Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Çocuklarda İnanç Gelişimi

Çocuklarda İnanç Gelişimi

İnsanda din duygusu doğuştandır. Nasıl ki, yeme-içme, sevme-sevilme, öfke gibi duygular varsa, inanma duygusu da vardır. Buna “fıtrat” denilir. Fıtrat, Allah’ı kabul etme yeteneğidir. Her insan Allah’ı kabul edebilecek özellikte yaratılmıştır. İnsanın oluşum safhasında tam ona insan şekli verilince Yüce Allah ruhundan üfler (Bkz. Sad, 38/72). İlahî nefes, insana, inanma duygusunun verildiğinin bir ifadesidir. İnsanın biyolojik açlığı yemekle, manevi açlığı ise yüce Allah’a bağlanma, sevgi ve güven duygusuyla giderilebilir.

Çocuklarda 6 yaş, taklit dönemine tekabül eder. Okul öncesi olan bu dönem, doğuştan gelen din duygusunun uyanma ve gelişmeye başladığı dönem olması açısından önemlidir. Bu yaş aralığında bulunan çocuklar, hiçbir dini telkin ve uyarı söz konusu olmaksızın gerek inanç konularında ve gerekse çevresinde olup bitenler hakkında merak ve nedensellik ilişkisine bağlı olarak sorular sormaya başlarlar. İşte tam da inanç eğitimi bu fırsatlar iyi değerlendirilerek verilmeye başlanmalıdır.

Çocuklarda Allah tasavvurunun doğru şekillenmesi için önce onların sorularına gelişim evreleri dikkate alınarak uygun cevaplar verilmelidir. 6 yaş grubuna mensup olan çocuklarda soyut kavramları anlama yeteneği gelişmediği için başta Yüce Allah olmak üzere diğer inanç konuları onlara somut bir şekilde anlatılmalıdır. Din dilini sade ve çocuğun bilişsel dünyasına uygun bir şekilde kullanabilmek için yeni yollar aramak son derece mühimdir. Allah’ın yarattıklarını incelemeden O’nun yaratıcı sıfatını anlatmak, sevgi ve merhametle davranmanın, iyiliği ve adaleti uygulamanın örneklerini göstermeden Rahman, Rahim ve Âdil sıfatlarını benimsetmek güçtür.

Çocuklarımıza Yüce Allah’ın yaratıcılığını ve O’nun varlığını anlatmada kaynak olarak O’nun güzel isimleri bize yardımcı olabilir. Bilindiği gibi Yüce Allah’ın isimlerinden birisi “güzelleştiren” anlamına gelen el-Cemîl’dir. Çocuklarımıza, göz alıcı renklerle arzı endam eden ve çevresine güzel kokular yayan çiçekleri kimin yaratabileceğini sorarak onların Yaratanı bulmalarına kılavuzluk edebiliriz. Ayrıca onların etraflarında gördükleri çeşit çeşit meyveleri, güneş ve yağmur gibi harika doğa olaylarını kimin yaratmış olabileceği hakkında sorular sorabiliriz. Bu sorulara çocuklarımız, varlık üzerinden hareketle Var edici tek bir varlık olan Allah’ın olduğu cevabını verebilirler. Burada önemli olan çocuğun ihtiyacı olan bilgiyi uygun dozda, çocuk almaya hazırken ve alabileceği kadar verebilmektir.

Yine, çocuklarımıza esen rüzgârı da örnek verebiliriz. Onun görülmediğini ama esintinin üzerimizde bizim tarafımızdan hissedildiğini anlatabiliriz. Bütün bu örneklerden sonra “bak evladım, bizler bu dünya hayatında nasıl ki göremediğimiz birçok şeyin etkilerini hissediyorsak her ne kadar Yüce Allah’ı da göremiyorsak da O’nun yarattığı şeylerin eserlerini her tarafta apaçık bir şekilde görüyoruz. Kendi yaratılışımız, çiçeğin, gökyüzündeki ayın, güneşin, yıldızların, deniz altındaki balıkların yaratılışı da O’nun varlığının delilleridir, şeklinde somut örneklerle yüce Allah’ı anlatabiliriz.

Sonuç olarak, Yüce Allah’ın varlığının kolay kavranır hale gelebilmesi için, mümkün olduğu kadar hayattan alınmış örnekler ve konularla çocuklara yaklaşmalıyız. Çocuğu kendi varlığı, tabiat ve kâinat üzerinde düşündürmek, ona soru sormasını, inceleme ve araştırma yaparak sonuçlarını değerlendirmesini öğretmek, tasavvurlarının güçlenmesine yardım edici yollardır. Çocuğun etrafındaki varlıklardaki renk, şekil ve düzenden haberdar olması, bunları fark edebilmesi Allah’ı tanıma, bilme, O’na inanma yolunda güçlü bir adımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi