Kaybeden gene masumlar
Ukrayna’nın işgaliyle başlayan yeni dönem sadece bölgemizi değil, tüm insanlığı etkileyecek sonuçlar getirecek. ‘Rus ayısının’ bu adımının Azerbaycan ve diğer Türk yurtlarında yansımaları olacak.
2022 yılbaşında Kazakistan’da sahnelenen oyunun, daha doğrusu provanın hangi tür neticeleri olacağını beraberce göreceğiz. Ukrayna meselesi nedeniyle bir süreliğine dondurdukları anlaşılan bu krizin, Rusya’nın yayılmacı emellerine ulaşmak için bir aşama olduğunu ifade edelim.
Kuyruğuna küresel güçler tarafından basılan Rusya, genlerinde zalimliğin gereğini yapıyor. Enerji fiyatlarını artırması nedeniyle çatışma, Rusya’da olumsuz bir etki meydana getirmeyecek. Ellerindeki silahları kullanarak, enerji gelirlerini artıracaklar.
Devletleri borçlandıran küresel baronlar, başta enerji ithal edenler olmak üzere tüm ülkeleri haraca bağlayacak, borç sarmalı artacak. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının bedelini biz ve bizim gibi enerji ithal eden ülkeler ödeyecekler.
KGB ajanı Putin, Soğuk Savaş sonrası dönemde ciddi biçimde çıkmaza giren Rusya’yı tekrar ayağa kaldırmaya çalışıyor. ABD ve diğer küresel güçler karşısında bir dönemde kaybettiği mevzileri geri kazanma derdindeler.
NATO’ya alacaklarını açıkladıkları Ukrayna’yı Rusya’ya yem eden küresel güçler ceplerini dolduruyorlar. Uluslararası finans sisteminin dışına itilen Rusya karaborsadan mal satın alacak, ithal ettiği enerjinin bedelini yüksek komisyonlar ödeyerek tahsil edecek.
Peki, çatışmanın kaybedeni ve kazanı kim olacak?
Hesap çok açık aslında.
Rusya kazanır görünürken, kaybedecek; dışlanacak, saldırganlaşacak, içine kapanacak. Kapanırken, saldırgan olarak damgalanmışken, Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere nüfuz bölgelerinde kalıcı etkileri olacak doğrudan ve dolaylı müdahalelerde bulunacak.
En net kaybeden Ukrayna olacak: Hem toprakları gidecek hem de altyapıları, üstyapıları.
Türkiye kaybedenler arasında sayılıyor; bu ülkenin toprak bütünlüğü konusunda baştan beri çok netiz. Türkiye Ukrayna’ya kritik harp malzemesi temin etmek suretiyle desteğini gizlemiyor. Artan enerji maliyeti ile Suriye ve dost-kardeş ülkelere olan etkileri nedeniyle zarar göreceğiz.
Ancak, Rusya – ABD ve NATO denkleminde ne yaptığını bilen Türkiye kazananlar arasına girebilir. Atacağımız akılcı adımlar, önemimizi perçinleyebilir.
Avrupa kaybediyor. Almanya, Fransa, Polonya ve diğer AB ülkelerinin etki ve önemleri sınırlandırıldı. Şamar oğlanına dönen AB, Brexit’le beraber oldukça fazla kan kaybetmişti. Avrupa bundan sonraki dönemde esamisi okunmayan bir kıta haline geliyor. İngiltere’yi dışında tuttuğumuz bu bölge ciddi derecede zarar görecek.
Rusya bugün gazı kessin, Avrupa kış ortasında donar.
ABD ve NATO kaybetmeyecek. Kendilerinden bağımsız politika üretmeye çalışan devletler ABD’nin kucağına koşacak. Aynen II. Dünya Savaşı sonrası dönemin şartlarında olduğu gibi.
Pandeminin bitmeye yüz tuttuğu bugünlerde ‘Rusya kartı’ acaba tesadüf mü?
Pandemi kimin planıydı?
İnsanlık çok zor bir dönemden geçiyor. Pandeminin altüst ettiği ekonomiler ve sosyal dengeler siyasete de etki etmekte. Türkiye’de, mesela, hükümetin güç ve destek kaybettiği iddialarının neredeyse tamamı pandemi dönemi şartları nedeniyle oluştu.
Rusya kartı çok önemliydi. Ayağına basılan ‘ayı’ uyandırıldı; harekete geçirildi. Masum değil bu ülke. Biliyoruz. Emelleri mevcut. Gücü de var.
Durup, dururken niçin başlatıldı bu kaos düzeni?
Önceki yazılarımızda da izah ettik. Küresel sistem, yani pandemiyi başımıza bela eden mihraklar yeni bir oyunu sahneye koydular.
Biden’ın seçilmesi bunun fitilini ateşledi. ‘Pandemi diye bir şey yok’ diyen Trump cebir ve hile ile uzaklaştırıldı.
İthalat pahalı hale geliyor. Enerji maliyeti belimizi bükecek. Daha fazla dış kaynağa ihtiyaç duyacağız.
‘Ukrayna bizdeki pahalılığı artıracak, hassas dengeler üzerindeki ekonomimizi daha kritik bir dönemece getirecek’, dediğimizde dalga geçiliyordu. Sonuç ortada.
Türkiye denge rolünden vazgeçmemeli.
Kritik aktör olma rolünü üstlenmelidir.