Tuğba İnal
Tuğba İnal Atlı karınca 3

Atlı karınca 3

Bu romanı bastıracaktı.

Hazırlanıp bir kitapevi ile anlaşmak için yola çıktı. Olacaklardan habersiz heyecanlı bir şekilde yürüyordu. Durağa geldiğinde ayakta yorulmamak için oturdu. O anki dalgınlıkla da kitabı elinden bırakıp yanına koydu. Birkaç dakika sonra otobüs gelmişti. Diğer yolcularla birlikte otobüse bindi. Fakat kitabı durakta unutarak.

 Kitap evini düşünürken aklına geldi. Kitabın olmadığını fark edince korkuyla yerinden fırladı. Hemen düğmeye basıp indi. Durağa doğru koşarken kitabın bıraktığı yerde durması için de dua ediyordu.

Durak görüş açısına girdiğinde içinde hiç kimse görünmüyordu ama kitabı görebilecek kadar da yakın değildi. Durağın yanına geldiğinde soluk soluğa kalmıştı. Kitabın orada olup olmadığına bakmaya cesaret edemiyordu. Eğer onu kaybettiyse hayal kırıklığına uğrayacaktı. O kitap basılıp binlerce kişinin okumasına vesile olabilirdi.

Daha düzgün nefes almaya başladığında birkaç adım daha atıp kafasını çevirdi. Korktuğu başına gelmişti. Kitap bankın üzerinde değildi. İçindeki ağırlıkla durağın altına, üstüne, her yerine baktı. Yine bir şey bulamayınca durağı arkasına alıp çevredeki insanlarda göz gezdirdi. Elinde siyah kapaklı defter olan birini arıyordu.  İnsanlara doğru gidip daha yakından baktı. Ama ne yazık ki bulamamıştı. Çaresizlikten ne yapacağını bilmiyordu. Etraftaki insanlara öyle bir kitap taşıyan birini görüp görmediklerini soruyordu. Kimi cevap vermeye tenezzül bile etmezken cevap verenlerinki de olumsuzdu. Neredeyse bir saat boyunca araştırmış, dükkanlara bile sormuştu. Kafayı yemek üzereydi. Gözünden bir yaş düştüğünde adımları da yavaşlamıştı. Kadın hatırlamıyordu. Geçmişi, anıları, kendini hatırlamıyordu. Aklında bu kadar çok soru işareti varken bir de elindeki tek şeyi kaybetmişti. Neyin içerisindeydi böyle?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuğba İnal Arşivi