İslam Ahlakının Evrenselliği
Ahlak, iyi ve kötü insan davranışlarıdır.
İslam’da ahlak, evrensel bir değer olarak ortaya çıkmıştır.
Elbette insanlık tarihinde ahlakın menşei konusunda farklı tartışmalar vardır. Farklı toplumlara göre izafi diyebileceğimiz göreceli ahlak uygulamaları olabilir. Genel anlamda bütün ilahi dinlerin ortaya koyduğu ahlak esasları evrenseldir.
İslam’da tevhid ve metafizikle ilgili konularda kıstas akıldır. Din de bunu destekler. Meselâ, adalet bunlardan birisidir. Bir erdem olarak dünyanın neresine gidersek gidelim, adalet iyidir. Bunun zıddı olan zulüm kötüdür. Emek değerlidir, emek harcamadan yapılan işler, -rüşvet gibi- kötüdür. Hiç kimse rüşvetin iyi bir şey olduğunu söyleyemez. Gerçekte rüşvet alan ve veren insanlar bile vicdanlarında rüşvetin iyi bir şey olduğuna inanarak bunu yapmazlar.
Yine affedicilik, affetme olayı, bağışlama olayı evrensel bir değerdir.
Anne-babaya iyilik yapmak, açları doyurmak dinlerin hep tavsiye ettiği şeylerdir. Fakire-fukaraya sahip çıkmak, paylaşma ahlakını insana kazandırır. Bunlar evrensel birer ahlak umdeleridir.
Eğer bugün yaşadığımız dünyada açlık sorunu varsa, bu varlıklı kimselerin görevlerini bihakkın yerine getirmediklerini gösterir. Mütemadiyen İslam, iktisadi alanda güçsüz kalmış kimseleri desteklememizi ister. Etnik çatışmaların yaşandığı bir dünyada insanların ırklarının farklılığından dolayı kınanmaması, haksızlığa uğramaması, ayrımcılığa tâbi tutulmaması gerektiğini evrensel ölçekte semavi dinler söyler. Etnik ve mezhepsel çatışmalar bir zulümdür. Bu alanlarda ahlak mücadelesi vermek en büyük erdemdir. Maalesef bunun acı örneklerini Filistin’de, Gazze’de görüyoruz. Masum insanlara karşı İsrail’in yaptığı acımasız davranışların neresi ahlakîdir? Arakan’dan, Suriye’den, Orta Afrika’dan Müslümanlar doğup-büyüdükleri yurtlarından, vatanlarından göçe zorlanıyor, kıyımlara uğratılıyor. Evleri başlarına yıkılıyor, ziraat alanları talan ediliyor. Dünyadan ahlakî alanda bir ses yükselmiyor.
İslam savaş hukukunun bile bir ahlakî tarafı vardır. Savaşta bile İslam: “Çocukları, kadınları öldürmeyeceksin. İbadet için yapılan mescitleri, havraları, kiliseleri, camileri yıkmayacaksın. Ziraata dokunmayacaksın, suçsuz olan masumları koruyacaksın.” Fakat bugünkü yapılan savaşlarda ahlakın emaresi bile görülmüyor.
Yine bakıyoruz dünyanın bir tarafında insanların bir kısmı açlıktan bir kısmı da obezite dediğimiz hastalıktan dolayı ölüyor. Obezite için ilaçlar üretilirken büyük yatırımlar yapılıyor. Dünyanın bir başka tarafına baktığımız zaman ise insanlar yokluktan, açlıktan, kıtlıktan, gıdasızlıktan, ilaçsızlıktan dolayı ölüyor.
O halde bugün evrensel ölçekte yapılması gereken değerlerin bütün bir insanlık nezdinde devreye sokulması, adalete, hakkaniyete dayalı bir dünyanın yeniden kurulması, yeryüzünde barışın, kardeşliğin yeniden hâkim olması için evrensel ahlak ilkelerine canlılık, hayatiyet kazandırılması gerekiyor.