Ayşe Kıdır
Ayşe Kıdır Osmanlı’da insani ahlak anlayışı

Osmanlı’da insani ahlak anlayışı

Bir kesmeğe elden rızkın olmağa kadir

insana yardım etmek hakkın rızasıdır

Nabi

Osmanlı Devleti, yalnızca siyasi başarılarıyla değil; insani değerleri ve ahlaki duruşuyla da

diğer toplumlara örnek olmuş, insanî ahlak anlayışının tenasüp şekilde yaşamaya çalışmış

bir toplumdur. Osmanlı toplumunda, insani ahlak anlayışının oluşmasının temelinde İslam

ahlakının payı büyüktür. Bu islami ahlak değerleri; yardımlaşma, hoşgörü, adalet ve merhamet gibi erdemler üzerine inşa edilmiştir. Peki, Osmanlı toplumunda insani ahlak nasıl

şekillenmiştir ve topluma nasıl yansımıştır? Bunlara değinecek olursak şöyle sıralayabiliriz:

Yardımlaşma ve Vakıf Kültürü Osmanlı’da yardımseverlik, toplumsal yapının en temel mihenk taşlarından biriydi. Bu anlayışın en somut örneği, vakıf sistemidir. Osmanlı’da her birey, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için bir vakıf kurabilir ya da bir vakfa bağış yapabilirdi. İmaretler adı verilen aşevlerinde yoksullar, yolcular ve öğrenciler için ücretsiz gıda yardımı dağıtılırdı.

Komşuluk ve Hoşgörü

Osmanlı toplumunda "komşuluk hakkı" na çok önem verilmiş, bu hakkı gözetmeye de riayet

etmişlerdir. İnsanlar, komşularının ihtiyaçlarını gözetir ve onlara yardım etmeyi bir görev olarak kabul ederdi.

Adîl olma

Osmanlı ahlak anlayışında adalet kavramı, hem bireysel hem de toplumsal olarak çok

önemli bir yapı taşıdır. Bu doğrultuda, güçsüzü korumak ve zulmü engellemek bir ahlaki

sorumluluk olarak görülürdü.

İsraf ve Kanaatkârlık

Osmanlı toplumunda, israftan kaçınmak ve kanaatkâr olmak bir ahlak kuralıydı. Bu anlayış,

bireylerin hem maddi hem de manevi olarak dengeli bir yaşam sürmelerine olanak tanıyordu.

Yardımseverlik de bu anlayışla bağlantılıydı; insanlar ihtiyaç fazlası mallarını ihtiyaç

sahipleriyle paylaşmayı bir ibadet olarak görüyordu.

Sadaka Taşları: Osmanlı toplumunda yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri olan

sadaka taşları, zenginlerin ihtiyaç sahiplerine görünmeden yardım etmelerini sağlardı. Bu

taşlar, genellikle mahallelerin ortak noktalarına yerleştirilir ve kimse birbirini görmeden

ihtiyaçlarını alabilirdi.

Ahilik Teşkilatı: Esnaf arasında kurulan bu teşkilat, yardımlaşma, adalet ve dayanışma

ilkeleriyle çalışırdı. Ahilik, sadece bir meslek teşkilatı değil, aynı zamanda ahlaki bir okuldu.

Hasta ve Yolcular İçin Kervansaraylar: Osmanlı’da seyahat eden yolcular ve hastalar için

kervansaraylar inşa edilmişti. Buralarda insanların ihtiyaçları ücretsiz olarak karşılanırdı.

Osmanlı Devleti’nin insani ahlak anlayışı, toplumun huzur ve düzenini sağlamada çok önemli

bir rol oynamıştır. Yardımlaşma ve dayanışma kültürü, sadece bir erdem değil, yapılması

gereken toplumsal bir sorumluluk olarak kabul edilmiştir. Bugün bu değerleri yeniden hatırlamak ve yaşatmak, toplumsal barış ve huzur için büyük önem taşımaktadır.

Osmanlı’daki bu insanî ahlak anlayışını günümüz toplumumuzda oluşmasını sağlamak ve

bu anlayışı diri tutmak dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Kıdır Arşivi