Atlıkarınca \ Duraktaki Roman
Neyin içerisindeydi böyle?
Kitabı kaybetmesinin ardından aylar geçmişti. Unutmamıştı ama eskisi kadar çok düşünmüyordu. Hala geçmişi hatırlamıyordu. Birkaç kişiye sorup soruşturmuş ama yeteri kadar bilgi alamamıştı. Yine de yaşamaya çalışıyordu.
Bir Pazar sabahı. Havanın sıcaklığından bulanıp kalktı. Klasik kahvaltısından sonra sabah işi olarak önceki akşamdan kalan dağınıklığı topladı, toz aldı ve çiçeklerini suladı. Çiçeklerini evladı gibi görüyordu. Ona kendini yalnız hissettirmiyorlardı. Onlarla konuşuyordu, dertlerini anlatıyordu. Belki şarkı bile söylüyordu…
Her ne kadar geçmişi hatırlamasa da gündemden haberdar olmak için her gün internetten haberleri okumayı ihmal etmiyordu. O gün de işlerini bitirince bilgisayarını açıp Yeni Haberin sitesine girdi. Gezinirken gözüne bir haber takıldı. “Yazarı belli olmayan kitap yok sattı!” Kitabı merak edip habere tıkladığında kitabın ismini gördü. “Duraktaki Roman” …
İsmi okumasıyla aklına o günün gelmesi bir oldu. İçine bir hüzün çöktü. Üzülmüştü. Düşüncelerinden sıyrılınca haberi okumaya devam etti.
“Duraktaki Roman isimli kitabın yazarı bilinmiyor, fakat okuyucusu epey fazla. Hayranlar tarafından yazar merak uyandırıyor, şu anda en çok merak ettikleri şey bu romanı yazan kişi.”
Kendisinin de ilgisini çekmiş ola ki başka haberlere de baktı.
“İsimsiz yazarın fanları merak içerisinde”
“Sahte arkadaşlardansa, bir kaktüsü tercih ederim, hem derdimi dinler hem de bana ihanet etmez, sözü en popüler sözler arasında”
Bunu okuyunca kendini hatırladı. O da çiçekleri insanlara tercih ederdi. Yüzüne bir tebessüm yayıldı. Kitabı çok merak etmişti. İnternetten sipariş vermek istedi ama çoğu sitede tükenmişti. En sonunda birinde buldu ve aldı. Hemen sonra da kitabı okuyanların yorumlarını merak ettiği için Twittera girdi. Arama butonuna yazacağında zaten gündemde olduğunu gördü. Açıp tweetleri okumaya başladı.