Hasan Ukdem
Hasan Ukdem İdlib’in Toprağına Cemre Düştü

İdlib’in Toprağına Cemre Düştü

Sevgili Peygamber’imiz bir Hadislerinde şöyle buyuruyor: “Sizden her kim bir kötülük görürse, onu eliyle düzeltsin, eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle müdahale etsin, eğer buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin. Bu imanın en zayıf derecesidir.” Evet buradaki tabloya baktığımızda dikkatimizi ilk gücü olan gücünü kullansın, dili olan dilini kullansın, aciz olan buğz etsin denmiyor. Direkt imanın gücüyle ilişkilendiriliyor yapılacak eylemin şekli. Türkiye’nin Suriye politikalarında Zeytin Dalı harekatıyla başlayan ve son Bahar Kalkanı harekatıyla sürdürülen müdahaleler bir elle düzeltme işidir. Zira Türk ordusu hem güçlü bir yapıya sahip hem de son hainlerden arındıktan sonra daha güçlü bir inancı da kazandı. Karşımızda ne dilden anlayan bir blok var ne de buğzumuzu görecek bir hassasiyet sahibi düşmanlar topluluğu var. Artık elimizi kullanmamız farz oldu.  
 
Son yıllardaki, yerli savunma sanayimizi güçlendirmemizden sonra hareket kabiliyetimizin ne kadar arttığını ve bunu en etkin bir şekilde sahaya yansıtabildiğimizi de gördük bu hamlemizle. Elbette bunu, bize düşman olanlar da gördü... Artık evde oturup kurbanlık koyun gibi sırasını bekleyen bir Türkiye yok. Artık karşımızdaki oyun kurucuların ellerini gören ve rest çeken bir Türkiye var. Ben burada küffarın tavrından çok içimizdeki muhalefet yapmanın dozunu hainlik derecesine çıkaranları anlamakta güçlük çekiyorum. Ve şu muhalefete ve muhalif kafalara bakarak; biz bu gavurlara haksızlık mı ediyoruz? Aslında onlar iyi insanlar, merhametli, adaletli insanlar da biz mi şüpheci insanlarız? diye düşünmeye başlıyorum... Başlıyorum da gözümün önüne Bosna geliyor, Irak geliyor, Suriye geliyor ve daha nice katledilen, malına, canına, ırzına, namusuna kast edilen Müslümanlar geliyor... Hal böyle olunca da bir iç muhasebe yapmanın zamanının geldiğini düşünüyorum.  
 
Şehitleri görmek büyük acı veriyor hepimize. Dayanılmaz bir durum gerçekten de. İnsanın kanı donuyor. Gencecik fidanlar arkalarında gözü yaşlı annelerini, babalarını, eşlerini, çocuklarını ve hayallerini bırakıp toprağa giriyorlar. Bu en çok, bu vatanı seven duyarlı insanları üzüyor ama bu topraklarda yaşamanın tarih boyu bir bedeli hep olmuştur. Önemli bir coğrafyada yaşıyoruz ve bütün dünyanın düşman olduğu büyük bir davamız, büyük bir inancımız var. O yüzden bu mücadeleyi vermek zorundayız. 
 
Ercan Yıldırım, Türkiye Merkezli Düşünceye Başlangıç adlı makalesinde bir saptamada bulunuyor: “İslam ülkeleri başta asabiye ve mezhep yüzünden iç savaşlar yaşarken Türkiye, Doğu Akdeniz, Suriye hatta Libya’da fiilen ötekiyle mücadele ediyor. İslam ülkelerinin en güçlü devletlerinden İran mezhep refleksleri, Mısır ideolojik yabancılaşması, Suudiler mezhebi – asabiyeci politikaları, Nijerya din kavgaları, Endonezya – Malezya uzaklıkları ve uyumcu kimlikleri nedeniyle Batı Merkezciliğiyle mücadele edemezler.” Böyle bir bölgede, böyle bir tabloyla karşı karşıyayız maalesef. Biz genlerinde liderlik ve esarete evet demeyen bir yapıya sahip bir milletiz. Tarihi iyi okuyup, bugün nasıl davranacağımıza doğru karar veremezsek yarınlarda, eskilerin deyimiyle esamimiz okunmaz. Kaldı ki bunun altından kalkabilecek gücümüz de aklımız da inancımız da var. O zaman ne içimizdeki hainlerin sesine kulak vereceğiz ne de düşmanın çokluğundan korkacağız. Allah bizimledir. Ya yaşarsak bu cennet vatanda hür yaşayacağız ya da şehit olup cennet bahçelerinde dolaşacağız. Bizim için üçüncü yol yok.  İdlib'in toprağına cemre düştü, inşallah bahar zafer çiçeklerini açtıracak.
 
BU GECE 
 
Otuz üç yerimden vurdular beni 
Yüreğime ateş düştü bu gece 
En hassas dalımdan kırdılar beni 
Gözümden dökülen yaştı bu gece 
 
İdlib toprağına aktı kanlarım 
Aşkla Kanatlanıp uçtu canlarım 
Kan ile boyandı kızıl tanlarım 
Teselli sözleri boştu bu gece 
 
Kimi nişanlıydı kimi de sözlü 
Kimini beklerdi bir kara gözlü 
Bebekleri var hep melek yüzlü 
Kahrımın deryası taştı bu gece 
 
Gökten ölüm yağdı, toprak can kustu 
İdlib'in gördüğü korkunç kabustu 
Hain İranlı’ydı, had bilmez Rus’tu 
Ordumuz topunu deşti bu gece 
 
Yedi düvel gelmiş hududa durmuş 
Çeşit çeşit düşman bir hayal kurmuş 
Mehmed'im hepsini düşünden vurmuş 
Yolumuz dağları aştı bu gece 
 
Oyalanmayız biz matemle, yasla 
Dedelerimizden kalan mirasla 
Düşmandan korkumuz olamaz asla 
Görklü nefer gökle eşti bu gece 
 
Kendi insanına zulüm edenler 
Kafirin ardından zulme gidenler 
Hainlikle malül paslı bedenler 
Karşımızda canlı leşti bu gece 
 
Geriye dönüşü yoktur bu yolun 
İmtihanıdır bu hakiki kulun 
Allah bizimledir siz emin olun 
Sanmayın rotamız şaştı bu gece 
 
Sevgiyle kalın 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi