Serhat Eymen Nuray
Serhat Eymen Nuray Hayırlı bir nesil

Hayırlı bir nesil

Bizleri yoktan var eden , bizlere islamı lütfeden Allah’a hamd , “Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışınız!” buyuran ve kendisine ümmet olma şerefine nail olduğumuz Peygamberimiz’e salat ve selam olsun…

On dört asırlık İslâm tarihinin ihtişamlı devirleri vardır.Hulefâ-i Râşidîn devri, Ömer bin Abdülaziz devri, Endülüs’ün ilk 250 senesi, Osmanlı’nın ilk üç asrı böyle şanlı, haşmetli devirlerdir. Temelinde ise iki mühim husus vardır:

Yetişmiş ideal insanlar ve hizmet…

Bu hafta Allah izin verirse yetişmek ve yetiştirmek üzerinde duracağız…

 

Geçmişine sahip çıkarak, geleceğe yön verecek her türlü bilgi ve beceriyle donanmış, kendi kendine ayakta kalabilecek ve inandığı mukaddeslerini geleceğe taşıyacak bir nesil yetiştirmek her peygamberin duası ve idealidir. Kur'an-ı Kerim’de isimleri ve kıssaları zikrolunan hemen bütün peygamberler ve müminler, hep, zamanlarında ideal nesilleri yetiştirmek için mücadele etmişler ve getirdikleri din ve davalarını güvenilir nesillere emanet ederek, bu alemden göçmeyi arzulamışlardır. Yüce Kitab'ımızda "Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" diye dua eden müminler, onların en çarpıcı örneğini oluştururlar. "Kendi değerlerine sahip genç nesli olmayan milletler yok olmaya mahkumdur." buyuran Hz. Ömer (r.a) efendimiz, ne kadar doğru ve günümüzde ne kadar muhtaç olduğumuz bir durumu izah etmiştir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi "Dininin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin ve kalbinin davacısı bir genç" işte böyle bir nesil yetiştirmek zorundayız. Bu bizim de davamız olmalıdır..

 

Tek vahiy kaynağımız olan Kuran-ı Kerim’de Cenab-ı Hakk  Saff Suresi’nin 10 ve 11.ayetlerinde biz müminlere hitaben:

“Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size haber vereyim mi? Allah’a ve O’nun Rasulüne iman ederseniz , mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad ederseniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha  hayırlıdır.” buyurur. Gelin bu ayetin konumuzla olan kısmını biraz anlamaya çalışalım:

Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad etmek evet bu uğurda cihad çeşitli şekillerde tefsir edilebilir. Cihad etmek , sadece savaşmaktan ibaret olmasa gerek. Cihadın İslamı müdafaa edecek nesiller yetiştirmek olarak ifade edilmesinde de bir mahzur yoktur. Onun için İslamı tam manasıyla izzetli kılacak , her platformda islamı anlatacak ve yaşayacak fikri , vicdanı , aklı hür yiğitlere bu ümmetin ihtiyacı var.

 

 İslam coğrafyası şu anda türlü türlü felaket ve sıkıntıların içerisinde imtihan vermektedir. Suriye’de savaş , Filistin’de özgürlük mücadelesi , Sudan’da yokluk…Daha nice islam ülkeleri ve dertler…Peki bu dert , sıkıntı ve imtihanlara karşı bizler ne yapacağız. Sorunun cevabı çok net:

YETİŞECEĞİZ ve en önemlisi YETİŞTİRECEĞİZ...

 

Bizler ülkesine sahip çıkan , milletini seven , geçmişini unutmayıp gözü atide olan , faydalı , islamı yaşayan ve yaşatan , Kuran ve Sünnete göre yaşayan birer fert olarak yetişmek ve  kardeşlerimizi bu anlayış ve istikamet doğrultusunda yetiştirmek zorundayız. Zorundayız derken eğer hayırlı bir gelecek ve nesil istiyorsak… Aklı yerinde her insan ise böyle bir durumu ister. İşte bundan dolayı çok çalışmamız gerektiğini aklımızdan bir an olsun çıkarmamalıyız. Kendimiz için bir defa çalışıyorsak ümmet için gelecek nesiller için bin defa çalışmalıyız.

 

Belki sizler de gerek sosyal medya gerekse bizzat yerinde görmüşsünüzdür. Geçen Cuma günü Konya’daki imamhatip liseli öğrenciler arasında hutbe yarışması yapıldı. Yarışmaya katılan her öğrencimiz işte imamhatip lisesi talebesi böyle olmalıdır dedirtecek şekilde hutbelerini irad ettiler. Yarışma sona erdi ve Cuma namazına geçildi. Hutbeye Uluslararası İmam hatip lisesinde okuyan siyahi bir kardeşimiz çıktı. O kadar güzel hutbe irad etti ve öyle duygulu bir namaz kıldırdı ki eminim cemaat bu durumdan çok mesrur olarak camiden ayrıldı. Bunu şunun için anlattım:

Evet şu anda çeşitli ülkelerden gelen kardeşlerimiz hem lise hem üniversite düzeyinde Türkiye’de eğitim alıyorlar. Bu kardeşlerimiz eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkelerine yetişmiş ve yetiştirebilecek birer Müslüman olarak dönecekler. Bundan daha güzel bir hizmet olur mu?

Hülasa Merhum Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Hocaefendi’nin dediği gibi:

“Bir talebe yetiştirmek için bin münafığın kahrını çekerim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serhat Eymen Nuray Arşivi

Namaz

02 Mart 2016 Çarşamba 08:49