Dünya Covid-19 salgını ile uğraşırken Amerika ve AB gibi yönetimlerde salgından sonra şekillenecek güç dengesinde etki alanını artırma gayretine girdiğini görmekteyiz.  Son on yılın en büyük sorunlarından Suriye iç savaşında Suriye’nin kuzeyine kurulmak istenen terör devletine Fırat Kalkanı  ve Zeytin Dalı operasyonları ile engel olan Türkiye askeri açıdan ne kadar güçlü olduğunu dünyaya göstermiştir. Geçtiğimiz yıl ülke tarihinde bir ilk olan ve etrafımızı çevreleyen üç deniz de icra edilen Mavi vatan tatbikatı tüm dünyaya verilen önemli bir mesajdı. Bu mesaj artık Türkiye’nin denizlerde de var olduğunu göstermek için icra edildi. Kaldı ki Afrika’nın kuzeyinde yer alan Libya da ve Libya’nın meşru hükümeti (UMH) ile Libya ordusuna Askeri eğitim ve teçhizat desteği  vermesi  ve Libya hükümeti ile münhasır bölge ilanı, özellikle ABD ve AB ülkelerinin çıkarlarına ters düşen stratejik hamleler olarak  batılı devletleri Türkiye’ye karşı önlem almaya mecbur bırakmıştır. Son yılların en önemli sorunlarının başında gelen Doğu Akdeniz meselesinde bu yıl gerçekleştirilen hava ve deniz kuvvetlerinin katıldığı bir tatbikat tam sekiz saat sürdü ve iki bin kilometrelik bir gidiş dönüş şeklinde icra edilen ve Doğu Akdeniz’e hakim olduğumuzu gösteren bir tatbikat yapılarak bölgede var olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. Dahası Ermenistan’ın Dağlık Karabağ üzerinden defalarca ateşkesi ihlal etmesi ve eylül ayında Azerbaycan’ın Türkiye’den askeri açıdan maddi ve politik açıdan manevi desteğini de alarak Azerbaycan ordusunun  taarruza geçerek Karabağ’ı geri almaya başlaması ve tüm cephelerde çok üstün manevra yeteneğini göstermesi batı zihniyetini yeteri kadar endişelendirmiştir. 

Şimdi Pkk ile arasına mesafe koyamayan HDP’li  Demirtaş’ın kitabını okumamızı tavsiye edenler, beraber iyi salladık diyenler yada ülke de özgürlük yok adalet yok diyenler şu an hiç olmadıkları kadar güçlüler. Niye mi Amerika da Biden başkan olmuş ve Erdoğan’ı darbeyle de olsa indireceğim diyen biden değil mi?  Fetocu teröristleri kendi ülkelerinde koruyan besleyen ABD , Fransa veya Almanya değil mi? Dahası geçtiğimiz ay Suriye’nin kuzeyinden özellikle PKK’nın kontrol ettiği bölgelerden çekilmemizi isteyen bunlar değil mi? AB ülkelerinin Libya’ya giden silahları kontrol amacıyla başlattığı İrini Harekatı ile Akdeniz de Türkiye’den Libya’ya giden insani yardım gemisine bir Alman Fırkateyni arama yaparak niyetlerini iyice açık etmişlerdir.  Burayı biraz açmak istiyorum bizde mesela boğazlar sözleşmesini fesh edelim veya Yunanistan,  İtalyan, Fransız  veya Alman gemilerini durdurup arayalım bize yapılanı angajman gereği bizde yapalım. İrini harekatı batının gerçek niyetini Türk nakliye gemisini araması ile iyice ayyuka çıkmıştır. Yahu bunlar bizim müttefikimiz değil mi işte bu arama dış politika da güçlenen Türkiye’nin istenmediğinin göstergesidir.  Evet tüm bunların yanın da batı dediğimiz ABD ve AB ülkeleri  artık Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için harekete geçtiklerini görmekteyiz. Gerisini de işte teröristin yazdığı kitapları bizlere tavsiye edenler  ya da sadece Erdoğan gitsin de ne olursa olsun mantığını güden içimizdeki sözde yeni veya eski siyasetçilere fırsat sunulması kaldı gibime geliyor. Erdoğan gidince ne olacak yine biz bize kalacağız ve batının oyuncağı olacağız bunu mu istiyoruz. Tüm dünya da var olan ekonomik krizi  ister istemez bizi de etkileyeceğini bilmek için ekonomist olmaya gerek yok sanırım,  fakat bizim ülkemiz de muhalif olan yeni ve de eski siyasetçiler bunu fırsata çevirmek için sözde kendini milliyetçi tanıtan bir parti ve ülkeyi bölmeye çalışan başka bir parti ile aynı masaya  oturup anayasa taslağı bile hazırlayabiliyorlar, dün yüzyılın projesi dediğine bu gün bu proje vatana ihanettir diyebilen siyasetçiler inanın bana bu gün dünden daha güçlüler. Çünkü biz davamıza sadık değiliz biz bu davaya sataşanlara cevap vermek yerine Erdoğan’ın cevap vermesini bekliyoruz.  Çünkü biz hep başkalarından bir şeyler yapmasını bekliyoruz. Yazık.