OHAL’DE REKLAM YAPIN
Geçtiğimiz yıl yaşanan darbe girişiminden sonra ülke olarak zor günleri aşmaya çalışıyoruz. Her ne kadar siyasi iktidarımız ekonomik olarak güçlü olduğumuzu söylemiş olsa da darbe girişimi ve arkasından gelen olağanüstü hal süreci ekonomiyi etkiledi. Bir sene içerisinde özellikle orta ölçekli esnaf ve üreticinin dertlerini dinleyen bir siyasetçi oldu mu bilmiyorum ama dinledilerse ciddi problemlerin olduğu göz önünde. Hatta öyle ki ülke olarak sırtımızı güvenli liman olarak dayadığımız inşaat sektörü bile ciddi problemlerle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Sadece Konya’da değil Türkiye’nin hemen her yerinde insanlar ev almak konusunda eskisi kadar istekli görünmüyor. Çünkü ev fiyatlarının her geçen gün yükselmesi, dairelerin maliyetinin dört beş katına vatandaşa satılması artık süreci bir kısır döngüye getirdi diyebiliriz. Oysaki belediyelerimiz sırf piyasada hareket olsun diye tarım arazilerini düşünmeden imara açmış, kentsel dönüşüm adı altında binaları yıkarak yerine yenilerini diktirmek için çaba sarf etmişti.
OHAL süreci siyasi anlamda istikrar sağlarken ekonomik anlamda bir güvensizlik ortamını da beraberinde getirdi diyebiliriz. Çünkü ne üretici parasını harcamak istiyor, ne yatırımcılar yastık altındaki parasını kaybetmek istiyor. Bu ekonomik korkunun önüne de başkanlık seçimlerinden önce geçilemeyecek gibi duruyor. Sürekli yazılarımda dile getirdiğim gibi ülke olarak maalesef üreten, çalışan bir ülke olmak için çaba sarf etmiyoruz. Ekonomimizi inşaat sektörüne dayandırmış olmak bizi elli sonrasının refah toplumuna taşımayacak. Konya kadar arazisi olan Hollanda’nın bir tarım ülkesi olarak zirveyi çekmesi bizim ayıbımız. Ülke olarak tarımı bıraktık, hayvancılığı bıraktık, doktoru, avukatı, mühendisi inşaat sektöründe çok para var diyerek bu sektöre yöneldi. Bırakın artık tarım ve hayvancılığı üretim yapacak bir yatırım dahi ülkede gereksiz görülmeye başlandı.
Ekonomik problemlerin yaşanmasıyla ise ülke olarak firmalarımızın yaptığı ilk hamle reklam giderlerini kısmak oluyor. Bir işletmenin ürünü satması için, işletmesine marka değeri yüklemesi için olmazsa olmaz olan reklam nedense bizde en gereksiz bütçe olarak görülüyor. Oysaki bu dönemlerde reklam yapmak çok daha önemli. Türkiye’de Boyner’de örneğini gördüğümüz ve dünyada birçok marka sahibi kriz dönemlerinde reklam yaparak büyüdüğünü defalarca dile getirmiştir. Ekonomik durgunluğun olduğu süreçte reklam yapmak sizi rakiplerinizden öne çıkarır. Herkesin sinerek, sessizleşerek konuşmaya korktuğu bir dönemde sizin konuşmanız hem tüketicinin size olan güvenini arttırır hem de satış hızınızı yükseltir. Bu dönemlerde reklam yapabilme cesareti gösteren firmalar tüketici gözünde daha güçlü ve güvenilir bir algıya sahip olur. Böylece rekabet arasından sıyrılarak pazardaki konumunuzu yükseltebilir, hatta lideri yerinden edebilirsiniz. Sizin cesaretiniz pazardaki rakiplerinizin de belki iletişim kurması için bir tetikleyici olabilir. Bu anlamda her sektörün bir Don Kişot’a ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Ekonominin döngüsünü sağlayan yatırımcılar olarak her şeyi siyasi iktidardan beklemeyip taşın altına elinizi sokmalısınız. Pazardaki hareketliliği sağlayacak iletişim hamleleri için ofislerinizin rahat koltuklarından kalkmalı, işler çok durgun demekten öteye giderek çeşitli iletişim hamleleri yapmalısınız. Tabi ki bu konuda siyasi iktidarın da üreticisinin yanında olması gerekir. İşletmelerin reklam bütçelerine yapacakları vergi indirimi ya da desteği gibi bazı çözümler sunulabilir. Bu OHAL sürecinde tüketicilerin harcama yapmasını sağlamak ve ekonomik döngünün hareketlenmesi için işletmelere çağrımız; “OHAL’de Reklam Yapın”.