Fatih Terim ve Medya
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek yazıya başlamak istiyorum. Igor Tudor’u gönderen Galatasaray yönetimi değil, medyadır; yine aynı şekilde Fatih Terim’i getiren de Galatasaray yönetimi değil, medyadır. Burada medya derken geleneksel medya olarak TV ve gazetelerle birlikte sosyal medyayı da kastediyorum.
Fatih Terim hiç tartışmasız Türkiye’nin en başarılı teknik direktörüdür. Bu sebeple Galatasaray’ın da milli takımın da başı her sıkıştığında akla gelen ilk isim o oluyor. Fatih hocanın kazandırdığı başarılar özellikle Galatasaray taraftarı ile onun arasında ayrı bir sevgi bağı kurulmasını sağladı. Ancak, Türk kamuoyuna baktığımızda sevenler kadar nefret edenlerin olduğunu da görüyoruz. Özellikle milli takımın Avrupa Şampiyonası grup eleme maçları ile şampiyona da gösterdiği başarısız performans sonrası özür dilemek yerine üst perdeden konuşan tavırları onu kamuoyunda daha itici bulunmasına neden oldu. Milli futbolcularla yaşanan gerilimler, bazı futbolcuların yaptığı adamlık açıklamaları milli takımın da futbolcuların imajını zedeledi.
Fatih Terim’in son olarak Alaçatı’daki restoran sahibiyle yaptığı kavga, yılların imparatorunu tahttan indirdi ve milli takımla olan sözleşmesi feshedildi. Bu kadar olayın üstüne Fatih Terim’in TFF’den tazminatını istemesi onun şampiyon karakterini yerle bir edip paragöz, egoist ve mafya olarak algılanmasına neden oldu.
Peki, Fatih Terim’in kendi tabiriyle yuvam dediği Galatasaray’a dönüşü nasıl oldu? Sezona fırtına gibi giren Galatasaray, ilk 8 maçta 7 galibiyet, 1 beraberlikle herkesin takdirini kazandı. Ancak daha sonraki süreçte gelen puan kayıpları, Tudor’u göndermek için sessizce bekleyenlere istedikleri fırsatı verdi. Tudor, taraftar ve medyanın baskısıyla liderin 1 puan arkasındayken gönderildi. Östersunds maçından sonra Tudor’u yerden yere vuran medya, Fatih Terim’in yeniden Galatasaray’a dönüşünü büyük bir sevinçle karşıladı.
Fatih Terim, son zamanlarda yaptığı yanlış hareketlerle bozulan imajını Galatasaray’ın başına geçerek yeniden toparlama imkânına kavuştu. Şimdi bir profesyonel olarak hatalarından ders çıkartmalı ve planlı bir imaj yönetimi gerçekleştirmelidir. Kaldı ki Fatih Terim’in basın toplantısındaki tavırları bana bu konuda en azından şimdilik dikkat edeceği izlenimi verdi. Kelimelerini seçerken mütevazı olmaya dikkat etti. Hatta bir basın mensubunun Dursun Özbek’e “Bu hafta rahat bir maç izleyeceksiniz sanırım” şeklindeki yorumunda söz kendisine geldiğinde “Göztepe zor bir takım, zor bir maç olacak” dedi. Bu elbette ki klasik bir sözdür ama egoist olarak algılanan bir isim için önemli bir cümledir.
Fatih Terim’in sözleşmesinde bu sezon için alacağı aylık 1905 TL’lik ücretin federasyon ile yaşadığı tazminat kavgası sonucunda oluşan paragöz imajını silmek için atılmış bir adım olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki sezondan itibaren alacağı 3 milyon Euro, bazılarına “biz bunları yemeyiz” dedirtse de maaşın takım içerisinde psikolojik bir faktör olduğunu unutmayalım. Aylık 300 bin Euro alacak bir Fatih Terim’i zaman içerisinde futbolcuların gözünde küçültmesine neden olabilirdi.
Şimdi gelelim Göztepe maçından sonra yapılan yorumlara ve gazete manşetlerine. Galatasaray, sezon başından beri Türk Telekom’da rakiplerine boğucu bir pres uygulayıp, dikine bir futbolla sonuca gidiyor. Galatasaray yine aynı futbolla istediğini aldı. Ertesi gün tüm gazeteler sanki Galatasaray ilk kez böyle bir futbol oynamış gibi manşet attılar. Oysa Galatasaray, Tudor’un iç saha taktiğini uyguladı. Bunu Fatih Terim kendisi de söyledi zaten. Ama medyamız olayı abartmakta o kadar mahir ki zannedersin kendi evinde dahi hiç top oynayamayan bir Galatasaray vardı da Fatih Terim iki günde sihirli bir dokunuşla takımı mükemmel bir hale getirdi.
Fatih Terim, taraftarların ve medyanın nazarında kredisi yüksek bir isim. Bunun bilincinde olarak doğru bir imaj yönetimiyle kendisini yeniden ortaya koymalı. Bunun için öncelikle Galatasaray’da başarılı olmalı ve Galatasaray’ın ruhuna uygun hücum futbolunu sahaya yansıtmalı. Çünkü taraftarın beklentisi bu yönde. Bunun sinyallerini de maç sonu röportajında verdi. Ardından kendisinin tüm kesimler tarafından yeniden saygı duyulmasını sağlayacak davranışlar ortaya koyarak imajını toparlaması gerekiyor.
