Namaz
Bizleri Müslüman olarak yaratan ve yaşatan Allah’a hamd olsun. Salat ve selam “Namaz dinin direğidir.” buyuran , kendisine ümmet olma şerefine nail olduğumuz Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e olsun. Bu hafta cennet anahtarımız olan namazı konuşacağız.
Namaz; İslam'ın beş temel esasından ikincisidir , bütün ibadetleri mana ve öz itibariyle içinde toplamıştır, kulu Allah'a yaklaştıran ibadetlerin başında gelir. İman ettikten sonra en büyük nimet namaz kılabilme nimetidir. Namaz kılabilmek veya kılamamak müslümanın olsa da olur olmasa da olur deyip geçiştirebileceği bir şey değildir. Namaz bir müminin olmazsa olmaz en önemli düsturudur. Namazsız bir ev, namazsız bir işyeri hayal etmemiz dahi ne kadar acı verici bir durumdur. Namaz insanı her türlü kötülükten alıkoyan dolayısıyla toplumları inşa ,imar ve ihya etmede en önemli ölçüdür. Bundan dolayıdır ki sevgililer sevgilisi Efendimiz (s.a.v)’in dünya hayatına veda etmelerine yakın son sözleri namaza dikkat etmemizle alakalı olmuştur. Evet ümmetim ümmetim diyen Efendimiz ümmetine en önemli düstur olan namazı bırakmıştır.
Namaz; İnsanın günde 5 defa kendisini yoktan var eden, nimetlerin en önemlisi olan iman ve islam nimetini ve diğer nimetleri bahşeden alemlerin Rabbi olan Allah ile buluşup en önemli kulluk vazifesini yerine getirmektir. Namaz , müminin Rabbine en yakın olduğu zamandır. Müslümanlar namazla olgunlaşırlar, namazla hayat bulurlar, namazla şuurlanırlar, namazla dertlerine derman bulurlar.
Namaz; “Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’adır. O Rahman (Yarattıklarının hepsine merhamet eden) ve Rahim (Sadece Müslümanlara merhamet eden)dir. Din gününün sahibidir. Ey Rabbimiz! Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz. Ya Rabbi! Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğrayanların sapmışların yoluna değil! (Amin)” diyerek Allah’a yakarışımızın adıdır.
Namaz; Hayatın özetidir. Sabah doğumu, öğle gençliği, ikindi yaşta kemali, akşam ölümü, yatsı da defni anlatır insana. Namaz; Yürekte huşuyu ,bedende Allah’a olan teslimiyeti ,dilde de tekbiri ifade eden mümin olmanın en büyük özelliğidir .Namaz ,kemale ermektir. Namaz kulun Rabbine olan ilticası, yalvarışı ,boyun eğişidir.
Eğer bu ümmetin felaha kavuşmasını istiyorsak en fazla dikkat edeceğimiz ve önem göstereceğimiz ibadet Peygamberimizin gözümün nuru dediği namazdır. Evet namaz eğer gözümüzün nuru değilse, geçirmememiz lazımken geçiriyor ve geçirdiğimizde üzülemiyorsak, kendimize kızmıyorsak ve bu hadise sık sık yaşanıyorsa kendimizi sorgulamamızın vakti gelmiştir.
Ve özellikle genç kardeşlerime seslenmek isterim:
Rasulullah (s.a.v) adeta biz gençlere seslenerek şöyle buyurur: “Genç yaşta ibadetle meşgul olan kimsenin, ihtiyarlığında ibadetle meşgul olan kimseye olan üstünlüğü; peygamberlerin diğer insanlara olan üstünlükleri gibidir.” Evet genç kardeşlerim böyle bir hadise mazhar olmak biz ümmetin gençlerine nasib oldu. Peki bu hadisin gerektirdiği şeyleri yapıyor muyuz? Allah’a olan sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz? Ve başka bir hadiste geçen kıyamet gününün ilk sorusu olan, ilk hesaba çekiileceğimiz farz olan namazlarımızı kılıyor muyuz? İnternetin başındayken müezzinin çağrısına icabet edip interneti kapatıp namaza durabiliyor muyuz?
Evet genç kardeşlerim! Asrın bütün iffetsizliklerine karşı “Ben Alemlerin Rabbi Olan Allah’tan Korkarım.” diyerek namazlarımızı kaçırmamamız gerekiyor. Acizane bir kardeşiniz olarak siz genç kardeşlerimden istirhamım lütfen namazlarımızı geçirmeyelim. Eğer namazlarımızda ısrarcı olur ve namazlarımıza devam edersek göreceğiz ki bu kokuşmuş dünya hayatını bir nebze olsun düzeltmiş ve ümmetin diğer zulüm gören gençlerini de bu adaletsiz düzenden kurtarmak için en azından bir adım atmış oluruz. Ve namazlarımıza dikkat edelim ki kıyamet günü o korkunç zaman diliminde Allah’a İbadetle Büyüyen Genç sıfatıyla o hiçbir gölgenin bulunmadığı günde arşın gölgesinde gölgelenme fırsatı bulmuş olalım. Yazımı gönül insanı Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendinin bir duasıyla bitirmek isterim:
“Yâ Rabb! Namazlarımızı, gerçek mânâ ve hikmetiyle edâ edilen ve bir mi’râc mâhiyetiyle senin ulvî vuslat ve müşâheden ile şereflenen namazlardan eyle! Namazlarımız, gözlerimizin nûru, gönüllerimizin her iki cihânda da sürûru olsun!” Amin!