Ağzına fırın küreğiyle vurulacaklar
Bu hafta gündemde yapılan zamlar, uygun fiyata satış yaptığı için davalık olan esnaflar vardı. Bu farklı örnekleri, ülkemizin içinden geçtiği sıkıntılı süreçte vatandaşın yanında olanlar ve ne olursa olsun bizim kârımız, konforumuz yerinde olsun diyenler diye ikiye ayırabiliriz.
Bu haftanın ilginç haberlerinden birisi de Bursa’da bir fırıncının ucuz ekmek sattığı için mahkemelik olmasıydı. Ağzına fırın küreğiyle vurulması gereken bilirkişiye göre fırıncının bir liraya sattığı ekmeğin maliyeti bir 65 kuruşmuş(!) yani fırıncı sattığı her ekmekten zarar ediyormuş… Fırının mülkünün fırıncıya ait olmasına rağmen bilmeyen kişi fırının günlük kirasının 135 lira olduğunu söylemiş.
Dava açan diğer fırıncılar fırıncı Balaban’ın zarar ettiğini söylerken, Balaban nakit alıp sattığı, unu çok aldığı için maliyetin düşük olduğunu, bu haliyle kâr ettiğini söylüyor. Yasalarımıza göre ucuz ekmek satmak suçmuş. Belli bir fiyat belirlenip, onun üzerinde satışın yasaklanması doğrudur. Ama gramdan çalınmıyorsa, ekmeğin kalitesi yerinde, üretim şartları hijyenikse ucuza satılmasında ne gibi bir mahsur olabilir ki? Lafa geldi mi serbest piyasa ekonomisi demiyorlar mı… O fırıncının zaten milletten aldığı dua ile kazandığı para bereketlenmiştir. Sürekli ona şu kadar buna bu kadar zam geldi, girdi maliyetleri arttı diye zam peşinde koşan açgözlü esnaflar utansın…
Konya’da etliekmeğe gelen zamla ilgili pek fazla yorum yapmak istemiyorum. Çünkü durduk yere ağzımı bozmak istemiyorum. Bu konudaki düşüncemi birkaç yıl önce “Etliekmek mi ağır ekmek mi?” başlıklı yazımda söylemiştim. Merak eden internetten o yazıyı bulur okur. 250 gram ekmek 90 kuruşken 180 gram etliekmek hamuru nasıl oluyor da bir lira 60 kuruş oluyor. Bir fırında günlük binlerce üretiliyor, kendi halinde etliekmek fırını o kadar üretim yapmıyor diyebilirsiniz. Lakin 90 kuruşluk ekmek fiyatıyla hem fırıncı kâr ediyor, hem satan bakkal kâr ediyor hem de bir nakliye masrafı oluyor.
Etliekmek fırının da ise bu tarz masraflar yok. Lokantalarda satılan etliekmeğe de zam gelmiş. Tamam, bahane olarak kira, un fiyatlarındaki artışı öne sürmenizi bir yere kadar anlarız da soğana zam geldi ne demek, insanda biraz Allah korkusu olur. Soğan fiyatı birkaç ay yükseldi –ki pazarda en fazla üç lira oldu, hâlde toptan fiyatı daha ucuzdu. Şimdi tekrar bir liraya düştü. Tamam, canımız istedi zam yaptık deyin ama soğanı bari kötü niyetinize alet etmeyin… Zammın uygulanır olmadığının farkında olan mahalle fırınları fiyatlarına yansıtmayacaklarını söylüyorlar. Çünkü uzun vadede kaybeden esnaf olacaktır. Etliekmek artık lüks haline geldiğinden insanlar önceden hafta da bir yaptırırken, şimdi ayda bir hatta birkaç ayda bire dönmek zorunda kaldılar.
Günlük kârlar üzerinden insanları düşünmeden yapılan zamlar hem ülkemizin geleceğine sıkılan kurşun, hem de uzun vadede esnafları zor duruma düşürecek bir durum olacaktır. Elbirliği ile ayakta durmak için biraz zararı göze almalıyız. Aksi halde kaybeden hepimiz olacağız…