Celladına aşık olmak
İnsanlar kendi celladına aşık olduklarında kaybeder her şeyi. Yaşamını, zihnini ve en önemlisi ruhunu satmıştır artık.
Başka bir sözle devam edersek dostlar, Aliya İzzetbegoviç taşı gediğine yerleştirecek bir söz söyler ki, ancak bu kadar güzel ifade edilebilir:
"Savaş ölünce değil; düşmana benzeyince kaybedilir."
Kaybediyoruz dostlar. Her şeyimizle.
Güzelim Ülkemizin havasından, suyundan nasiplenen bazı isimler, nankörlük seviyesinin nirvanasına ulaşıyor, hadsizlik derecesinde, yaşadığı coğrafyayı bizlere miras bırakan Osmanlı Devleti'ne pervasızca hakaret edebiliyor.
Bu mide bulandırıcı yaklaşımlara şahit olduğumuz vakit, kimin dost, kimin düşman olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.
Yunan'ı düşman görmeyip, Yunan'ın ismi zikredilmeden toplumun değeri, atası, medeniyeti olarak görülen Osmanlı Devleti'ne karşı çirkin sözler sarf ediliyorsa, mayada bir bozukluk var demektir.
Osmanlı'nın ruhunu, adaletini, hoşgörüsünü bilmeyen, kabul etmeyen, sindiremeyen zavallıların bu denli gayri ahlaki söylemleri geçmişten süre gelen bir mevzu.
Aleni düşmanlık da diyebiliriz.
Sultan Abdülhamit Han Hazretlerine "Kızıl Sultan", Sultan Vahdettin'ne "Hain" gibi birçok söylemleri hepimiz biliyor ve şahit oluyoruz.
Onlarda Osmanlı'yı kötülemek moda. Safları belli.
*****
Tunç Soyer adında bir belediye başkanının İzmir'in kurtuluş günü münasebetiyle, tertip etmiş olduğu programda Osmanlı Devletine, dolaylı yoldan Sultan Vahdettin'e kullandığı sözleri tekrar hatırlayalım:
"100 yıl önceydi bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar ve teslim oldular."
Böylesine cahilce, mide bulandıran ifadeleri kullanan Tunç Soyer, İzmir'i işgal eden Yunanistan'a tek bir kelime dahi etmemiş..
Rahmetli Erbakan hoca ne güzel özetlemiş:
"Bunlar düşmanı denize döktük diyor ama düşmanın kim olduğunu söyleyemiyor, Yunan'ın DENİZE DÖKTÜK DİYEMİYOR!"
Sultan Vahdettin'i hedef alan, ağza alınmayacak ithamlarda bulunan, cahilce ifadelere yer veren, tarih bilmeyen Tunç Soyer'in tarihi bilgisizliğini de görmüş oluyoruz.
"İzmirliler Avrupa'ya girmeye hazır. Gerekirse İzmir Türkiye'den ayrılarak Avrupa Birliği'ne girmeli." diyen siz değil misiniz?
Müslümanları ta Samsun'dan başlayıp, İzmir'de denize dökeriz diyenler de sizsiniz.
Osmanlı'yı kötülemeyi aydınlanma sanan zerzevatlar; tarihini, geçmişini kabul etmeyen, kabul etmek istemeyen kara cahiller. Asıl gaflet, delalet içinde olan da sizlersiniz.
Tarihinizi, kültürünüzü, bozmaya çalışan, İzmir işgalinde kadın, genç, yaşlı, çocuk demeden katleden Yunanistan'a tek bir laf dahi etmeyen, tatil günlerinizi Yunanistan'da geçiren sizler; celladınıza aşıksınız. Bu yüzden, laf etmekten korkuyorsunuz.
Renginiz belli.
*****
Sultan Vahdettin'i hainlikle itham eden, sözde aydın, gazeteci, siyasetçi nevzuhur tiplere Bülent Ecevit'in bir sözü ile cevap vermek istiyorum:
"Sultan Vahdettin vatan haini değildi. Kurtuluş Savaşı’na belirgin şekilde destek verdi. Bir hain değildir. Bazı hoş olmayan şeyleri mecburen yapmıştır. Bu arada ülke için çok iyi şeyler de yapmıştır. Ben Vahdettin için hiçbir zaman vatan haini demedim. Çünkü ne zor koşullar altında padişahlık yaptığını biliyorum. Ülke işgal altındaydı. Ordusu kalmamıştı. Yine de önemli iş yaptı. Kimse benden daha fazla Atatürkçü, cumhuriyetçi olamaz. Ama bazı gerçekleri görmenin ve göstermenin zamanı geldi. Bunların bilinmesinin Cumhuriyetimize hiçbir zararı olmaz"
Satır arası bizden olsun. Selam ve Dua ile...