Murat Güçlü
Murat Güçlü YILMAYACAĞIZ, YIKILMAYACAĞIZ

YILMAYACAĞIZ, YIKILMAYACAĞIZ

Coğrafyamız 1. Dünya Harbinden beri en kapsamlı saldırı ile karşı karşıya. Bu saldırı da en az 1. Dünya Harbi kadar kanlı olacak. Bizim açımızdan en acı tarafı da bu savaşta kan döken de kanı dökülen de bu coğrafyanın insanı oluyor. Orta Doğu’da sınırlar yeniden çiziliyor. Sınırların yeniden çizilmesi demek, bu coğrafyanın yeniden paylaşılması demek. Kavga aslan payını kapma kavgası yahut alacağı payı arttırma. Bu paylaşımda petrol başta olmak üzere enerji havzaları ve enerji nakil yolları birincil önemde. Hem büyük devletler ABD, AB ve Rusya hem de bunlarla birlikte bölgede etkinliğini arttırmak isteyen İran aktif olarak olayların içinde. İran göğüs göğse savaşmakta, her gün onlarca askerini toprağa gömmeyi göze almakta. Generalleri seviyesinde savaşın bilfiil içinde. Halep sınırımıza kadar geldiler. Çok yakında Halep üzerine büyük bir kara harekatı düzenleyecekler. Hem Esed rejimi, hem de PYD/PKK, İran tarafından can siperane savunuluyor. İran biliyor ki Tahran’ı korumanın yolu savaşı ileri karakollara taşımak. Bu sebeple Yemen’den Suriye’ye kadar büyük bir bölgede savaşıyor. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki elindekini muhafaza etmen için bile savaşman gerekiyor. Yoksa yok olursun. İran bunun farkında.

Bu coğrafyanın son kalesi, tek kalesi Türkiye. Türkiye’ye diz çöktürmeden bölgede istediklerinin yapılması zor. En azından maliyetleri çok arttıran bir unsur Türkiye. Bu sebeple Türkiye’nin diz çökmesi, yeni paylaşım planlarına ses çıkarmaması lazım. Kendi küçük dünyasında yaşamalı Türkiye. Son zamanlarda yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu yatıyor. Ülkedeki tek başına iktidar sürecinin sona erdirilmesi için yürütülen kirli kampanyadan başlayarak, PKK, IŞİD ve DHKPC terör örgütlerinin birbiri ardına başlayan eylemleri, son olarak meydan okurcasına Başkentte patlayan bombalar.

İran’ın, ABD’nin, Rusya’nın güney komşumuz haline geldikleri bir dönemde, Türkiye’nin ne yapıp edip içerideki kavgaları bırakması gerekiyor. İçerdeki mücadelemizi sonra verelim, ama bu kritik dönemde Türkiye’nin bekası gündemdeyken şahsi ikbal hesapları, ideolojik taassupları bir kenara bırakarak herkesin bu vatana sahip çıkması gerekir. Ancak bu şekilde bu taarruzu püskürtebiliriz. Aksi halde, hepimizin kaybettiği ve telafisi imkansız bir tablo ile karşılaşacağız.

Tüm yaşanan sıkıntılar Türkiye’nin hayatiyetini gösteriyor. Yılmadık, yıkılmadık. Bu oyunu bozacak güç ve kudrete sahibiz. Tarih, bu savaşta herkesin ne tarafta yer aldığını kaydetmektedir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Güçlü Arşivi