Kahrolsun Amerika ama ekmek bir lira
Freni boşalmış kamyon gibi ilerleyen yoğun gündem içerisinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Zaman kavramıyla ilişkimiz sorunlu. Ağustos ayının da yarısını geçtik. Geriye dönüp baktığımız zaman, yine yerinde saydığımız, ileriye dönük adım atamadığımız bir yazı daha arkamızda bırakıyoruz.
15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından ayakta durduğumuz, geriye düşmektense yerinde saydığımız her gün bile kârda sayılırız. Peki, bu durumun yeterince farkında mıyız ya da içinden geçtiğimiz süreci doğru okuyabiliyor muyuz? İşte bundan emin değilim. Meselenin sadece kuru kuruya bir papaz meselesi olmadığı ortada. Son birkaç yıldır izlemeye çalıştığımız bağımsız ve bol alternatifli politikamıza toptan bir ceza kesilmeye çalışılıyor. Halkın büyük bir kısmı, her şeyi biz biliriz diye hava atanların küçümsemelerini görmezden gelip elindeki döviz ve altınları bozdurdu.
Bir yanda sırf safını belli etme uğruna ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali hareket edenler varken diğer yanda meselenin ciddiyetinin farkında varamayıp, daha doğrusu görmezden gelip keyiflerini bozmamaya çalışanlar var. Öyle yurt dışındaki FETÖcülerden, içimizdeki isimleri herkes tarafından bilinen hainlerden bahsetmiyorum. Onların zaten ne mal olduğunu bildiğimizden öyle aynı gemide değiliz falan diye havlamalarına şaşırmıyoruz. Sonuçta it tabiatına uygun olanı yapar. Bizim şaşırdığımız lafa geldi mi herkesten fazla vatan millet edebiyatı yapıp, cumhurbaşkanımızın arkasında, ülkemizin yanındayız, kahrolsun Amerika diye konuşup ama biraz sıkıya gelince kayışı koparanlar. Böyle tipler hem halkın içinde hem de iş dünyası, sivil toplum kuruluşları vb. var.
Perşembe günü sarraflar yeraltı çarşısının önünden geçerken bir abla üzgün bir ses tonuyla anne altın düşmüş, durduk yere bin lira zarardayız diyordu. Şimdi bu ablanın karşısına geçip, onun ettiği bin lira zararın bu ülkeye sağladığı kârdan bahsetmenin bir anlamı olabilir mi? Peki, Ülkenin geçtiği zor günleri fırsat bilip hemen zam yapan esnaflara ne demeli... Lafa geldi mi en hakiki yerli ve milli onlar ama icraata geldiği zaman duymazdan geliyorlar. Tam bu sıkıntılı günlerde utanmadan Konya'da ekmeğe zam yaptılar. Ekmek bir liraya çıktı. Bazı fırınlar arsızlığın sınırlarında dolaşıp bir lira on kuruşa satıyor. Hiç öyle maliyet bahanesi falan üretmesinler. Yapılacak zammın da bir vakti zamanı vardır. Yapılan bu zammın tek açıklaması fırsatçılıktır.
Bugün Ankara'da ekmek bir lira. Belediye tarafından üretilen halk ekmek ise sadece 70 kuruş. Lafa geldi mi Konya buğday ambarı, Türkiye'nin tahıl deposu falan diye şişinmeyi biliyoruz. İcraat ise sıfır. Hadi özel fırınları falan geçtik. Belediyelerimize ne oldu da onlarda aynı zam kararına ortak oldular? Kahrolsun Amerika ama ekmek bir lira. Bu ayıp, altına imza atanlara yeter de artar bile...
Sosyal medyadan klavye delikanlılığı ile vatan kurtarılmıyor. Ya da sık kullanılanlara eklenen Amerika ve İsrail firmalarının isimlerinin yer aldığı boykot fotoğraflarıyla da. İçinden geçtiğimiz imtihan sürecinde Konya esnafı sınıfta kalmıştır, iki gün sonra ulaşıma da zam yapsınlar tam olsun...