Meryem Buhan
Meryem Buhan Kadın-Erkek Rollerinin Değişimi

Kadın-Erkek Rollerinin Değişimi

Son yıllarda toplumsal cinsiyet rolleri, hiç olmadığı kadar tartışılıyor. Kadınların toplumdaki yeri giderek daha görünür hale gelirken, erkekler de “erkeklik” algısının ötesine geçmeye, kendilerine yeni roller biçmeye başladılar. Bu, kimilerine göre bir evrim, kimilerine göre bir kriz. Her iki durumda da, bir şey kesin: Erkekler, toplumda giderek daha kırılgan ve kibarlıkla donatılmış bir kimlik arayışına giriyorlar.

Geleneksel olarak, erkekler güç, otorite, mantıklılık gibi özelliklerle tanımlanırken, kadınlar duygusal, nazik ve sevgi dolu rollerle özdeşleştirilirdi. Ancak günümüzde, bu katı sınırlar giderek eriyor. Kadınların daha çok iş gücüne katılması, eğitimdeki eşitlik, politikada seslerini yükseltmeleri, erkeklerin de eski alışkanlıklarından sıyrılmalarını gerektiriyor.

Düşünsenize, bir zamanlar erkeklerin ağlaması neredeyse imkânsız kabul edilirdi. Ancak şimdi, bir erkeğin duygusal zorluklarla başa çıkabilmesi, çevresindeki insanlar tarafından genellikle daha anlayışla karşılanıyor. Artık erkekler, "erkek gibi" olmak zorunda hissetmiyorlar. Duygusal bir anlamda, kadınsı özellikler, kibarlık ve zarafetle birleşebiliyor. Bu da bazılarının gözünde "prensesleşme" olarak nitelendiriliyor.

Peki, bu "prensesleşme" durumu ne anlama geliyor? Erkeklerin kibarlıkla donanmış, nazik ve daha kırılgan hâlleri, geleneksel erkekliğin yerini alacak mı? Birçok kişi için bu, erkekliğin zayıflaması, toplumun oturmuş normlarının alt üst olması anlamına gelebilir. Ama belki de bu, tam olarak yanlış bir şey değil. Zira insan, kimseyi taklit etmek zorunda değil.

Bir yandan, erkeklerin bu kırılganlıkla donatılmış yeni halleri, toplumun gözünde bazen garip bir "prens" imajına bürünebilir. Ama belki de gerçek kahramanlık, sertlikten ve katı kurallardan sıyrılıp, kendi duygusal zenginliğimizi kabul etmekten geçiyordur.

Toplumda kadın-erkek rollerinin değişimi, aslında daha geniş bir dönüşümün parçası. Birbirimize duyduğumuz anlayış ve saygıyı pekiştirirken, her iki cinsin de kendini özgürce ifade edebilmesi için bir alan yaratıyoruz. Ve belki de, "prensesleşme" diye adlandırdığımız bu olgu, modern erkekliğin daha yumuşak, daha insanî bir biçimi olarak tarihe geçecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Meryem Buhan Arşivi