KURAN VE SÜNNET BÜTÜNLÜĞÜ
Alemlere hidayet kaynağı olarak Kuran-ı Kerim’i gönderen Allah’a hamd olsun. Önderimiz , hayat rehberimiz, müjdeleyicimiz olan Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e salat ve selam olsun.
Son dönemlerde oldukça yaygınlaşan , dalalet derecesine varan ve toplumsal bir sorun haline gelen Sünneti ve hadisi reddeden sadece Kuran’ın yeteceğini savunan bir anlayışı dilimin döndüğünce tebliğ amacıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. Niyazım odur ki faydalı ola…
Mucize bir kitap olan Kuran-ı Kerim biz Müslümanların günümüze ulaşan tek ve yegane vahiy kitabıdır. Unutmamalıyız ki Kuran-ı Kerim hayatımızın her alanında bizlere rehber olmalıdır. Sosyal hayatımızı, ticari hayatımızı, aile hayatımızı, ekonomik hayatımızı bizlere gönderilen mucize kitap olan Kuran-ı Kerime’e göre tanzim etmeliyiz. Kuransız bir Müslüman ve hayat düşünülemez.
Hadis ve sünnete gelecek olursak Peygamberimizin Kur'an'ı pratize etme şeklini 'sünnet', söyledikleri sözleri de 'hadis' diye tanımlayabiliriz. Dolayısıyla Sünneti ve hadisi yok sayarsak ”Biz Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” ayetine muhatap olmuş Peygamber Efendimiz’i devre dışı bırakmış oluruz ki bu durum da herhalde ben müslümanım diyen bir kişiye yakışı kalmayan bir durumdur.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz(s.a.v) veda hutbesinde günümüzde meydana gelen bu sapıklığa karşı bizleri uyararak ve adeta Müslümanlar ileride böyle bir akım zuhur edebilir aman kendinizi kaptırmayın tavsiyesinde bulunarak mübarek ağızlarından şu cümleler dökülür: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara tutunursanız asla dalalete düşmezsiniz: Allah’ın kitabı ve sünnetim..” Evet bu söz günümüzde bütün Müslümanların ihtiyaç duyduğu çok anlamlı bir sözdür.
Kuran ve Sünnet ayrılmaz bir bütündür. Kim ayırmak ister ve bu uğurda gayret gösterirse hadislere dayanarak ifade etmekte bir mahzur görmüyorum ki o kişi dalalete düşmüştür. Peygamberimiz veda hutbesinde sizlere sadece Kuran’ı veya sizlere sadece Sünneti bıraktım demiyor aksine sizlere Kuran’ı ve Sünnet’imi bıraktım diyerek bizlere Kuran ve Sünnet ikilisini asla ayırmamamız gerektiğini vurguluyor. Ama maalesef günümüzde Müslümanlar o hale gelmişler ki hadisleri yok sayarak Yüce Rabbimiz’in Ahzab Suresi 21.Ayet-i Kerime’de ifade buyurduğu:” Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah'ın Elçisi) en güzel örnektir.” hitabına muhatap olmuş Peygamber Efendimiz’i devre dışı bırakmak suretiyle bir hatanın altına imzalarını atıyorlar. Ve bizlere de bu konu da çok ciddi sorumluluklar düşüyor.
Ve gelelim asıl soruya...
Neden sadece Kuran’la yetinme ihtiyacı hissediyorlar? Veya neden Hadis ve Sünnet’i devre dışı bırakarak sadece Kuran’ın yeteceğini savunuyorlar?
Cevap çok net: Toplumda farkındalık oluşturmak adına böyle bir projeye dahil oluyorlar. Çünkü çoğunluğun söylediğine muhalif olursan senin o toplumda farkındalık oluşturman çok daha kolay olur.
Bütün kardeşlerimizi bu dalalete karşı uyarıyor ve bu düşüncede olan kardeşlerimize hakkı ve hakikati sadece Allah rızası için anlatmalarını istirham ediyorum. Kuran’ı Hakim’de buyrulur ki: “ Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik .”