Yaz Kursları Eğitimi İçin Bazı Öneriler
Ülkemizde On beş Haziran tarihi itibariyle orta dereceli okullarımız uzun bir yaz tatiline giriyor. Çocuklarımızın din eğitimi almaları için tatil süreci iyi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Müftülüklerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından düzenlenecek olan yaz kurslarında çocuklarımızın ruh dünyalarına hitap edecek eğitim-öğretim faaliyetleriyle birlikte beden gelişimlerine de hizmet edecek sosyal etkinliklere de ağırlık verilmelidir.
Yaz kurslarında nasıl bir eğitim-öğretim yöntemi izlenmelidir?
Bu konuda her zaman geçerliliğini koruyabilecek evrensel nitelikteki uygulamalar bizim için önemlidir. Eğitim ve öğretim alanında ortaya konabilecek olan ilkelerden bazıları şunlar olabilir:
Dinimiz İslam okumaya, yazmaya büyük önem vermiştir. Mutlaka Müslümanların bilgi seviyesi yükseltilmelidir. Bizler aynı zamanda ilk emri oku olan bir dinin mensuplarıyız. Dini ve din dışı ayrımı yapmadan bütün ilimlere yeterli düzeyde ve değerde ağırlık verilmelidir.
Ne tür eğitim olursa olsun dayağa ve şiddete asla yer verilmemelidir. Din eğitiminde özellikle bu ilkeye özen gösterilmelidir. Eğitimde çocuğa uygulanacak şiddet ömür boyu dindarlara ve dini değerlere soğuk bakmasına, hatta dinden soğumasına yol açabilir. Bu konuda itici bir öğretmen olmak yerine cezbedici bir öğretmen olmayı seçmeliyiz.
Şayet öğreticilerimizin öğrettiği konular pratiğe yönelik ise önce biz hocaların uygulaması ve uygulamalı bir şekilde öğretmesi gerekir. Bu da eğitimde çok önemli bir ilkedir. Söz ve hâl Müslümanlığını birlikte sentezlediğimiz takdirde mutlaka insanlara tesir edebiliriz. Hasbî olmalıyız bu işin dünyevi hesabını yapmamalıyız.
Bir konuyu öğrencilerimize iyice kavratmadan başka konulara geçmemeliyiz. Çok şeyler öğretmek yerine, az da olsa bilgi ile birlikte şuur vermeyi öne almak daha faydalıdır.
Öğrenciler bıktırılmamalı ve usandırılmamalıdır. Mutlaka sevgi temelli bir eğitim verilmelidir. Eğer yaz kursları bir cazibe merkezi haline getirilirse, ben inanıyorum ki, sekiz ayda verilenler iki ayda verilecek ve öğrencilerimiz büyük bir özlemle gelecek seneye bu kursları iple çekeceklerdir.
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde, öğrencilerin yaşı, kapasitesi, bilgi, beceri ve kültür seviyeleri dikkate alınmalıdır. Anlayış ve kavrayış dereceleri dikkate alınmayan kimselere aktarılan bilgiler suya ve havaya yazılan yazılar mesabesindedir. İnsanlara, kavrayış derecelerine göre bilgi aktarımı çok önemlidir.
Eğitim faaliyetinde öğrencilerin dikkatlerini toplamak için eğitici espriler yapılmalı ve sorular ortaya atılarak cevapları istenmelidir. Böylece onların muhakemelerinin gelişimine katkıda bulunmuş oluruz.
Ayrıca sunacağımız eğitim modelinde zekâ geliştirme yoluna gidilmelidir. Ezbercilikten ziyade muhakemeye önem verilmelidir. Çocuklarımıza bazı sure ve dualar ezberletilirken, ezberlenen metinlerin ar kaplanı da iyi kavratılmalıdır.
Bir konuyu anlatırken hayatın içinden anlatılan konu, örnek olaylarla desteklenmelidir. Dini bilgileri anlatırken, çocuklarımızın yaş ve kavrama dereceleri göz önünde tutulmalı, misâller sahabe ve İslam büyüklerinin hayatlarından canlı bir şekilde verilmelidir. Örnekler yaşanmayacak olaylardan değil, günlük hayatta yaşanılması kolay olgulardan seçilmelidir.
Sorduğumuz soruya çocuklarımızdan doğru cevap aldığımızda ödüllendirmek suretiyle takdir etmeliyiz. Bu konuda zengin Müslümanlara iş düşüyor. Ne yapılması gerektiği iyi plânlanmalıdır.
Öğreticiler, gerekli gördüğü zaman konuları tekrar etmekten kaçınmamalıdırlar. Tekrar her zaman iyi bir öğretme yöntemidir.
Yine gerekli görüldüğü zaman konular yazdırılmak suretiyle kayıt altına alınmalıdır. Sonra da yazdırılan bilgilerin satırlardan sadırlara geçirilmesi kolay olur.
Sonuç olarak, eğer bu ilkeler ışığında yaz kurslarımızda eğitim-öğretim faaliyetlerini planlarsak, Allah’ın izniyle başarıya ulaşabiliriz. Amacımız Rıza-i Bari’yi kazanmak olmalıdır. Samimi bir şekilde atılan tohumlar yeşerecektir. Ne mutlu bu işi bir ibadet aşkıyla yapan eli öpülesi hocalarımıza.. Onları, gönülden selamlıyor ve tebrik ediyorum.