Nefret Kavramı
İnsanlık gerçekten doğru olanı önemseseydi nefret değil, önerilerle dolu bir toplum içerisinde yaşıyor olurduk. Öyle ki kendini bir diğerinden üstün gören, elinden kayıp gidebilecek olan varlıklara güvenip her türlü konuda haksız bile olsa maddi imkanlarıyla fikirlerinin doğruluğunu kabul ettirmeye çalışan insanlar toplum tarafından alkışlarla karşılanırken evine ekmek götürebilmek için sokağa çıkmış bir vatandaş fikirlerini beyan ettiğinde itham edildiği şeylerin haddi hesabı olmuyor.
Böylesine bir algının oluştuğu toplumların içerisinde ses çıkarmak kuru bir toprağa su döküp onu çamur yapmak gibidir; siz konuştukça onlar bir su gibi üzerinize dökülecek ve sonunda siz olduğunuz kişi olarak kalsanızda güneş doğana dek kendinizden farklı biri olmanız için harcanılan çabalar gün yüzünde olacak.
Eğer bizler gerçek kötülüğün ne olduğunu anlar ve ona göre davranırsak bu günlerin devamında getireceği yıllar, barış ve huzurun etkin olduğu yıllar olacaktır. Ancak bireyler iyi ve kötü algısını aynı objektif içerisinde görmeye devam eder ve geleceğe de düşünme imkanı vermezse yaşam yalnızca belirli insanlar toplulukları tarafından zor hale gelir ve o insanların böylesine bir durumda kalmasına sebep olanların savunduğu adalet anlayışı ortaya çıkar.
Adalet, adil bir yargıdır. Ancak insanların zihnindeki adalet kavramı yargısız bir infazdır. Çünkü sorgulamak, araştırmak ya da anlamak uğraştırıcıdır, emek ister. Oysa geçmişi örnek gösterip kendi hayatına dönmek çok kolaydır.
İşte bu yüzden insanların tercih ettiği hep daha önce gördükleri ve alışık olduklarıdır. Ancak kendi ufkunu genişletme çabasındaki insanlar bilirler ki nefret yalnızca zarar getirir.
Nefret, insanın kanına karışan zehirken bazı kişiler için benimsenmesi zor olan hoşgörü bu zehri sonsuza kadar yok edebilecek güçte bir panzehirdir.
Umuyorum ki bu yazıyı okuyan her kimseniz hoşgörünün hayatınızda bir yer edinmesine izin vermişsinizdir.
Çünkü mutluluk, sevgi, huzur gibi sürekli peşinde koştuğumuz ıssız yolların sonuna ve onlara ulaşabilmenin tek yolu hoşgörünün kalpte yer etmesidir.