EKONOMİ SONUÇLU SİYASİ HAMLELER
Türkiye olarak üç beş gün arayla ABD ve Rusya gibi iki büyük ve güçlü ülkeyle, görünen yüzüyle siyasi ağırlıklı ancak kısa, orta ve uzun vadede hem ülkemiz, hem Orta Doğu ve hem de global ekonominin istikrarına olumlu katkı verecek anlaşmalar yaptı. Ülkemizin en üst perdesinden yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan anlaşmalar, ilk bakışta salt güney sınırlarımızın güvence altına alınması gibi siyasi hamleler olarak algılansa bile, biraz ciddi olarak konuya yaklaşıldığında, atılan imzaların öncelikle başta coğrafi yakınlık içindeki ülkeleri direkt olmak üzere, dolaylı da olsa neredeyse tüm ekonomileri etkileyecek sonuçlara yol açacak kadar önemi bünyesinde barındırmaktadır. Üstelik Türkiye’nin, batılı ülkelerinin kendi çıkarlarını maksimize etme adına, gelecekte hortlatılacak olası siyasi, sosyal, kültürel ve etnik risklerin üzerine akıllı ve bilinçli politikalarla önüne geçerek, kalıcı bir şekilde çözüme kavuştuğunu görmek istiyoruz. Şayet sorun çıkarsa veya çıkacaksa, bu durumun sebep olanlar, çıkarları neyi gerektiriyorsa, her yeni gelişmeye göre anında bukalemun politikalar üreten ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerle, bunların kuyruğuna takılanlar olacaktır. Bu nedenle şu an itibariyle Suriye politikası ile ele geçirdiğimiz siyasi pozitif koşulları bırakmadan, minimum orta vadeyi kapsayan esnek, yapısal, popülizmden uzak, birlikte ve birbiriyle uyumlu maliye ve parasal politikalar (parafiskal politikalar) devreye sokulmalıdır.
Günümüzde alınan herhangi bir ekonomi, siyasi, askeri, sosyal, sağlık ve kültürel alanlarda alınan bir karar yoktur ki, başka alanları etkilemesin. Aşık iki ahtapotun birbirine sarılması gibi, yaklaşık iki yüz yirmi civarındaki ülke ekonomi, siyasi, askeri, sosyal ve kültürel alanlarda kenetlenmiş durumdadır. Bir ülkenin aldığı kararın olumlu veya olumsuz etkileri domino etkisi misali hızlı veya yavaş, tüm ülkeleri etkilemektedir. Söz konusu ülkeler ABD, Almanya, Çin gibi dünya ekonomi pastasından önemli yer kaplayan ülkeler olursa, yada Türkiye gibi pastada %1.3 gibi küçük bir payı olmasına rağmen, bulunduğu coğrafi konum, göreceli de olsa gelişme yolunda kat ettiği mesafe ve sahip olduğu binlerce yıllık devlet kültürünün de etkisiyle aldığı kararlar, tümden dünya ekonomisinin gidişatını etkileyebilmektedir. Türkiye’nin askeri harekatı sonlandıracak adımların atılmasında başarılı olmasaydı, harekatın devamı savaşın boyutu derinleştirmesi bir yana, askeri krizler piyasa sistemini bozarak ekonominin doğru fiyatlanmasına engel olacaktır. Belli bir noktadan sonra harekat Türkiye, ABD ve Suriye üçlüsü yanında NATO marifetiyle İran, Rusya ve Irak’a da sıçratılarak daha karmaşık hale getirilecekti. Şimdi bile, petrol arzının OPEC tarafından kısılıp daha yüksek fiyattan satma hesaplarının yapıldığı göz önüne alınırsa, bir de harekatın savaş boyutuna dönüşmesi halinde petrol fiyatlarının 100 dolarlar düzeyine yükselmesi beklenen bir normaliteye dönüşecektir. Çarpan etkisi oldukça fazla, talep esnekliği sert hatta sıfıra çok yakın olan ve üstelik %90 ithal etmek zorunda olduğumuz petrol ve türev ürünlerine yapılacak bir zammın, tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarını hızla yükseltip enflasyonu 20’li hatta 30’lu oranlara yükseltmesi içten bile olmayacaktı. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olması gereken oran olarak kabul edilen %6 civarındaki enflasyonun %20’lere tırmanması, sadece kısa süreli de olsa muhalefetin ağzına laf düşürürken, diğer yandan üretim ekonomisinden parasal ekonomiye geçişi hızlandırıp istikrarsızlığa yol açacağı, ekonominin tüm dengelerini bozacağı ortadadır. Türkiye’nin sadece petrol fiyatlarının nispi olarak daha düşük düzeyde kalmasını sağlayan askeri operasyon, sadece iktisadi sonuçlar doğuran bu işlevinden dolayı bile başarılı olarak kabul edilmelidir. Sınır güvenliğini koşulsuz olarak güvence altına alamayan Türkiye örneğindeki gibi herhangi bir ülkenin değil vatanın geleceği, siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel geleceği karanlıktır. Türkiye bu operasyonla karanlığa geçit vermeyerek birinci aşmayı başarıyla geçmiştir. Asıl bundan sonra yapılması gereken, askeri harekâtın gerisindeki başarılı siyasi iradenin, ekonomide atacağı reformist adımlarla başarıyı taçlandırmasıdır.
Soru: Fiyatlar genel seviyesi artarken işlem amaçlı para talebi artar mı? Neden?
Sözün Gözü: Hiçbir makam ve ünvan, karaktersizliği gizleyemez.