Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu 100. yıl fırsatı kaçıyor

100. yıl fırsatı kaçıyor

AK Parti, özellikle 2014 seçimlerinden beri sürekli olarak 2023 vurgusu yaptı, Cumhuriyetin 100. yılında ekonomiden sağlığa, altyapıdan sosyo-kültürel kalkınma ve gelişmeye nasıl geçilmesi gerektiğine dair vurgu yaptı.

Bilinçli bir tercih neticesinde orta vadeli bir hedef koymuş oldu.

Aradan geçen zaman içinde 2053 ve 2071 söylemleri de geliştirilse de uzun vadeli olmaları nedeniyle toplum için uçuk-kaçık hedef olarak anlaşılabileceği düşüncesiyle olsa gerek, bu ifadelerin içleri doldurulamadı.

Nihayet 2023 geldi, çattı. Cumhuriyetin 100. yılında yapılacağı söylenen şeylerle, ulaşılacağı ifade edilen hedeflere ne kadar ulaşılabildiği henüz tartışmaya açılmadı.

Ancak bu mevzuların hiç gündeme gelmeyeceği anlamına da gelmiyor.

29 Ekim’i bir atlatalım, hassaten yerel seçim tartılmaları bir alevlensin de pek çok yeni tartışmanın açılacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

Ak Parti muhalif belediyelerin karnelerini gündeme getirdikçe, muhalefet de onun 100. yıla ilişkin hedef ve iddialarını kamuoyunun dikkatine taşıyacak.

Bugünlere kadar iktidar partisi cephesinde ciddi bir hazırlık yapıldığı ve hedeflere ne kadar ulaşılabildiğini ortaya koyma yönünde bir iradenin ortaya çıktığını söylemek zor. Varsa bile biz bilmiyoruz.

Ayrıca, bürokrasi, yerel yönetimler ve üniversitelerde de görmüyoruz bu yöndeki çalışmaları. Oysa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tam da bu durumlar için kurgulanmıştı.

Anlaşılan o ki, bürokrasi ve idari mekanizma ya 2023 hedefini benimsememiş ya da hedefe dair üç maymunu oynuyor.

Şimdi birileri kalkıp yeni uzun dönemli hedefler ve vizyon ortaya koymaya kalkarsa inandırıcılığı ne kadar olur dersiniz?

Türkiye’nin problemi de bu zaten: Çok güzel planlar yapar, hedefler çizebiliriz, ancak fikri takip ve süreklilik konularında hiç de iyi değiliz.

Bir de Anayasa’da Yönetimin Bütünlüğü olarak ifadesini bulan yönetim ilkesini de yerine getirmiyoruz. Mezkûr ilke idarenin merkezi ve yerinden yönetim kuruluşlarıyla bir bütün olduğunu ve aralarında birtakım anayasal ilkeler uyarınca iletişim ve etkileşim bulunduğunu söylüyor.

Bugün bakanlıklar ayrı, yerel yönetimler ayrı, üniversiteler ise ayrı telden çalıyor ve söylüyorlar.

Hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da tüm devlet teşkilatı için konulmuş olan hedefleri takip ve gelinen aşamayı tespit zahmetine katlanmıyor.

Aynı durum demokrasisi ve yönetimi gelişmiş bir toplumda olsaydı 1 Ocak – 31 Aralım dönemini sürekli bu yöndeki çalışmaların bulgularının paylaşıldığı, toplumun kendisine yeni hedefler koyduğu bir vasatta geçirirdik.

Hal böyle olunca toplumu bir bütün olarak yönetmek ve yönlendirmek kolay olmuyor.

Üniversitelerin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi geliyor. Anayasayla güvence altına alınmış, kamu bütçesini tüketen bu kurumlar bu konulara eğilmez de ne yapar Allah’ın aşkına?

Yerel yönetimler evcilik oynuyor, şehir ve ülke planlamasında sorumluluk almıyorlar.

Koskoca Diyanet teşkilatı her zaman olduğu gibi, küçük işlerin peşinde…

Bürokrasi ise koltuk sevdasında.

Hasılı, 2023 Vizyonu konusunda yeterli tartışmanın yapıldığını ve bu tartışmaları vesile kılarak topluma yeni ve gerçekçi bir vizyon oluşturma hedefinin gerçekleştirilebildiğini söylemek çok zor.

Keşke herkes kendi durumunu ve geleceğe yönelik beklenti ve çalışmalarını paylaşabilseydi bizlerle.

100 yılda ne yapılmış, ne yapılamamış?

Önümüzdeki asra yönelik beklenti ve yol haritamız nasıl olmalı?

Bunları toplumun planlaması çok zor; ancak kamusal sorumluluk sahibi kişi ve makamlar mutlaka yapmalıdır.

Evet, hala geç değil.

Geleceği planlamanın yolu, düne ve bugüne dair sağlıklı bir değerlendirme yaparak başlamadan geçiyor.

Ama ben karamsarım.

Bu fırsatı kaçırıyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi