Cem Ali Yaman
Cem Ali Yaman Candan Cana

Candan Cana

Kervan;

Kalabalıktan yüzyıllara yükselen bir ses bir Nida!

O’ burada

Yeşeren bahar

Çağlayan ırmak

Yükselen ay

Parlayan güneş burada!

Yıldızları kamaştıran güzellik burada!

Gözler şaşkın,

Gözler nemli

Kulaklar keskin

Karıncaları işiten kulaklar

Onun sesiyle dilruba

Dikkatler pür dikkat..!

Yürekte derin bir sessizlik,

Nefeste derin bir ürperti

Karanlığı çatlatırcasına

Sabahı doğururcasına

Soluk soluğa

Ruhlar çığlıkta!

Zaman, canını arıyor !.

Heyecan ve kalp atışları dayanmıyor!

Sabrın tükenişi kıyameti zorluyor!

Adımlar vakur

Baş, duruş vakur

Bekleyiş, Sur’a davet!

Kıyameti sustururcasına

Sessizlik, şecaatin kollarında

Artık hakikat! O’nun varlığında

Saygı gökyüzüne ulaşmış.

Saygı her hali ile saygınlığa bulanmış

Rüya, kâbustan uyanmış

Her nereye baksa aydınlanır karanlıklar

Zulmün şakağında

Mazlumun ahın da

O’nun kalbi var

Kervan, kaybettiğini bulan seyyah

Coşku, neşve ihtişam

Edep her hali ile kucaklıyor canı

Kanayan yaralar Onunla diniyor

Kayboluşlar son buluyor

Çocuk ya bu.! merakı dillerde..!

Yüreğinden dökülen inci mi yoksa mercan mı?

Sen söyle hayat! O’nun varlığı koca bir heyecan mı?

Hangi vuslat bu kadar heyecanlı

Baba, baba

Bu gelen de kim?

Bakışları, ruhumu kafesten uçuruyor

Dünya yerinden oynuyor

Yüreğim Onunla atıyor!

Bir anki asra bedel

Bir anki ölüler diriliyor

Bir anki benlik varlığını buluyor

Baba yutkunuyor baba evladına umudu yutkunuyor

Yorgun ruhlar Onu görünce şahlanışta

Yüz mütebessim, ciddiyet gönülden düşmüyor

Toprakların sıcaklığından mıdır?

Yoksa güneşin öfkesi midir? Bilmem! Bilemem!!

Lakin serinlik, yaklaştıkça ötelerden gelen, bedenlere inen ferahlıkta

Her karanlığın ardından O

Her yokluğun ardından bir var oluş O

Her zerrenin şemsi O

En güzel terennüm O

Bitmeyen şiir O

Sonu gelmeyen, gelmesi istenmeyen O

Vücut bu! suya hasret, aşa hasret

Yangındaki sineler Ona hasret

Beden matlubunu arıyor.

Kayıp yüzler Köle çehreler Efendisini arıyor.

Ve bir ses!

Bir muştu

Bir muhabbet

Bir Aşk

Bir Çare

Taş sinelere gül

Güle Bülbül

Bülbül’ün ahuzarına

Ney

Neyde Nefes

Ölümü terbiye eden ses!

Esselamu Aleyküm!

Ben Allah’ın kulu ve elçisi Abdullah oğlu Muhammed (sav)!

Kervan ağlamaklı,

Dinen feryadın, kabul olan duanın parıltısı bu

Gözlerde umudun dirilişi

Yarınların bitmeyin gülümseyişi bu

Susuzluğun pınarı

Kanayan yaraların şifası

Dünyanın hayatı

Hayatın da hayatı

Sonsuzluğun anahtarı

Varlığın anlamı O

Sese karışmış bir kere hüzün!

Çilede halvet

Yitik akılları Ona havale et

Hüzün ki bahar cıvıltısı

Gökyüzünden de berrak

Toprak kadar

Arşı kucaklayan samimiyet

Yüreklerden, dillere damla damla incelik

Zerafet nezaket letafet

Her hallerinde ayrı bir asalet

Sözcükler halde haller bakışlarda bakışlar o kurban başlarda

İncitirsek kainat incinir korkusu

Yarabbi zifiriyi çatlatır bunların kokusu

Gökteki yıldızları imrendirir

Putları yere serdir.

Ve çocuk

Kahramanlıkla bezenmiş

Kalbinde gördüm ki yalnızca Onun varlığı yücelmiş.

Bakalım gönülden ne söylemiş?

‘Anam Babam sana feda olsun Ya RasulAllah’

İstemem

Şarkılar büyütüyorum, göğü kıskandıran şarkılar

Gökyüzü inmiş kollarıma, istemem gayrısı sizin olsun

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cem Ali Yaman Arşivi