Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal TÜİK’in Enflasyonu mu Halkın Enflasyonu mu?

TÜİK’in Enflasyonu mu Halkın Enflasyonu mu?

TÜİK tarafından açıklanan ve merakla beklenen 2024 yılı Aralık ayı ile birlikte yıllık enflasyon oranı, yetkililerin görüşleriyle günlerdir alıştırılan kamuoyunun beklentilerine paralel olarak gerçekleşti. 3 Ocak 2025 tarihi ve saat 10:00’da açıklanan enflasyon oranı ile ilgili TÜİK tarafından aktarılan bilgilere göre; TÜFE'deki (2003=100) değişim 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %1,03, bir önceki yılın Aralık ayına göre %44,38, bir önceki yılın aynı ayına göre %44,38 ve on iki aylık ortalamalara göre %58,51 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %25,88 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %91,64 ile eğitim oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre en çok azalan ana grup %-0,67 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %2,78 ile ev eşyası oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2024 yılı Aralık ayı itibarıyla, 19 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 12 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 112 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %1,17, bir önceki yılın Aralık ayına göre %43,94, bir önceki yılın aynı ayına göre %43,94 ve on iki aylık ortalamalara göre %58,37 olarak gerçekleşti.[1]

Yİ-ÜFE (2003=100) ise 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %0,40 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %28,52 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %28,52 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %41,10 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %36,17 artış, imalatta %30,02 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %11,21 artış ve su temininde %34,48 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %27,01 artış, dayanıklı tüketim mallarında %35,69 artış, dayanıksız tüketim mallarında %39,26 artış, enerjide %11,92 artış ve sermaye mallarında %29,21 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %0,63 artış, imalatta %1,0 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %5,84 azalış ve su temininde %1,57 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %0,64 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,41 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,48 artış, enerjide %3,37 azalış ve sermaye mallarında %0,92 artış olarak gerçekleşti.[2]

TÜİK’in açıkladığı veriler incelendiğinde kendi içinde mantıklı olmakla birlikte, 86 milyona yaklaşan nüfusumuzun çok büyük bir kesimini tatmin etmediği de açıktır. Karamsarlığın artmasının nedeni kamuda çalışan memur, işçilerle emekli ve asgari ücretlerinin maaşlarının açıklanan enflasyon oranına göre belirlenmesinden kaynaklanmaktadır. Toplumun çok az bir kısmı hariç; memur, işçi, yaklaşık 23 milyon emekli, asgari ücretlilerle küçük esnafın kullandığı malların fiyatlarındaki yıllık artış, açıklanan enflasyonun çok üstündedir. TÜİK verileri kaynak alınıp reel gelirlerin azaltılarak enflasyonun düşürülmesinin geçiciliği bir yana, sosyal sorunları da artıracaktır. Kalıcı olarak enflasyonu düşürmenin yolu; arz-talep dengesini sağlamaktan, caydırıcı yaptırımları uygulamaya koymaktan, piyasadaki tekelleşmeyi ve keyfi fiyat artışlarını önlemekten geçmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi