TRENDY OLan Teknoloji Girişimi
Salgın sürecinde %66 ile çok fazla büyüyen e-ticarette, pazarın tüm verilerine hâkim bir yöneticinin, denetleme yaptığı bir şirkette işe başlaması etik midir ve piyasada tekelleşme başlatmaz mı?
Salgınla birlikte e-ticaret yapan şirketler 10 yılda ulaşacakları satışlara 1 yılda erişti. Pazara ilgi de büyük.
Türkiye’de Trendyol’u satın alan Çinli Alibaba, Amazon ABD’li, N11 Koreliler ile Doğuş %50-%50 ortak, Hepsiburada Tempelton Fonu %25 ortak ve ABD’li Ebay’in sahip olduğu Gittigidiyor bu sektörün büyükleri.
Çin Rekabet Kurumu, tekel gücünü kötüye kullandığı gerekçesiyle dünya devi Alibaba’ya 2,8 milyar$ rekabeti ihlal cezası verdi. Alibaba, rakiplerini saldırgan rekabet ile piyasadan silmek amacıyla rekabet ihlali yapmıştı. Çin Rekabet Kurumu da soruşturma sonunda Alibaba’nın hâkim durumu kötüye kullandığını tespit etti ve firmanın gözünün yaşına bakmadan cirosunun %4’üne tekabül eden yaklaşık 3 milyar$ ceza verdi.
Yasal olan her şey etik midir? Bunun araştırmasını yapmak, yapılan işlerin dünya genelinde nitelik sorgusuna daha rahat gidilir.
***Nerede Kalifikasyon (Nitelikli olmak)
Teknoloji üniversitelerin sayısı çok fazla. Her yer profesör dolu. Üniversite olan illerde öğretim görevlisinin esamesi bile okunmuyor artık.
Yaptığı işi ustalık derecesinde öğrenmek her insanın görevidir. Organize sanayi bölgeleri kendine ihtiyaç olan meslek ve beceriler için kendi okullarını kurmaya başladı. Herkes mühendis olunca, istenilen işi yapacak kalifiye eleman eksikliği olmaya başladı.
Hindistan bizim gözümüzde normal, nüfusuyla dünyada 2.sırada bir ülke olması haricinde dünya teknolojisinde sözü onlar söylüyor.
IBM, Microsoft, Google, Pepsi, Adobe, Nokia, Mastercard, Deutsche Bank gibi etkili markaların ceoları Hintli, Nasa’da çalışanların %58’i Hintli.
Neden böyle diye düşündüğümüzde ise çoğu insanın aklına gelmeyen kesintileri yapabildikleri için başarılılar.
Ülke nüfusu o kadar fazla ki rekabet kurulu kendiliğinden çalışıyor. Doğal seleksiyon yani.
Bundan 20 yıl önce Hindistan'da IT endüstrisinin hacmi 2000 yılı sonunda 12 milyar $ idi. Yazılım ihracatı da 6 milyar 200 milyon $. Aynı yıllarda tüm Türkiye'nin Gayrisafi Milli Hasılası 200 milyon dolardı. Nüfus farkı, coğrafi etkenler, krizler, tüm bunlar tartışmaya açık fakat aradaki fark öyle ufak tefek değil.
***Sonuç olarak;
E-ticaret girişimcilik için örnek olsa da yeterli değildir. Mevcut markalar tam manasıyla büyümeden neredeyse hepsi yurtdışı sermayeleri tarafından ele geçirilmiş.
İnnovasyon ve girişimcilik çok farklı işleyen sistemlerdir.
Dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si ve hatta büyük küresel şirketlerin önemli bir kısmı teknoloji sektöründe faaliyet gösteriyor. Girişimcilik ekosistemine dünya çapında yapılan risk sermayesi yatırımları ise 300 milyar dolara yaklaşmış durumda.
Teknoloji girişimleri arasında derin teknoloji girişimlerinin payı 2010 yılında %22 seviyelerindeyken, 2021 yılında yüzde 55'e ulaştı. Teknoloji alanında dünya çapında yapılan yatırımların en fazla fotonik ve elektronik kategorisinde, en az da kuantum bilgisayarlarda yapıldığı görülüyor.
2020 yılında 51 farklı ülkede ve 1305 farklı şehirde derin teknoloji yatırımı yapıldı. Derin teknoloji yatırımlarının ülkeler bazında incelemesi de yapılmış durumda. 2015’ten bu zamana kadar teknoloji şirketlerine yapılan küresel yatırımların %81'i ABD ve Çin tarafından yapıldı, ABD'de 32,8, Çin'de ise 14,6 milyar dolarlık teknoloji yatırımı yaptı.
Türkiye’de yer alan 1307 girişim arasından 107 tanesinin çeşitli sebeplerle faaliyetlerine son verdi. Türkiye özelindeki teknoloji yatırımlarına baktığımızda ise 2020 yılında bu girişimlere sadece 7 milyon dolarlık yatırım yapıldığını görüyoruz.
Z kuşağına güven duyacağı bir ortam oluşturabilirsek 20-25 yıl sonra belki bir yerlerde olabiliriz…