Şerife Demir
Şerife Demir Her kışın bir baharı vardı...

Her kışın bir baharı vardı...

Selamün Aleyküm. Hayat hikâyelerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Derin bir sessizlikle gelen sabır ile yaşıyordum artık....hiç mi hiç bir yapılana denilene itiraz etmeden yaşıyor, sürekli geçecek bu günlerde diyip içimden hamd ediyordum...o sırada artık ameliyatın ilk günlerini atlatmış olmamıza rağmen ufak tefek sıkıntılarımız oluyordu tabi...

Yine bir gün daha yaklaşık on günlükken tedavi süresinde, ameliyat yerlerinde iltihap oluşmuştu... Doktorumuza fotoğrafını attım direkt acile gidin antibiyotik başlansın demişti..

Evde birkaç da misafirimiz vardı.. annemlere iki kilometre uzaklıkta bir hastane vardı...Ama yıllardır öyle çetin bir kış olmamıştı ve o kış oğlum rahatsızlanmıştı..Dışarda tipi ve yoğun kar yağışına rağmen, annem hadi bakalım yavaş yavaş yürüyerek gidin gelin deyip kapıyı göstermesi olmuştu..

Misafirler ayaklanmıştı biz götürelim soğuk hava diye..annem hiç kibarligini bozmadan benim araba ile gider gelirler deyip ,anahtar ile kapıya kadar gelip,hadi hadi şurası hastane yaptıklarını böyle böyle cezasını çekeceksin deyip bizi göndermişti..

Yine oruçlu ve bende yine derin sessizlik ,dilim hiç ah etmedi amma kalbim  için sızladı, bunu yapan benim öz annemdi...Yinede Allah razı olsun bu kışta kapıya koymamışlardı ya bizi... Hastanede şükür sıkıntılı bir şey çıkmamıştı ama o gün oğlum çok ağlamıştı..

Annem üşüdüm deyişi sekiz yıl geçmesine rağmen hala kulaklarimda, göğsüme basıp kucağımda  getirdiğim ilk yolculuk olmayacaktı, anlamıştım, bundan sonrası zor günler başlamıştı artık....Eve döndüğümüzde şen kahkahalarla misafirlerimize oyun oynuyordu annem..işte böyle ilgileniyoruz... kızımız oğlu ile ilgilenirken bizde diğer ikisine bakıyoruz.... Bir iki hafta böyle geçip gitti ... Ameliyat ağrıları azalıp, toparlanmaya başladığında artık hastane tedavi süreci başlayacaktı... Bu da benim için bambaşka bir süreci başlattı...

Ailem direkt ,hiç vakit kaybetmeden ilk kontrol gününden önce o vakte kadar hiç ilgilenmeyen baba denilen şahsı getirip imam nikahı ile sabahında bizi evden uğurlamışlardı...Ne kadarda güzel bir kılıf buldular yaptıklarına... Etrafa,aaa gördünüz mü her serde bir hayır varmış,işte eşi ile barışmasına vesile oldu, etraftakiler eş dostlarıda ne güzel şeye vesile oldunuz,sevaba girdiniz dedikçe iyice vicdanlarını rahatlatılar.... Nasıl bir mantiksa öyle bir ruh hastası ile kanser bir çocuğun tedavisi olacaktı...Nikah öncesi birde oturup konuşun diye lütfedip bir odaya koymuşlardı....

Sanki ne olacaktı ne değişecekti...Benim içeride onunla yalnız kalmam iki dakikayı geçmemiştir dediğim tek şey asla gerçekten bir evlilik olmayacak aynı evde ayrı yerlerde olacağız,tek sebebim oğlum , asla gerçek bir evlilik olmayacaktı.. Kabul ediyorsan bu böyle yoksa çıkıp, istemiyoruz biz bu nikahı diyebilirsin demiştim... Oda çıkıp tamam hadi olsun bu nikah...

Şaışrmamıştım çünkü hasta ruhu ne planlar içinde idi...Zaten nikah olmadan ailem maddi yönden tam destek  vermişti...Yeter ki onların evinden gideydik... Kurallar netti hastane dışında evden çıkmayacak, hastanede de  yanımda olacaktı sürekli. bana asla telefon verilmeyecekti, alınmayacaktı, en kısa zamanda da resmi nikah yapılacaktı..

Hepsine koskoca derin bir sessizlik , içten bir yakarış Rabb'im sen beni bırakma olmuştu.....

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şerife Demir Arşivi