Hocaların Hocası: “Şerafettin Gölcük”
Mayıs ayından itibaren Türkiye İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyi (TİDKONSEY), Youtub kanalı üzerinden canlı olarak “Türkiye’nin İlahiyat Birikimi” başlıklı söyleşiler düzenlemeye başladı. Amacımız yıllarca İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinde ulûm-i diniyye dersleri vermiş ve şu an emekli olan duayen hocalarımızla bu müesseselerde üretilen dini bilginin yaşadığımız toplumda ne gibi karşılığının olduğunu konuşmak ve bu kurumların değerini topluma anlatmak.. Haziran ayının konuğu, yıllarca Erzurum İslami İlimler Fakültesi’nde ve sonra da Konya İlahiyat Fakültesi’nde, Akaid ve Kelam dersleri veren Şerafettin Gölcük hocamdı. Hocamdı diyorum, çünkü hem lisans ve hem de lisansüstü dönemlerde kendisinden dersler aldım, istifade ettim.
Bir saati aşan yayın boyunca Gölcük hocamızla çocukluğundan emekliliğine kadar süren zaman zarfında birçok konuya değindik. Hasta olmasına rağmen güzel bir program oldu. 1950’li yılların Türkiye’sindeki din eğitiminden Celal Bayar’ın bu konudaki görüşlerine varıncaya kadar birçok konuyu canlı bir tanık olarak kendisinden dinledik. Tarihe not düşülecek muhteşem bir program yaptık. Geri dönüşler harikaydı. Demek ki böyle bir programa ihtiyaç varmış.
Hocamızın on beş küsur yazmış olduğu matbu kitabı var. Bunlar arasında adını “Ümmetle Birlikte” koyduğu eser, hatıralarından oluşuyor. Hem yakın tarihimizle hem İlahiyat ve Diyanet gibi kurumlar başta olmak üzere hem de İslam âleminin geleceği ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumla ilgili hatıra ve öngörülerini öğrenmek isteyen okuyucularımızın muhakkak bu kitabı okumasında yarar vardır.
Şerafettin Gölcük Hocamız doktorasını Paris Sorbon Üniversitesi’nde tamamlıyor. Arkadaşları arasında Tunus’tan Nehda Hareketi Lideri ve şu anda Meclis Başkanı Raşit el-Gannuşi ve Devrimden sonra İran’ın ilk Cumhurbaşkanı Ebu’l-Hasan Beni Sadr da var. Ayrıca Türkiye’den Emrullah Yüksel, İhsan Süreyya Sırma, İbrahim Canan ve Mustafa Tahralı var. Hepimizin manevi danışmanı diyor Gölcük hocam, Prof. Dr. Muhammed Hamidullah hoca idi. Ayrıca Pazar günleri Müslüman talebe derneğinde hocanın derslerine de katıldıklarını ekliyor. Fransızlar Hamidullah hocaya, Müslümanların azizi dermiş..
Gölcük hocamız Türkiye İlahiyat Fakülteleri’nin gelişmesinde katkı veren ve bu millete dinlerini öğretme konusunda büyük hizmetlerde bulunan üç Muhammed’den bahsettiler: Hindistanlı Muhammed Hamidullah, Bosnalı Muhammed Tayyip Okiç ve Fas’lı Muhammed Tanci…Her üçünün de Türkiye’deki İlahiyat eğitimine büyük katkıları olduğunu anlattılar. Bu üç muhacir hocanın, kendisinin de derslerine girdiğini söylediler.
Gölcük Hocamız Sorbon Üniversitesi’nde danışman hocası Prof. Dr. Jack Bell hakkında ondan naklen çok önemli bilgiler verdiler. Aslında bu bilgiler oryantalistlerin İslam çalışmaları konusundaki niyetlerini açığa çıkarması bakımından önemli. Bell şöyle diyormuş: “Bakınız efendim, işte biz Ignaz Goldziher’in çalışmaları sayesinde hadisler üzerinde, sünnet üzerinde çok mesafeler kat ettik.” Gölcük hocamız oryantalistin bu sözünü “hadisler konusunda Müslümanların kafanızı iyice karıştırdık” şeklinde tefsir ediyor. Bununla birlikte Gölcük Hocamız: “Bizim Kur’an ve hadislerle hiçbir sorunumuz yoktur. Kur’an üzerinde müsteşrikler açık bulmak için yıllarca çalışıyorlar, hiçbir eksik ve noksanlık bulamadılar, hamdolsun. Hadisler üzerinde de bulamayacaklar. Çünkü ulemamız asırlar önce geliştirdikleri cerh ve ta’dil ilmi sayesinde sahihle sakim olan rivayetleri birbirinden ayırmışlardır” diyor.
Gölcük Hocamız tam bir Kur’an ve Peygamber âşığı.. Avrupa’ya gitmeden önce sağlam itikadi bir kafa yapısına sahip olmasından dolayı müsteşrik hocaların ifsat edici fikirlerinden kendisini korumuş. Diğer yandan Şerafettin Hocamız konuşmasında, başta Arapçayı iyi bilen ve İslam dünyasında gitmediği Müslüman ülke kalmamış Jack Bell’den de şu tespitleri aktardı: “Dünya Müslümanlarının arasında bir davranış birliği var, bunun nedenlerini merak ediyorum. Afrika’dan Asya’ya, Kafkaslardan Balkan Müslümanlarına varıncaya kadar herkes aynı hareketleri tekrarlıyor. Sizi birleştiren Muhammed (a.s)’ın sünnetidir.” Gölcük hocamız diyor ki, işte bunun için, Batılıların Hz. Muhammed (a.s)’ın şahsına ve onun nebevi sünnetine akıl almaz saldırılar yapıyorlar. Sosyal hayatta İslam’ın görünürlüğünü sağlayan ve bizi birleştiren bu nebevi sünnettir, diye de ekliyor. Bu meseleyi çocuklarımıza ve gençlerimize doğru bir şekilde anlatmamız gerektiğinin altını çiziyor.
Gölcük Hocamız konuşmasında Sorbon Üniversitesi’nde Müslüman öğrencilere İslam’da İtikadi Mezhepler Tarihi dersi veren Prof. Dr. Henri Leoust isimli bir müsteşrikle ilgili de enteresan bir hatırasını anlattı. “Muhterem Prof. Dr. Hamidullah hocamız da bu müsteşrikin dersini dinlemek için geliyor, ön sıraya bizimle birlikte oturuyordu. Biz hocam sizin bu müsteşrikin dersini dinlemeye ne ihtiyacınız var? Cebinizden bunun gibi on tane Henri çıkarırsınız, dediğimizde, Hamidullah hoca: “Evladım, benim olduğum yerde bu müsteşrikler İslam hakkında yanlış şeyler söylemeye cesaret edemezler. Ben sizlerin kafalarını bozmasın diye nöbet tutmak için burada bulunuyorum” dermiş..
Gölcük Hocamız yapmış olduğumuz söyleşide daha bir çok konuya değindiler.. Son olarak şunu söylediler: “İslam dünyasında seyahat özgürlüğü olmadığı gibi, fikir özgürlüğü de yoktur. Hiçbir ülkede bizim kadar dini eğitim veren ulusal ve uluslararası İmam_Hatip Lisesi, İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri yoktur.. Öyleyse ülkemizin kıymetini bilelim ve ona göre gece gündüz çalışalım. Bu özgürlüğü sağlayanlara da dua edelim. Ayrıca böyle güzel bir programı başlatan Türkiye İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyine de teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.
Rabbim Değerli Hocamıza sağlık, sıhhat, âfiyetler, hayırlı ve uzun ömürler versin.