Şehit Haniye’nin Ardından..
İsmail Haniye.. Yaşayan bir şehit olarak şimdi ölümsüzlüğe adım attı. Dünya Müslümanları onu nur yüzlü, çehresinden tebessüm eksik olmayan bir lider olarak tanıdı. Askalan’dan Gazze’ye hicret etmek zorunda kalmış, hayatı mülteci kamplarında halkının arasında geçmiş bir lider.
Filistin davası uğruna nice şehitler verildi. Elbette Haniye de son olmayacak. Şehitler kervanı devam edecek. Şöyle bir geçmişi hatırlayalım. İsrail, hayatı Filistin davasının manevi lideri olarak bilinen Şeyh Ahmed Yasin’i tutuklamıştı. Engelli arabasına mahkûm olarak yaşayan Yasin, bütün mağduriyetlerine rağmen Hamas’ın kurucu lideri olarak halkına hep umut verdi. Davası uğruna her türlü acılara ve sıkıntılara katlandı. Siyonistlerin yıldırma siyaseti karşısında cihadından geri adım atmadı. Siyonist İsrail, ona, 2004 yılının sonlarında suikast düzenledi. Zannetti ki Şeyh Ahmet Yasin ortadan kaldırılırsa Hamas bitecek, Allah’ın izniyle daha da güçlendi.
Şeyh Ahmet Yasin dünya Müslümanlarına şöyle seslenmişti: “Ey Müslümanlar! Filistin ve Filistin’in incisi Aziz Kudüs’ümüz ve onun kalbi Mescid-i Aksa işgal altında bulunurken Müslümanların rahat rahat yataklarında ölmesi caiz değildir.” Bu sözünü bizzat uygulamaya geçirerek elektrikli sandalyesinde bir sabah namazı sonrası camiden çıkarken İsrail füzesiyle ruhunu Alemlerin Rabbine teslim etmişti.
Tüm Filistin halkının gözünde İsmail Haniye ve Hamas liderliği, Filistin topraklarının İsrail işgalinden kurtarılmasının modellerini temsil ediyor. Bir lider toprağa düşerse, bayrağı kapacak arkasından hazır bir lider gelecektir. Her Filistinlinin zihninde bu vardır. Her şehit, fethin ve zaferin yolunu açan bir fener gibidir. Ne kadar çok şehit verilirse Filistin topraklarının kurtuluşu da daha çok yakınlaşmış olacaktır. Bu inanç var olduğu sürece Filistin bitmeyecek ve zafer er geç inananların olacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Şehit Haniye her konuşmasında Ahmet Yasin’den İslam sevgisini, bu uğurda fedakarlığı, zalimlere ve onların zulümlerine boyun eğmemeyi öğrendiğini söylerdi. Hep bu duygu ve fiille yaşadı. Hayatı, sürgün, zindan ve işkence ile devam etti. Bu uğurda Gazze'de Nisan ayında İsrail'in hava saldırısında üç oğlu Hazem, Amir ve Muhammed ile dört torununu şehit verdi. Ayrıca yakın akrabalarından altmış kişi Gazze savaşında şehit düştü. Nihayetinde acı olan Müslüman bir ülkede kendisi de aynı kervana katıldı.
Bir hastanede Filistinli yaralıları ziyaret esnasında kendisine verilen acı haber karşısında İsmail Haniye’nin şu sözü hiç unutulmayacaktır. Bu bakış açısı tam da bir liderlik bakış açısıdır: “Oğullarımın kanı, Gazze’de şehit olan vatandaşlarımızın kanından daha kıymetli değildir. Çünkü onlar benim evladımdır.”
İsmail Haniye, 2017 yılında İslami Direniş hareketinin siyasi büro liderliğine getirilmişti. İsrail tarafından kuşatma altında bulunan Gazze şeridinde seyahat yasağına rağmen bu kuşatmayı yarmak ve kaldırmak için çok mücadeleler verdi. Onlarca defa Türkiye ve Katar’a gidip geldi. Tam bir diplomasi izledi. Acaba Filistin sorunu çözülür mü diye?
Şehit Haniye, Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’e karşı düzenlediği Aksa Tufanı hareketinde 1200 kişinin ölümü ve 250 kişinin rehin alınması ile sonuçlanan saldırının arkasından Arap-İslam dünyasına şöyle seslenmişti: “Arap kardeşlerimiz de dahil tüm ülke halklarına ve liderlerine, “normalleşme siyaseti ve Siyonist devleti tanımak asla Filistin sorununu çözmeyecektir.” Gerçekten de öyle. Bu normalleşen Müslüman ülkeler şimdi nerede? Neden sorunun çözümü için aktif siyaset izlemiyorlar? Ne yazık ki, değil sorunu çözmek, keşke Siyonistlere destek vermeseler. Bunun açık ve gizli emarelerini ne yazık ki yaşıyoruz.
Siyonist İsrail, tüm bu İbrahim’i anlaşmalara rağmen durmadı. Gazze’de şu ana kadar 50 000 Müslümanı katletti, soykırım uyguladı. Binlerce Müslüman enkaz altında, yüz bini geçen yaralı var. Hala da soykırıma devam ediyor. Gazze ise, hayalet bir kente döndü.. Bütün bunlar dünyanın ve dünya Müslümanlarının gözleri önünde oluyor. İslam âleminin bu acizliği nesillerde derin yaraların açılmasına yol açıyor. Gitgide bu durum derinleşiyor ve fay hatlarının oluşmasına sebebiyet veriyor. Ne pahasına olursa olsun bu acizlik bir zillettir. Müslümanlara zillet değil, onurlu duruş yaraşır ve yakışır.
Mayıs 2024’de Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılığı, aralarında İsmail Haniye’nin de bulunduğu üç hamas lideri ve katil Netanyahu hakkında savaş suçları işleme suçlamasıyla tutuklama kararı çıkardı. Elbette Filistin liderliği hakkında verilen bu karar haksızdı. Asıl suçlu; bebek, çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek katili ve soykırımcı Netanyahu ve savaş kabinesi idi. Onlara da bu güne kadar bir işlem yapılmadı. Uluslararası hukuk, Cemil Meriç’in ifade ettiği gibi “büyük sineklerin delip geçtiği küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağından ibaretti.”
İsmail Haniye.. Son 20 yılda İsrail tarafından öldürülen üçüncü Hamas lideri.. 2004 ylında Şeyh Ahmet Yasin ve halefi Abdülaziz Rantisi bir ay içinde öldürülmüştü. Şimdi de Haniye.. Artık Şehit Haniye’nin halefi Halid Meşal. O da 1997’de katil Netanyahu’nun emriyle düzenlenen suikast girişiminden sağ kurtulmuştu.
Dünya Müslümanları olarak bizler şuna inanıyoruz. İsmail Haniye’nin şehadetiyle Hamas fikri ölmeyecek ve asla da teslim olmayacaktır. Bugün bu düşünce her Filistinlinin zihninde ve gönlünde yer etmiştir. Her şehit liderden sonra, bir başka lider gelecek, asla Filistin’in özgürlük bayrağı yere düşürülmeyecektir. Muhammed Deifler, Sinvarlar, Salih Aruriler yaşamaya devam edecektir.