Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Saf saf muhalif olmak

Saf saf muhalif olmak

Gündem konusunda sıkıntısı olmayan bir ülkeyiz. Siyaset, ekonomi, dış politikada bir şey bulamazsak bu sefer sosyal bir mesele üzerinden tartışma bulup oradan yürüyebiliyoruz. Bazıların bu tür tartışmalarda tarafı gayet net. İktidar ya da iktidara yakın bir kuruluş neyi destekliyorsa, onun tam tersini desteklemek... Bunun son örneğini bazı camilerde yaşlı cemaatin namaz kılması için yapılan sabit sıraların kaldırılmasında gördük.

Millet olarak abartma konusunda üzerimize yok. İyi veya kötü ele aldığımız şeyin suyunu çıkarmadan bırakmıyoruz. Çok değil 5-6 yıl önce yaşlı, rahatsızlığı bulunan cemaatin daha rahat namaz kılabilmesi için camilerimizdeki tabure sayısı artırılmıştı. İlk başta tabure üzerinde diğer cemaatle birlikte namaz kılınırken zamanla sadece arka tarafta yaşlılar kendi saflarını oluşturmaya başladılar.

 Bununla da yetinmeyenler cami derneklerinin de desteğiyle evlerindeki koltuklarının konforunda sıralar yaptırdılar. Kimler sandalyede nasıl namaz kılar konusunda diyanet zaman zaman açıklama yapsa da artık mevzu karmaşık bir hale geldi. Neredeyse biraz beli ağrıyan bile sandalyeye yönelir olmuştu. Diyanet yıllardır yapması gerekeni geçtiğimiz hafta yapıp camilerdeki sabit sıraları kaldırttı. Ayakta namaz kılamayacak cemaat bundan sonra sandalyesi ile birlikte normal safa karışıp, bütünlük içerisinde namaz kılacak.

Mevzu bu kadar basit ama bunun üzerinden bile muhaliflik yapıp, işi nasıl beceriyorlarsa diyanetin bütçesine kadar getirenler oldu. En amiyane örneği insanlar camiye gelip namaz kılıyorlar ya bırakın nasıl kılarlarsa kılsınlar oldu. Bu seviyede yürütülen bir tartışmayı ciddiye alıp almamakta ayrı bir tartışma konusu(!) Lakin yozlaşma dediğin öyle bir günde iki günde olacak şey değil ki. 5-10 yıl sabit sıralar devam eder ondan sonra bu insanlar ayakkabılarını çıkartırken zorluk yaşıyorlar galoşla camiye girsinlere dönüşür.  Sonrası caminin içerisinde ayrı bir girişten halısız bir zemin olsuna sonrası... Bu işin sonunda klasik kilise düzenini almak var. Eminim birçok kişi abartıyorsun diyecek ama cehenneme giden yolda iyi niyet taşlarıyla döşeli. Dini kendi sığ düz mantığıyla değerlendirip, işin sonunu kalp temizliğine indirgeyenler için namazın hangi şekilde kılındığı bile bir ayrıntıdır, önemli olan niyettir.

Özellikle sosyal medyada mevzuyu anlamayıp sırf muhaliflik uğruna tabureme dokunma seviyesinde tartışanlara bakıp epey güldüm. Adamlarda artık nasıl bir ego, kibir varsa namazla, cemaatle hiç alakası olmamalarına rağmen çok rahat o alanda da bir söz söyleyebiliyorlar. Zaten sosyal medyanın bizi getirdiği nokta herkes bilgisi olsun ya da olmasın her konuda bir şeyler söylesin... Bu tartışmaları yapanların onda biri düzenli olarak camiye gitse cemaat sıkıntısı yaşanmazdı.

Hadi bu tartışmayı yapanların büyük çoğunluğu geyik muhabbeti peşinde işin dini boyutundan bir haberler. Fakat kendilerini İslamcı olarak tanıtan, yıllarca muhafazakâr camiada el üstünde tutulan insanların şimdi iktidarla anlaşamıyorlar diye bu kadar önemli bir konuda diğer bilgisizlerle aynı seviyede yorum yapmalarını anlamak mümkün değil. Sosyolojik bir zehirlenme yaşadıkları kesin. Bir gazete etrafında toplanıp, bugün hükümetin hangi icraatını eleştirsem diye düşünen amcalardan bahsediyorum. Bu amcaların geçmişlerine baktığımız zaman din konusunda bilgi sahibi oldukları muhakkak. Bugün nedense diyanet zaten camilere gençleri çekemiyor, bu uygulamasıyla elindeki yaşlı cemaati de kaybedecek kıvamında yazıyorlar. Bu amcalar ne ara bu seviyeye düştüler anlayamadık.

Ergenin, solcunun, marjinalin muhalifliği bir yere kadar çekiliyor da kendini İslamcı diye sınıflandırıp, düne kadar muhafazakâr camiada sözü geçenlerin bu seviyesiz, sonradan öğrenilen muhalifliği gerçekten çekilmiyor. Dışarıdan bakınca komik görünüyorlar. 30-40 yılda inşa ettikleri isimlerini bu derece düşürerek kendilerine yazık ediyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi