Gazze’de Sağlık Sistemi Çöktü
Gazze'deki sağlık kuruluşları, 2024 yılı itibarıyla ciddi bir krizle karşı karşıya… Siyonist İsrail Gazze’de taş üzerinde taş bırakmadı… Bütün eğitim kurumlarını, şehir alt yapısını yok ettiği gibi hava saldırıları ve kara harekâtları nedeniyle birçok hastane ve klinik ya doğrudan hedef alındı ya da dolaylı yoldan zarar gördü. En önemli hastanelerden bazıları, saldırılar sonucu yıkıldı ve kapanmak zorunda kaldı. Birçok sağlık çalışanı (doktor, hemşire) ya yerinden edildi ya da hayatını kaybetti. Bu durum, hem çalışan sayısını azalttı hem de kalan personelin aşırı yük altına girmesine neden oldu.
Gazze'deki hastaneler, temel ilaç ve tıbbi malzeme eksiklikleriyle karşı karşıya. İsrail tarafından gıda girişi engellendiği gibi tıbbi malzeme sevkiyatları da engelleniyor ve yerel kaynaklar tükenmiş durumda. Özellikle ameliyatlar ve acil tedavi gerektiren durumlar için gerekli olan malzemeler temin edilemiyor. Şartlar çok kötü halde. Çatışmaların getirdiği ağır yaralanmalar ve ölümler nedeniyle hastanelerdeki yoğunluk çok arttı. Bu, zaten zayıf olan sağlık altyapısının daha da yetersiz kalmasına neden oldu. Uluslararası sağlık örgütleri, Gazze'ye yardım göndermeye çalışıyor. Ancak, bölgedeki erişim zorlukları ve sınırlı ulaşım imkânları, yardımların zamanında ve yeterince ulaşmasını engelliyor. Başta İsrail’in uyguladığı abluka ve geçiş noktalarındaki sınırlamalar nedeniyle insani yardımlar Gazze’ye düzenli olarak ulaşamıyor. Ayrıca, yaralıların başka bölgelere taşınması ya da tedavi için yurtdışına sevk edilmesi oldukça zor ve tehlikeli.
Gazze'deki sağlık sistemi, temel sağlık hizmetlerini bile sunmakta zorlanıyor. Aşılar, kronik hastalık tedavileri ve enfeksiyonların kontrolü gibi konularda büyük aksamalar yaşanıyor. Hastaneler, enfeksiyonlarla mücadelede de büyük zorluklarla karşılaşıyor. Temiz suyun ve temel hijyen koşullarının eksikliği, enfeksiyonların hızla yayılmasına neden oluyor. Bununla birlikte, antibiyotik ve diğer temel ilaçlar çok sınırlı, bu da enfeksiyonların tedavi edilmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Gazze'deki sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip olan temel altyapı, ağır hasar gördü. Elektrik kesintileri, hastanelerdeki ekipmanların çalışamamasına yol açarken, temiz suya erişim de çok çok sınırlı. Birçok hastane jeneratörlere bağlı çalışıyor, ancak bu jeneratörlerin yakıtı tükeniyor ve bu durum, hasta bakımının sürdürülmesini imkânsız hale getiriyor.
Gazze'deki en savunmasız gruplar olan çocuklar ve kadınlar, sağlık krizinden en fazla etkilenen kesimler. Çatışmalar nedeniyle çocuklar ciddi şekilde yaralanıyor veya hayatını kaybediyor. Ayrıca, kadınların doğum sırasında karşılaştığı zorluklar, hastanelerdeki altyapı eksikliklerinden dolayı çok daha büyük bir risk oluşturuyor. Sağlık kuruluşları, doğum ve çocuk sağlığı hizmetlerini sunmakta ciddi güçlükler yaşıyor. Gazze’deki hastalıkların yayılmasını önlemek için önemli olan aşı programları da ciddi şekilde sekteye uğramış durumda. Savaş ve abluka, özellikle çocuklar için hayati önem taşıyan aşıların Gazze’ye ulaşmasını engelliyor. Bu da, salgın hastalıkların yayılma riskini artırıyor. Polio, kızamık ve diğer bulaşıcı hastalıkların yeniden görülme olasılığı ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Gazze’nin sağlık altyapısının iyileştirilmesi ve hastaların ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası toplumdan daha fazla çaba bekleniyor. Bu, yalnızca sağlık yardımları değil, aynı zamanda daha kapsamlı bir barış ve güvenlik çözümü gerektiren bir süreç. Gazze’deki halkın yaşadığı sağlık krizinin çözülebilmesi için savaşın durması ve barışçıl bir çözüm bulunması, en önemli adım olacaktır. Aksi takdirde, bölgedeki sağlık krizi, daha fazla kayıp ve trajediye yol açacaktır.
Sonuç olarak, Gazze'deki sağlık durumu son derece kritik. Bölgede yaşayan sivillerin sağlık hizmetlerine erişimi büyük ölçüde imkânsız hale geldi. Durum çok ciddi ve gittikçe daha da kötüleşiyor. Uluslararası toplum olaya acil el atmalıdır. Bölgedeki sağlık krizinin çözülmesi için ciddi bir müdahaleye ihtiyaç vardır. Gazze’deki sağlık durumu çok kritik bir seviyede ve bölgedeki sağlık kuruluşları bu krizle başa çıkabilmek için olağanüstü bir çaba gösteriyor. Ancak, savaşın bitmesi, uluslararası yardımın daha etkin bir şekilde ulaşabilmesi ve sağlık altyapısının yeniden inşa edilmesi için ciddi çözümler gerekmektedir. Bu konuda hala İslam Dünyası feryatlara istenilen güçte tepki vermiyor. Türkiye’nin önerdiği yaptırım kararlarını müşterek olarak alamıyor. Çok yazık, çok yazık…