Zamanı Planlamak
Hayatın akışı içinde bize eşlik eden zamanı yönetmek, aslında hayatı yönetmektir. Zamana bağlı olarak anlam kazanan hayatımız, diğer bir deyişle ömrümüz; zamanla biçimlenir ve ömrümüz içinde bize en sadık yoldaşlığı “zaman” yapar. Hayatın akışı içinde yaşadıklarımıza ve kendimizden sonraya bırakacağımız izlere zaman şahitlik eder. Bu bağlamda ‘hayatın aynası zaman’dır. Kendimizi zamanın aynasında görür, buna göre hayatımızı şekillendirir, ömrümüzün hermevsimini zaman ile adlandırırız.
Etimolojik olarak baktığımızda zaman; Arapça bir sözcük olup “vakit ve süre” anlamına gelmektedir. Zaman kavramını Kur’an muhtelif anlamlarda kullanmıştır; asr, vakit, süre, saat, müddet, mühlet, devir, çağ, nefes, ömür, ölüm, kıyamet ve daha birçok örnekler sayılabilir. Örneğin Kur’an’daki ayetlerde zaman sözcüğü, insanlar için belli bir süreye kadar mühlet verilen; sonra ölümün onlara geleceğini bildiren bir süreç olarak yer almıştır. Yine Kur’an'da zaman kavramının bilinmeyen bir diğer yönü de şöyle açıklanır: “Bizim bir günümüz sizin bin yılınıza denktir.” (Hac, 22/47). Veya “Bizim bir günümüz sizin elli bin yılınıza denktir.” (Mearic, 70/4).
Zaman, bizler için yeri başka birşeyle doldurulamayan bir hazine, aynı zamanda bilinmez sırlarla doludur. Atalarımızın da teşbih ettiği gibi “vakit nakittir”. Zamanın yeri başka birşeyle doldurulamadığı için zamanı yönetmek hayatı yönetmek ile eşdeğerdir. Peki hayatın aynası olan zamanın yönetimini nasıl yapabiliriz? İlk önce yapılması gereken şey ömrümüzün pusulası olan günlük ve aylık ulaşılabilir hedeflerimizi belirlemektir. Bunun belki de en önemli kuralı hayatımızı zaman pusulasının gösterdiği istikamete göre oluşturmak olmalıdır. Hedeflerimizi zamanın akışı dışında belirlediğimiz takdirde karanlık tünelde bilinmeze doğru giden yolcu misali yolumuzu kaybeder, nereye gideceğimizi bilmeyiz. Hayatımızı zamanın pusulasına göre yönlendirirsek yönümüzü, yolumuzu belirlemiş, sistemli şekilde zamanımızı kontrol etmiş oluruz. İkinci yapılması gereken şey ise, zamanımızı etkin kullanmayı öğrenip, zamandan tasarruf edecek fırsatları oluşturmaktır. Zamandan tasarruf etmek için günün erken saatlerini iyi değerlendirmek gerekir. Bu saatlerde vaktimizi değerlendirmek, planlarımızı gerçekleştirmeye, güne daha zinde başlamamıza olanak sağlayacaktır. Atalarımızın “Aş sabahın iş sabahın” “Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma” sözlerinden de anlaşıldığı üzere zamanın nasıl tasarruf edilmesi ve kullanılması gerektiği veciz ifadelerle anlatılmıştır. Zamanı doğru kullanmanın kurallarından biri de hayata karşı erteleyici olmamaktır. Ertelemek, kişinin zihinsel kararsızlığından değil, harekete geçmeyişinden kaynaklanır. Her vakitin telafisi olmadığı için, harekete geçmemek ömür baharından umut çalmak olur. Yine bir atasözünde dile getirildiği gibi "demir tavında dövülür.”
Her şeyi vaktinde yapmak hayatın kuralıdır. Zira zaman mütemadiyen geçiyor ve ertelediğimiz zamanın telafisi olmadığı için, zamanı vaktinde ve yerinde kullanmak bizim için önşarttır.
Ve son olarak yapmamız gereken şey geçmişe, geçmişteki zaman sürecine takılı kalmayıp, şu ana odaklanıp, zamanı planlamak için adım atmak ve geleceğe umut ile bakıp sahip olduğumuz güzelliklerin kıymetini bilmektir. Sahip olduğumuz güzelliklerin farkında olmak ve elde ettiğimiz nimetlerin kıymetini bilmek hayatımızı daha anlamlı kılacaktır. Umudumuzu, yaşama enerjimizi kaybetmemek; hayatımızı, hayatımızın aynası zamanımızı güzel yönetip ömrümüzün çiçek bahçesine dönüşmesi dileği ile…