Katiller hâlâorada !
Bosna Hersek’teydim geçen hafta…….
Ata yadigarı, mukayyet olamadığımız emanet topraklarda !
SarayBosna, Gorajde, Travnik, Yaytze, Poçitel, Kolina, Drina, Tuna , Buna, Blagay, Foça, Mostar, Srebrenitsa……
Geçen hafta Balkanlardaydık, ÖNDER yönetim kurulu başkan yardımcısı, yönetim kurulu üyeleri ve İstanbul BaşakşehirAliyaİzzetbegoviç Anadolu İmam Hatip Lisesinin seçkin öğrencileriyle beraber birçok görüşme yaptık, ziyaretlerde bulunduk.
Osmanlı’nın izlerini, Türkiye’nin desteğini,Tika’nın, Özel Sektör’den hayırsever şirketlerimizin, Ziraat Bankasının çok iyi çalıştığını bilfiil gözlemledik, emeği geçenlere herkes müteşekkirdi.
SarayBosna’da, Uluslararası Sarayevo Üniversitesini ziyaretimizde hocaların hocası rahmetli Sabahattin Zaim’le ve İlim Yayma Cemiyetiyle bir kez daha gurur duyduk.
Dekanından yöneticisine, birçok kurum-kuruluşta Türkiyemizin-Türklerin emekleri, Boşnak kardeşlerimizin bilimsel, kültürel, sosyolojik, ekonomik gelişmesine önayak olurken dünya milletlerinden gelmiş seçkin gençlerin burslarla desteklenerek yetiştiğini görmek umutlarımızı daha canlı tutmamıza vesile oldu.
Kardeş okul projesi bağlamında Gorajde Cemal Biyediç Meslek Okulunu ziyaret ederek yöneticilerle, Müftü, Belediye Bşk. Ordu-Güvenlik yetkilileriyle görüştük hasbihal ettik, yedik içtik ve……
Ve yeşilin ve akarsuyun heryerde hissedildiği bir cennet güzelliğindeydi ve fakat huzurun ve hüsranın, mübarek ve mel’un nefeslerin ortak atmosferiydi sanki Bosna Hersek !
1 milyondan fazla mayın hâlâ ülkenin her yanındaymış ve ormanlık alanlara mangal yapmaya gitmek için mangal yürekli olmak gerekiyormuş !
Bomba sesleri duymadık ama hâlâoradaydılar !
İşkenceyle kesilen uzuvların, tecavüzlerin, ölüm öncesi çığlıkların belki de sadece videolardan, slaytlardan seyrediliyor olması ehvendi ama bu güzel belde henüz huzur ve sükun bulmamıştı sanki……
Başçarşı sizi çok aldatıyor tıpkı bizi aldattığı gibi, oysa “Yaşam Tüneli” hemen havaalanının yanında, hâlâ toprak kokuyor ve ürpertiyor…..
Kan kokusunun hâlâ yer-yer hissedildiği ve bir gizli endişenin, yılgınlıkla karışık umutların, nasıl olup da 20 yıl sonra bazı gözlerden yansıdığını acaba sadece ben mi hissettim……
Oysa binaların en az yarısı kurşunlarla delik-deşikti ve hâlâoradaydılar !
Bazen düşük frekansla mental sarkmalar mı yaşıyorum nedir, bilmiyorum ama o kurşunlar sanki yeni sıkılmışlardı ve hâlâoradaydılar !
Çünkü Sırplar 20 yıl önce kan içmeye gelmişti ama bizim haberimiz yoktu, çünkü onlarca yıldır komşuyduk, çünkü kardeştik, çünkü kız aldık-verdik, çünkü birlikte yedik-içtik……
Taaa ki biz silahları teslim edene ve onlar şehirleri-kasabaları ele geçirmek için ''Krivaya 95'' operasyonunu başlatana dek……
Ama iyi de “onları dost edinmeyin” mottosu unutulmuşmuydu da böyle olmuştu……
Gorajde Köprüsünden geçemediği için şehirde daha fazla katliam yapamadıklarına mı sevinir insan, yoksa 20 yıl sonra bile Sırp Katillerin hala orada olduğuna mı şaşırır !
Amiçi’de kestikleri 3 aylık bebeklere mi ağıt yakmalıydım, yoksa 83 yaşındaki nineleri yakan kalleş Hırvatların hâlâ orada olmasına mı yanmalıydım !
Srebrenica‘da, neden kuşlar uçmuyor diye birşeyler mi sezinlemeliydim, yoksa kan ve sülfürikasit kokusunun o lanetli Akü fabrikasından Potaçari Şehitliğine estiğinde Marş Smrti/Ölüm Yürüyüşünde mi olmalıydım bilemedim…….
Biz de darbeler gördük, terörü yaşadık-yaşıyoruz ama bu biraz farklıydı, çok farklı, ama ne farkeder artık ne Miloseviç var ne Karadzic ne Mladiç ne Tudjman var, ne de ZeljkoRajnatoviç ama iyi de tüm katiller hâlâorada !
Dünyanın haberi yok, Bosna Hersek’in orta yerinde Sırbistan’ın dışında özerk bir Sırp Cumhuriyeti daha olduğunu biz de bilmiyormuşuz……
Foça’da 17.500 Sırp, 350 Boşnak birarada aynı yerde yaşıyor ve Sırpların suratlarında ki Türk düşmanlığı sokaklarında yürürken hissedilebilir seviyede !
Srebrenica’da geçen yıl Belediye Başkanlığını bir Sırp-Grujicic nasıl kazanabiliyordu.......
Aliya’nın Mücadelesi ve Bilgeliği böylemi zuhurat bulmalıydı bilemedim ……
Karremans ülkesine çoktan dönmüş şeref madalyası almıştı, Arkan öldürülmüş, Mladiç ve Karadzic’de tutuklanmış, hapsedilmişti !
Oysa 8372 de,Onbinlerin ruhları da hâlâ oradaydı, Katiller de hâlâorada !
Sadece eğitim, bilim, kültür, iletişim ve dijital çağa uyumlu teknolojk gelişim yetmiyormuş gibi“siz de Kuvvet ve Savaş Atlarınızı hazırlayın” dendiğinde anlamamız gerekenler bugün ve gelecekte çocuklarımıza ne ifade etmeli ?
“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve Savaş Atlarınızı hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size Zulmedilmez”
Ben Türkiye’me döndüm ama aklım hâlâ Bosna’da ve Katiller de hâlâorada !
Sakın ama sakın unutmayın o gün mutlaka gelecek “siz de Kuvvet ve Savaş Atlarınızı hazırlayın”
