Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu CHP ne kadar özelleşecek?

CHP ne kadar özelleşecek?

Çok tartışmalı bir dönemde, 13 yıl önce CHP’nin başına gelen Kılıçdaroğlu’nunhikâyesi pek de iyi olmayan bir biçimde bitti. Varını, yoğunu cumhurbaşkanlığı için ipotek etmesinin bir bedeli olacaktı; bu bedel tahsil edildi.

14 Mayıs’ta adaylığını dayatmasaydı, kendisi bırakıncaya kadar CHP genel başkanlığı devam edecekti. Ama o, ‘olursa’ diyerek, denemek istedi. Olmayınca, kaçınılmaz son kendisini buldu. Zira partisinin başında olmadan, CHP gibi bir partiyi tutmak, kontrol etmek mümkün olmazdı.

Tam da öncesinde söylediğimiz gibi, partinin TBMM Grup Başkanı partiye el koydu.

İmamoğlu cesaret edebilse, adayım diyebilseydi bugün sevinen o olacaktı. Malum, tarihi kahramanlar yazar, korkaklar değil.

Özgür Özel pek çok kesim tarafından mutedil bulunuyor. Ne selefi ne de gölgesi olmak isteyen gibi.

Hafta sonu yapılan Kurultayda divan başkanı olan zat kendisine destek verdi. Verdiği desteğin karşılığını, gölge genel başkan olarak tahsil etmek isteyecektir.

Ancak, eğer haddini aşar da İstanbul belediye başkanlığı haricinde bir konuma kendisini oturtmaya kalkarsa kaybeder, konumunu tartışmalı hale getirir.

İktidar paylaşılmayı kabul etmez: Yarısı sende, yarısı bende olsun denilmez.

Kılıçdaroğlu’nun gelişi ile İmamoğlu’nun parlatılması arasında paralellik kuran ciddi bir kitle var.

Kılıçdaroğlu CHP’nin pek çok tabusunu yıktı. Kemalist bir partiden beklenmeyecek icraata imza attı.

Özgür Özel partiyi, eski pozisyonuna yaklaştırmak isteyecektir. Ancak bunda ne kadar başarılı olacağını Allah bilir.

Geçen seçimde küçük partileri TBMM’ye taşıyan, HDP ile kucak kucağa olan ve olmadık popülist söylemlerin arkasına sığınan bir parti hiçbir şey olmamış gibi hareket edemez.

Asıl kritik soru Özel’in partiyi ne kadar özelleştireceği konusunda düğümleniyor.

Malum, CHP devlet partisi refleksinden kurtulabilmiş değil. Halkla arasında bir bariyer, bir mesafe her zaman olageldi.

Çok partili hayata geçileli beri özelleşen, sivilleşen partiler iktidar şansı yakaladılar, ancak devlet gücünü kendi gücü gibi gören partilerse iktidara hasret.

Bunca yıllık iktidar hırsının bu kez yakalanması kolay görünmüyor. Genel seçimler beş yıl sonra yapılacak çünkü.

Fakat CHP ve Özel için önemli bir şans, 31 Martta yapılacak yerel seçimler.

Parti şu anda dipte. Bunun ötesi yok artık. Her hâlükârda partiye oy verecek çekirdek kitleden başkası kalmadı partide.

Yerel seçimlerde alınacak her yeni belediye, kazanılacak her yeni oy Özel’in hanesine yazılacaktır.

Özgür Özel’in en büyük şanssızlığı parti içi sorunlar. Seçmene tepeden bakanlar, parti içinde güç toplamaya çalışan çeşitli kesimler ve belirsizlikler elini kolunu bağlayacak.

Bunların başında İmamoğlu geliyor. Yukarıda da ifade edildiği gibi bir belediye başkanının parti genel başkanını yönetmesi ya da genel başkanın gücünü dengelemesi kabul edilemez.

Ülke siyaseti için Özel bir şans anlamına geliyor. Muhalefetin toparlanması, istikrara kavuşması ve iktidar namzedi olması ülke siyaseti için önemli.

Asıl mesele, Özel buna uygun biri mi?

Bunu zaman gösterecek. Ancak kısa ve orta vadede yapacakları gücü ve kalıcılığı konusundaki tereddütleri giderecektir.

Böylesi durumlarda, yani sivil olmayan kişilikler ve karizması sınırlı yöneticiler uzun dönemli olamayabilir. ‘Kılıçdaroğlu gitsin de kim gelirse gelsin’ diyen kitlenin parti içindeki ağırlığının fazla olduğunu düşünüyoruz ama tam nerede durduğunu bilemiyoruz.

O nedenle Özel ‘emanetçi’ mi, genel başkan mı olacak, zaman gösterecektir.

Eğer partiye ağırlığını koyar, memleket meselelerine gerçekçi bakış açısı getirir, iktidara gelme potansiyelini açığa çıkarabilirse önü açılır.

Aksi halde silik bir kişilik, birilerinin gölgesi arkasına saklanan bir lider adayını milletimiz sevmez.

CHP seçmeninin de aynı kanaatte olduğunu düşünüyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi