"Çünkü La İlahe İllAllah!"
Öyle zamanlardan geçiyoruz ki adeta 'ya olmak ya ölmek' sözünün ete kemiğe bürünmüş halindeyiz. Ya mübarek ve kutsal zaferler ya da şeref içerisinde adam gibi mağlubiyetler...
Farkında mıyız bilmiyorum ama bizim o yere göğe sığdıramadığımız dünya devletleri, o süper güçler eğer bizim içinde bulunduğumuz coğrafi şartlar içerisinde şu anki yaşadıklarımızı yaşasalardı bizim kadar dik durmaları ya da dayanmaları mümkün değildi.
Ne Amerika ve Amerikan istihbaratı;
Ne de İngiltere ve MI6..
En azından BİZ uzunca bir süredir yolumuzu çizdik. Ve rehberimiz hep 'Öleceksek adam gibi ölelim!' üzerine kurulu oldu ve bunu ilmik ilmik hissettik son zamanlarımızda. Arafta değiliz, niyetimiz ve safımız belliydi. Sonra ise başladı başkaldırımız, mücadelemiz...
Sonra o Yüce Efendileri(!) bizi pişman etmek ve bize tekrar el etek öptürmek için yeni yeni cânice tezgâhlar kurmaya başladılar. Öyle acılar doğdu ki bu tezgâhlardan sıradan bir ülke ve millet bu acıları kaldıramazdı. Fazlaydı o acılar normal, sıradan bir millete. Ondandır bizim büyüklüğümüz...
Bizim de tam olarak kaldırdığımız söylenemez o büyük acıları fakat zamanla çektiğimiz her acı BİZi izzet ve şeref içerisinde bir yaşama daha bir yaklaştırdı. Daha sonra BİZ bazı şeylerin farkına varmaya o kendimize sorduğumuz sorulara cevap vermeye başladık. Ve kendimizden başlayarak mücadelemize daha bir inanmaya başladık. Çünkü sonunda biz kazanacaktık.
-Çünkü; "La İlahe İllAllah"
Onlar şeytanca, ve kalleşçe planlar kuracaklardı fakat biz Rahman'ın yardımıyla hepsini bertaraf edecektik O bize Rahmet gösterecekti.
Onlar araya fitne sokup kardeşi kardeşe kırdırtacaklardı fakat BİZ Rahim'in yardımıyla kardeşleri birbirine kucaklaştıracaktık.
Onlar plan içinde plan yapıp BİZi Ortadoğuya gömme hesapları yapacaklardı fakat El Kahhar onların dizlerinin bağını çözecekti.
Onlar Deccal'in uşaklığını yapıp BİZim üzerimizden -zaten dağılmış olan- ümmeti ve milleti paramparça edeceklerdi, kumpaslar kurup BİZi hep zor durumda bırakmaya niyetleneceklerdi fakat Es Selâm bizi ve dinini selamete çıkaracaktı.
Onlar kadim Fırat-Dicle-Mezopotamya havzasında kendi sapkın ve fitnekâr impartorluklarını kurmak için her şeylerini feda eder derecesinde üzerimize geleceklerdi fakat El Melik devamlı olan mülk ve saltanatını BİZden yana kullanacaktı.
Onlar her defasında BİZi köle yapmaya, zelil duruma düşürmeye odaklanacaklardı fakat El Mûiz BİZe izzet ve şeferimizi kaybettirmeyecekti.
Ve onlar hiçbir zaman buna anlam veremeyip çılgına döneceklerdi. Bunca kurdukları planlar elbette boşa çıkacaktı ve elbette güneş bir gün BİZim tarafta doğacaktı.
Çünkü, BİZ O'nun yolunda çalışıp O'na inanıyoruz. Ve Çünkü;
"La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah"
Ve BİZ duamızı tekrar tekrar etmeye devam edeceğiz,
" Ya Muntakim, BİZi intikamına memur et! "