların taleplerine uygun yasal düzenlemeleri gündemine almak zorunda. Vakti zamanında, bilinçli tercihlerle verilmeyen hakların verilmesi için uygun şartlar var bugün. Mesela Prof. Dr. Hayretin Karaman hocamızın da dediği gibi, Katılım Bankası veya Özel finans kurumu kavramı yerine artık İslami Banka ismi verilebilmesi gerekiyor.

Bu sadece bir boyut. Diğer bütün boyutlar beraberce değerlendirilecek. Bize bu tartışmayı gündemimize taşıyan Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Ticaret Odası ile Üniversitesine teşekkür etmek düşer.

Bundan sonra bu minval üzerine daha fazla kafa yorulacağını tahmin edebiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi