Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş İstanbul Sözleşmesi Feshedildi

İstanbul Sözleşmesi Feshedildi

Ülkemizde kadınlar, çocuklar ve aile kurumuyla ilgili kabul edilen uluslararası kaynaklı kanun, sözleşme ve protokollerin uzun bir geçmişe sahip olduğu söylenemez. Bununla birlikte son 20 yılda bu alanda yürütülen faaliyetlerin hızlandığı ve yasal düzenlemelerin ivedilikle alındığı görülmektedir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde bu alanda yürütülen çalışmaların tamamı, üç başlık altında ele alınabilir: 1- Kadına karşı şiddetin önlenmesi, 2- Toplumsal cinsiyet eşitliği, 3- Aile meselesi.  İşte ilerleyen süreçlerde kadına karşı şiddetin önlenmesi amacına yönelik İstanbul Sözleşmesi ve bununla bağlantılı hazırlanan 6284 Sayılı Kanunun  bizim inanç esaslarımızla, değerlerimizle ve kültürümüzle bağdaşmayan yönleri görülmüştür. Bu sebeple uzun bir süreden beri bu sözleşme ve kanun kamuoyunda tartışılmaktaydı.

 Bilindiği gibi dinimizde kadınla erkek arasında var olan fıtrî/doğal bir uyum vardır. Buna rağmen bile bile;  kadın olmayı bir özür hali gibi, erkek olmayı da mücadele edilmesi gereken bir figür gibi takdim eden sözleşmelerin ve zihniyetin karşısında olmalıyız. Maalesef İstanbul sözleşmesinin ruhunda da böyle bir yaklaşım tarzı vardı. Nihayet,  Türkiye 2011 tarihinde imzalanan ve 2012 tarihinde onaylanan  “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin kısa adıyla İstanbul Sözleşmesinin  Türkiye açısından feshedilmesine karar verilmiştir. Bu karar aziz milletimizi ziyadesiyle memnun etmiştir. 

Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki toplumları ayakta tutan en önemli unsurlardan biri güçlü aile yapılarıdır. Nesli korumak ancak aileyi korumakla mümkündür. Güçlü aile güçlü toplumu, güçlü toplum da güçlü ülkeyi doğurur. Başımızın tacı olan annelerimiz, kız kardeşlerimiz, halalarımız, teyzelerimiz ve eşlerimiz olarak geniş ve sıcak bağlarla bizi saran ve bağlayan kadınlarımızı korumak, onların haklarını savunmak ve vermek, saygın konumlarına halel getirmemek bizim vazifemizdir. Bunları yaparken ve düşünürken ya da dengeli bir şekilde kanunla düzenlerken kaynak olarak kendi inanç ve kültürel değerlerimiz yeterlidir. Bu hususta Batı tandanslı farklı parametre ve ölçülere sahip düzenlemelere ihtiyacımız yoktur. Nitekim İstanbul Sözleşmesi adı verilen bu düzenleme zaman içerisinde, birey ve topluma yarar getirecek yerde birçok ahlak dışı davranışlara sebep olmuştur. İstanbul Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar kadına karşı işlenen şiddet azalmamış aksine artmış ve nice yuvalar yıkılmıştır.  Bir başka yerden kanun alınırken veya bir düzenleme yapılırken toplumların sosyokültürel yapıları mutlaka hesaba katılmalı ve dikkate alınmalıdır.

Bu vesile ile sözleşmenin kaldırılmasında başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyib Erdoğan olmak üzere bu süreci sağlayan ve mücadele veren herkese teşekkür ederiz.  Artık bu saatten sonra hızlı bir şekilde hasarı onaracak ve kendi iç hukukumuzda kendi kültürel değerlerimizle çelişmeyen düzenlemelerin yapılması büyük önem arz etmektedir. Bizler bu aziz milletin bir ferdi olarak Cumhurbaşkanımızın İstanbul sözleşmesi ile ilgili almış oldukları kararı destekliyoruz. Milletimizin yararına olan her hayırlı adımın yanında olduğumuzu da açıkça ifade ediyoruz.

Yüce Allah milletimizin ve bu milletin iyiliğine çalışanların yâr ve yardımcısı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi