Dualarımız neden etki etmiyor?
Dualarımız kuru sıkı tabancada patlayan kurşunlar gibi etkisiz, aminlerimiz o tabancadan düşen mermi kovanları gibi işlevini yerine getirmekte yetersiz sanki. Buradaki sıkıntımız asla duanın adresinde değil, gönderenindedir. Yani bizlerdedir. Buna bütün kalbimizle inanıyoruz. Peki dualarımızın etkisiz kaldığını nereden çıkarıyoruz? Şuradan çıkarıyoruz ki, dünyadaki Müslümanların yaşadıkları zulümlerden... Vatanları istila edilen, evleri bombalanan, kadınları kızları kirletilen, çocukları öldürülen Müslümanlar canımızı acıtan manzaralar veriyorlar. Küffarın karşısında darmadağın olan, birlikten uzak görüntüler veren bunca İslam mensubu duada mı etmiyor? Elbette ediyor, ancak bir iç muhasebe yapmadan, özünü arındırmadan bunu yapınca sonuç alınamıyor. Önce düştüğümüz haram batağından çıkmamız, sonra da tövbe kapısına varıp günahlarımızdan arınmamız lazım. Haramları, günahlara bulayarak edilen dualar yukarıda anlattığımız manzarayı veriyor yoksa.
Kafir öylesine azdı ki artık çocuklar bu zulüm karşısında, yeryüzünden yardım edecek birilerinden umudunu kesip: “Sizi Allah’a şikâyet edeceğim” diyerek can verir hale geldiler. İşte o yavrucakların ahını yüce Yaradan böyle duydu ve arzı cezalandırmaya başladı. Bu dünyada duası geçmeyen bir Müslüman yarın Hakk’ın huzuruna nasıl çıkar ki? Bu vebal Müslümanların içinden çıkan hainlerin ve miskin yaşamaya alışmış zümrelerin boynuna borç olarak yazılmaktadır. Düşmanın silahıyla silahlanmada zafiyet yaşayanlar, günahlar içinde pelteleşip kalanlar, duaları etkisizleşenler bu vebale ortak oluyorlar.
Oysa duanın önemini ve tesirini anlatan nice hadisler, nice ayetler var. “Eğer bir kul, Cenâb-ı Hakk’a bir hususta duâ eder de icâbet olunmazsa onun yerine bir hasene, yani bir sevâb yazılır.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, II, 67/3150) Hadiste böyle deniyor. Demek ki, nizama uyularak edilen duanın mutlaka bir karşılığı var. Öyleyse dualarımızın etkisiz olduğunu görüyorsak kendimize bir çekidüzen vermemiz kaçınılmaz oluyor. Yozlaşan hayatın kemikleştirdiği birtakım ritüeller bizi özümüzden ayırmakta ve dünyaya karşı aşırı istekli hale getirmekte. Bu da bizim Rabbimizle aramızdaki ilişkiyi zedeleyerek, bağımızı zayıflatıyor. Artık kapitalizmin ellerinden yakamızı kurtarıp, hayata olan dozajı hayli fazla eğilimimizden sıyrılmanın vakti geldi. Zira Allah açıktan uyarıyor bizi. Salgın hastalıklar, çekirge istilaları, depremler, küresel kuraklıklar ve daha nice yolla bu uyarıyı net bir şekilde gösteriyor insanlara... “İnsanlardan, “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver” diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur. Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der. İşte bunların kazandıklarına karşılık nasipleri vardır. Allah, hesabı çabuk görendir.” (BAKARA suresi 200-202 ayetler) Bu muhteşem ayetin ikinci kısmında yer alan hem dünyada hem ahirette iyilik isteyenlerden olalım inşallah.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi dua her daim Müminin dilinde olmalı ama her çağın geçer akçesi ne ise onunla zenginleşmek de gerek. Mesela çağın silahlarını üretmede ve geliştirmede geri kalmamalıyız. Bunun son zamanlarda, daha bir gayretle yerine getirilmeye çalışıldığını görüyoruz ama sadece bizim ülkemizde değil bütün ümmetin yaşadığı ülkelerde de aynı birlik ve beraberlikle diriltilmesi gerekli.
Ana konumuz dua olduğu için yeniden bu konuya dönelim. İşte, geçtiğimiz cumartesi günü bir Miraç gecesini daha idrak ettik. Allah bu gecede yapılan hayırlı dualarımızı kabul etsin. Üç ayların ilkini bitirip ikincisine geçtiğimiz şu günlerde biz Müslümanlara şuur versin. Ramazan bizi güzelliklerle karşılasın. Daha güçlü bir imana sahip Müslümanlar olalım ve yarın hakkın divanına çıktığımız zaman yüzümüz ak olsun. Al bayrağımız altında bütün ümmeti toplayalım ve küffarın karşısına, ölürsem gazi, yaşarsam şehit olurum düşüncesine iman etmiş mücahitler olarak çıkalım. Dualarımız çelik zırhları delsin. Kabe’miz yeniden ihtişamlı kalabalıklarına kavuşsun. Camilerimizde cuma ve vakit namazları tekrar kılınmaya başlasın. Eğer Rabbimiz bizleri bu kutsal mekanlardan tart etmişse, affetsin, huzuruna kabul buyursun. Bundan sonra vatanımıza el uzatanlar karşılarında bizi bulsun. Kadınına kızına tasallut edilen ümmet ayağa kalksın ve çelik zırhlı duvarları iman dolu göğsüyle yarsın. Çocuklarımızın, Allah’a şikâyet etmeden önceki sahipleri bizler olalım. Bizim sahibiz ise ezelden ebede Allah’tır zaten.
DUA
Şu mübarek gecede
Açtık ellerimizi
Sen affet diye bizi
Tövbe var her hecede
Açtık ellerimizi
Sen affet diye bizi
Tövbe var her hecede
Umudumuz sensin ya Rab
Senden bekleriz af
Durduk kıyama saf saf
Bırakma bizi böyle harap
Senden bekleriz af
Durduk kıyama saf saf
Bırakma bizi böyle harap
Günahımız çok biliriz
Vebalimiz ağır
Arşın gölgesine çağır
Mutlaka geliriz
Vebalimiz ağır
Arşın gölgesine çağır
Mutlaka geliriz
Yeryüzü kan revan
Dökülüyor çocukların kanı
Alınıyor kadınların canı
Zehirle doldu kovan
Dökülüyor çocukların kanı
Alınıyor kadınların canı
Zehirle doldu kovan
Akıl feraset ver
Müslümanım diyenlere
Hak hırkası giyenlere
Nasip et bir zafer
Müslümanım diyenlere
Hak hırkası giyenlere
Nasip et bir zafer
Fayda etmez bilirim
Sona kalan eyvahım
Sen affet bizi Allah'ım
Sağ yanıma yazılsın gelirim
Sona kalan eyvahım
Sen affet bizi Allah'ım
Sağ yanıma yazılsın gelirim
Müslümanlar oyunda oynaşta
Kimimiz şöhret düşünde
Kimimiz haz peşinde
Binimiz vuruluyor bir taşta
Kimimiz şöhret düşünde
Kimimiz haz peşinde
Binimiz vuruluyor bir taşta
Silkele kaldır bizi
Sen kaldır ayağa
Bırakma kafir elinde dayağa
Silinsin miskinliğin izi
Sen kaldır ayağa
Bırakma kafir elinde dayağa
Silinsin miskinliğin izi
Sevgiyle kalın. Ama mutlaka EVDE KALIN.