Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu 15 Temmuz

15 Temmuz

Bir milletin kaynaklarını kullanarak, ona nasıl ihanet edilebileceğini gösteren eli kanlı terör örgütü Fetö’nün en büyük zararlarından biri toplumda güveni ortadan kaldırmasıdır.

Bunu yaparken de din gibi yüksek duyguları kullandılar. Topluma düzen vermesi gereken inanç ve değerler tersyüz edildi.

Bu alanda görevli kurumlarımız etkili olamadılar.

6. yılını dolduran kalkışmadan hangi dersleri çıkarmamız gerektiğini tartışmak zorundayız. Bunu sağlıklı biçimde yapamadık. Süreçlerini ve sonuçlarını konuşuyoruz ama sebeplerine inemedik henüz.

O dönemde resmi ağızların gayrı resmi beyanlarında ‘mevcut örgüt üyeleri 6-7 yıl ceza alacak, 4-5 yıl cezaevinde yatacaklar ve süreç normalleşecek’ türü laflar duymuştum.

Örgüt üyelikleri tespit edilenlere belki cezalar verildi, bir mücadele dönemi yaşandı. Ancak, pişman oldukları konusunda emin değilim.

Aktörleri tek tek değerlendirmekte fayda var.

Evet, Fetö örgütüne yakayı kaptıranların kahir ekseriyeti, belki de tamamında bir nedamet görmek mümkün değil. Hala masum olduklarını, 15 Temmuz gecesi ellerine silah almadıklarını söyleyerek temiz olduklarını iddia ediyorlar.

İktidar büyük bir mücadele verdi. Kendisine karşı yöneltilen ‘koruma, kollama ve büyümesine izin verme’ ithamını bertaraf etmek bir yana mücadeleyi adaletli biçimde yürütme baskısıyla da karşı karşıya kaldılar.

Muhalefetin büyük bir kesimi Fetö’yü bir enstrüman olarak görüyor. Terör örgütü olduğunun farkındalar, ancak bu örgütle ‘mücadelede şu hata yapıldı, bu yanlış vuku buldu’ söylemleriyle iktidarı yıpratmak ve bu kesimden destek almak için bir çaba içine girdikleri anlaşılıyor.

Nefret bile etseler ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ demek işlerine geliyor.

Fetö’den mağdur olmuş kesimlerin öfkesi tam olarak dinmedi. Yıllar boyunca haksızlık, adaletsizlikle devlet mekanizmalarını kullanan bu hainlerin sebep olduğu yıkım birkaç kuşak daha devam edecek.

Bürokraside aynı temizliğin yapıldığı konusunda da çok ciddi şüpheler mevcut. Boyuna kadar pisliğin içine girmiş tipler kamusal alanlarda boy gösteriyorlar. En kötüsü de yetkili makamları işgal ediyor olmalarıdır.

‘Fetö güçlü bir örgüt, bunlarla çalışalım’ diyeninden tutun da ‘üst kademeler kötü ama alttakilerin bir kabahati yok’ söylemine kadar giden bir ihanet mevcut.

Örgüt gelişirken devlet mekanizması tarafından desteklenmiş olabilir, birtakım koruma kalkanları getirilmiş de olabilir. Fakat bu, örgütün bir terör yapılanması olduğu gerçeğini değiştirmez.

Bugün pek çok kurumda maalesef Fetö mücadelesi diye bir kaygı yok. 15 Temmuz’da görev yapıp, mücadele sorumluluğu üstlenenlerden daha sonra aynı mevkilere gelenler bir bilgi talebinde bulunmuşlar mı?

Kurumsal hafıza oluşmuş mu?

Çoğu kurumda bu olmadı.

Toplumun kılcal damarlarına kadar girme talimatı veren Fetö elebaşı mensuplarını cesaretlendirebiliyor, bekleyin geliyoruz diyebiliyor.

Her şeyin akla-kara kadar net olmadığı Fetö denkleminde bu hain yapılanmayı kendi emelleri için kullananlar yok mu?

Sadece ve sadece bugün etkili konumda olmaları nedeniyle istediğini aklayan, istemediğine de Fetö yaftası yapıştıranlar bulunmuyor mu?

6 yılını dolduran ve bu toplumun asla izin vermeyeceği terör örgütü planlarını sinsice işletiyor. Topluma fitne tohumları ekerek, olmadık olayları kaşıyarak, dezenformasyon üreterek yapıyor bunu.

O dönemde yetkilileri uyarmıştım: ‘İrtibat ve iltisakı nedeniyle sayıları yüzbinleri bulan Fetö mensupları internetin başına geçerek fitne-fesat üretecekler’ demiştim.

Bazı durumlarda da kripto elemanları aracılığıyla sürdürüyor.

Bunlara karşı da bir tedbir alınmadı.

Unutmayalım; Fetö’de milat diye bir şey olmaz.

Kimileri açığa çıktı, kimilerinin çıkması için zamana ihtiyaç var.

En tehlikelileri hala görevleri başında olan, insanlarda devlete ve hükümete karşı kin oluşmasına katkı sağlayan tipler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi